Abdurrahman Peşaverî’nin Kabil’e büyükelçi olarak geldiğini duyan ailesi memleketine dönmesi için ona bir mektup yazar. Peşaverî’nin ailesine gönderdiği cevap mektubu dikkate şayandır: “Vatanım işgal altındadır. Ben hür bir adamım. İngiliz işgali altındaki topraklara gitmem.” Ardından, Kabil’e gelerek dönmesinde ısrar eden annesine “Anne, Anadolu İşgal altındayken gelemem!” diye cevap verecektir.
14 Nisan şehitler haftasının olduğu bu ayda birçok vatan evladı gibi, bir Peşaverlinin, inancı uğruna dünyanın farklı bölgelerinde cansiperâne verdiği mücadeleleri hatırlamak, ufkumuzu genişletmek adına oldukça önemlidir.
Balkan Muharebeleri esnasında Osmanlı’ya yardım için Pakistan’ın Peşaver şehrinden gelen Abdurrahman Peşaverî, İstanbul’da başlayıp Beyrut’ta tamamladığı askeri eğitiminin ardından Gelibolu cephesinde savaşmıştır.
İstanbul’un işgalinin ardından Anadolu’daki mücadelelerde büyük yararlıklar gösteren Peşaverî Anadolu Ajansı’nın kuruluşunda görev aldığı gibi TBMM’nin ilk büyükelçisi olarak Afganistan’a gönderilmiştir. Bugün, Peşaverî hakkında ülkemizde bir tek makale bile yayınlanmadığı gibi Maçka’da olduğu bilinen kabri de tespit edilebilmiş değil. TBMM Dış İlişkiler ve Protokol Başkanlığından Mücahit Arslan Bey uzun süredir izini sürdüğü Abdurrahman Peşaverî’yi dergimiz için kaleme aldı.
Mısır ve Kırım, daima tarihimizin merkezinde yer alan iki önemli coğrafya. İkisi de bir süredir karışıklık ve sıkıntı içinde. Bu ay, 1918’de İstanbul’dan memleketine giden bir Kırımlının Bolşevik işgalindeki Kırım’ı anlatan hatırası sizi adeta bir zaman tüneline sokacak. İkinci olarak, Mısır’da 1600’lü yılların başında çıkan karışıklığa Yavuz Ali Paşa’nın tavrı ve ortaya koyduğu çözümler de günümüz için mesaj taşır nitelikte.
Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yılı dolayısıyla savaşın bilinmeyen yönlerine ışık tutmaya devam ediyoruz. Çanakkale sularında düşman gemilerini avlayan Demirhisar Torpidobotu ve mürettebatının hazin hikâyesini ilk defa dergimizde okuyacaksınız.
Bulgaristan’dan Anadolu’ya gelerek talebeleri ve eserleriyle İslam’a hizmet davasına ismini yazdırmış Ahmet Davudoğlu’nu da sayfalarımıza taşıyarak, vefatının 31. yılında rahmetle anıyoruz.
