Neoliberal Çağda Yemek Ritüelleri

Yemeğin Psikopolitikası

Mihalis Mentinis

En Eski Yemeğin Psikopolitikası Gönderileri

En Eski Yemeğin Psikopolitikası kitaplarını, en eski Yemeğin Psikopolitikası sözleri ve alıntılarını, en eski Yemeğin Psikopolitikası yazarlarını, en eski Yemeğin Psikopolitikası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yemeğin kendi dilini oluşturması, verilen mesajı almak ve o mesajın simge ve metaforlarının tesiri altında kalmak için, sunulan bir yemeği illa ki fiziken tüketmek veya o yemeği kendimiz pişirmek zorunda olmadığımız anlamına gelmektedir.
..., yemek yeme alışkanlıkları benliğin ve toplumsal ilişkilerin belirli biçimleriyle ayrılmaz bir şekilde ilişkilidir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Ne yediğimiz, nasıl ve ne miktarda yediğimiz, kiminle ve nerede yediğimiz, kim olduğumuzu belirlemede cinsel faaliyetlerimizden daha önemli (ya da en azından eşit) bir konuma yerleşmiştir.
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Kant, Yargı Yetisinin Eleştirisi'nde* (1987) görmeyi ve duymayı tat ve koku almanın üzerinde tutan uzun soluklu felsefi bir geleneği takip etmek suretiyle yemeği ve içecekleri ciddi önem atfedilmesi gereken nesneler olarak görmeyi reddeder. Bu argüman, tat almanın yansıtıcı bir estetik deneyim sunamayacağını kabul eder, yani tat alma ile ilgili hiçbir deneyimin nesnesi; hazsal dolaysızlığı (güzel olanın takdiri için gerekli olan önyargısız tutuma karşılık olarak), düşünümsel hoşa giden veya git- meyen duyumsalını yansıtması (kişinin nesne ile düşünceli imgesel angajmanına karşılık olarak) ve tat almanın öznel göreceliliği (varolan evrensel güzellik kabulüne karşılık olarak) sebebiyle güzel olarak tanımlanamaz.
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
İtalyan Fütüristlerin yemeği estetikleş- tirmeleri, Benjamin'in (2005) faşizm söyleminde politikanın estetikleştirilmesi tespitini önceler. Marinetti'nin platformunda estetikleştirilmiş "beyaz" yiyeceklerin tüketilmesi, aradaki sınırı tayin eden besleme ve cinsellik rejimlerinin ihlali şeklinde algılanabilecek bir eylemi veya ırksallaştırılmış beyaz ve siyah bedenler arasında gerçekleşmesine müsaade edilen bir tür teması temsil etmekteydi.
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Yemek iddiam Lacan'ın "Babanın Adı" (1993) yasasıyla benzer şekilde işlediğine dair bir yaklaşım sergilememiz gerektiği yönündedir. Eğer ki Babanın Adı temelde cinsellik rejimi ile ilişkilendirilen bir işlevse, yani arzuyu ve bedenlerin cinsel birleşimini düzenleyense, "şefin" ismini, beslenme/mutfak terimleriyle simgesel angajmanı mümkün kılan, daha önce bahsettiği miz beslenme düzeninin ayrıcalıklı bölgesine karşılık gelen kişi olarak tanımlamamız olası değil midir?"
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu