Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Yüksek Puanlı Yeraltından Notlar Yorumları ve İncelemeleri
Yüksek Puanlı Yeraltından Notlar sözleri ve alıntılarını, yüksek puanlı Yeraltından Notlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.310 üzerinden
Dostoyevski'nin 40 yaşında yazdığı eseri, karakter gibi. Kitabın ilk 50 sayfası söylev şeklinde ilerlerken geriye kalan 100 sayfa günlük şeklinde yazılmış. Özellikle ilk 50 sayfada öyle çok "yerin altını" çizdim ki... İnsanın en içinde tuttuğu, insana dair, dışarı çıkarmaya utandığı ne varsa karakter dolayısıyla, yüzümüzü vuruyor
Seninle yeraltı bile güzel Dostoyevski...
Mükemmel bir kitap bitirdim,fakat içimde bitmeyen bir etkiyle... Kitaba ne yorum yapsam eksik kalacak, kelimeler tamamlayamayacak hissettiklerimi. Öncelikle bu bir roman değil, bu eser bir hayal ürünü değil. Bu, Dostoyevski'nin de hayatından izler taşıdığını bildiğimiz bir hatıra aslında. Dönemin Rusyasının tüm olumsuz yönlerini anlatır, eleştirir, hiyerarşinin egosunu, samimi olmayan tüm ilişkileri, karmaşık iş hayatını eleştirir, insanın varolma çabasını sorgular ve bunu yaparken çok yoğun bir anlatım sunar. Sayfa sayısı sadece 150, ancak anlatım o kadar yoğun ki okurken zorlanıyorsunuz. Dostoyevski 'yi anlamak adına okunması gereken çok çok mühim bir eser.
Yeraltından Notlar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
1821 yılında doğan dostoyewski askeri mühendislik okulunu bitirdikten sonra 1846 yılında tam olarak 25 yaşından itibaren yazarlık yapmaya karar verip ilk romanı "insancıklar" olup daha sonra belli bir zaman aralıkları ile üstad farklı türlerde sürükleyici romanlar bunların arasında "suç ve ceza, anne kerianna, ve karamazov kardeşler" olmak üzere sürükleyici romanların içinde farklı dünyalar içinde mistik hayatlar inşa etmiştir.
"Yeraltından notlar" eserine gelince yazar içine düşmüş olduğu umutsuzluk kervanının yanı sıra bedbaht kaderinin ona ne denle zarar verdiği ve insanların umutsamazlıkları veya çıkar ilişkilerinin ve dünyadaki yaşamlarının seyri işlerken tamamen maddi menfaatleri üzerine bir insanı nasıl mahfedebilir dünyasını yıkıp geleceğini çökertebilir bundan bahmetmiştir. Dolayısıla çektiği sıkıntıları veya içinde bulunduğu psikolojik dramını kendi hayatından ufak kareler halinde örnekler verip dile getirmiştir. Bundan dolayı cesaretli olup iyi veya kötü önemli değil anılarını insanlarla paylaşması gereğince kaleminden dökülen her mürekkebin bir danesi dünyanın pahabiçilemez en değerli doğa taşından daha değerlidir. Teşekkürler...
160 syf.
10/10 puan verdi
Kitabın başlarında bir ruh hastası ile sohbet ediyormuş hissine kapıldım,zamanla kendimi okuyormuşum gibi hissedince bi ürperdim.Bu eser,kesinlikle hastalıklı bir ruh halinin insanlara kapılarını açması.İnsanın ruhunun en derinlerinde olan sorunlarını,sıkıntılarını bir ayna gibi yansıtarak insanın kendisini görmesini sağlıyor.Dünyadaki hangi ayna insan ruhunun çatlaklarını gösterebilir ?
Kulak verin bu muhteşem yazara!! Çünkü o insanın kibrini, nefretini, gelgitlerini kaleme döküyor. Zihnimizle oynuyor ve tüm düşüncelerimizi ortaya koyuyor. Belki baş karakterden nefret etmenizi sağlıyor ama asıl amacı tabi ki bu değil. Asıl amacı insanın kendisini anlaması. Bir deneme yazarken bile ahlak kurallarını göz önüne alıp eleştiri almamak için düzgün insan modelini çiziyoruz ya hani. Dostoyevski öyle değil. İçinden ne geçiyorsa onları yazıyor. Yalan söylese bile peşinden 'hayır hayır yalan söyledim' nezaketini gösteriyor. İlk kez bu kadar içten ve düşüncelerini korkmadan yazıya döken bir eser okudum. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm Yeraltı. Bu bölümden yazar yaşadığı yerin bir yeraltı olduğunu düşünüyor ve kendi kendine kimseye diyemediği düşünceleri, kendini tanıtmak mahiyetinde yazıyorrr yazıyorrr. Evet okuyan herkes nefret eder bu kişilikten ama insan kendini görüyor, ölçüyor, tartıyor.. hem kendi insanlığını hem de diğer insanları.
İkinci bölüm Notlar. Bu bölümde karakter dışa açılıyor ve insan ilişkilerini kendi hatıraları ile anlatıyor. Fuhuş, çıkar ilişkileri, sahte arkdaşlıkları gözler önüne seriyor. Bu pasajdan anladığım şu ki; her kitap kendi dönemini yansıtır. Bu eser de o dönemdeki Rusya'yı ele alıyor. Peki bu sorunları eleştiriyor mu? Tabiki de hayır. Asıl eleştirdiği bu sorunları eleştiren kişiler. Yani her insanın içinde negatif duyguların olduğunu ve bunları gizlemenin yanlış bir olgu olduğunu anlatıyor. Yani kısacası bı kitap, ruhumuzun ve bilincimizin yazıya dökülmüş hali. Okuyun, okuyun, okuyunn
151 syf.
9/10 puan verdi
Kitap iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde anlatıcımız kendisine ait bilgiler vermekte ikinci bölümde üç farklı olay anlatarak verilen bilgileri somutlaştırmaktadır. İlk bölümü okuduğumda bilgiler havada kaldı benim için. İkinci bölümü okuduğumda taşlar yerine oturdu ancak tekrar birinci bölüme dönüp okuma isteği ve gereksinimi duydum.
Kitap, Yeraltı ve Sulusepken olmak üzere iki bölümden oluşuyor.
Yeraltı bölümünde: Yeraltı adamımız fikirlerini sunuyor ve bazı konularda Dostoyevski, yaşadığı dönemdeki rasyonel egoizme karşıt düşüncelerini de içeriyor.
Sulusepken bölümünde: Yeraltı adamının yaşadığı bir olaydan bahsediliyor.
Yeraltı adamı, kendini dış dünyadan soyutlayıp ruhunun derinliklerine kapatmış, kitaplarla ve hayalleriyle yaşabileyen biridir.
Bazen de canı istediği için kendini dış dünyaya çıkaran ve orda insanlarla konuşmak onlarla dost olmak isteyen fakat kendini onlardan aşağı görüp küçümseyen bu yüzden kendini kanıtlama çabasına giren fakat yaptıklarını düşününce kendinden nefret eden olayları sürekli kafasında döndüren ve çelişkilerde kalan bir adamdır.
Bazen bu karakterin yaptığı davranışlara kızıp bazen de yaşadığı durumlarda kendimizi bulacağız. Karakterin adının olmaması da herkesin kendi içinden bir şeyler bulabileceği biri olmasıdır.
Ben kitabın ilk bölümünü daha çok sevdim ve kesinlikle okunması gerektiği bir kitap olduğunu düşünüyorum :))
Dostoyevski'nin insanı okurken düşündürdüğü düşünürken güldürdüğü yüz elli yıldır okunan gerçek bir başyapıt. Rus klasikleri dediğimiz zaman roman tarzında Dostoyevski gelir. Henüz okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen etkilenmiş bulunmaktayım. Kitap, ruhu, iç çatışmayı, doğruyu, yanlışı bir arada tutan ve ''yeraltı'' diye adlandırdığı ruh halinden yani iç sesinden kendisine seslenen karakterine uzun çılgınca söylevle başlıyor. Kitap iki bölümden oluşuyor, ayrıca ahlakçı, uyumsuz, dürüst kişinin yaşadığı bir aşağılanmayı ve iç çekişmeyi anlatıyor.
''İnsan olmak, gerçek insan, etiyle kemiğiyle insan olmak bile ağır gelir bize. Utanırız bundan, insan olmayı yüz karası sayarız, benzeri olmayan toplumsal birtakım insanlar olmak için çabalarız. Ölü doğmuş insanlarız biz ve uzun zamandır canlı babaların çocukları değiliz, ve giderek daha çok hoşlanıyoruz bundan. Çok yakın bir gelecekte bir şekilde düşüncelerden doğmanın yolunu bulacağız.''
Otobiyografi olarak gördüğüm bir roman olarak mutlaka okunmalı. Tavsiyelerde bulunulmalıdır.
#Dünyaklasikleri
#iççatışma
Dostoyevski'nin yeraltına konuk olmuş muydunuz?
Eğer olmadıysanız bu eseri okumak için yazarın hayatına bakmanizda fayda var. Böylelikle eser gözünüzde eminim çok daha farklı bir yere oturacaktır.
Sürgündeki günlerinde kardeşine yazdığı mektupta mezara gömülmüş bir insan olarak yaşadığını diğer mahkumların kendisine bir böcek gibi davrandığından bahsetmiş.
Gercekten kitaptaki ana karakterimiz de yaşadığı dünyayı, ordaki yalnızlığı bir yeraltına benzetip ordan okuyucuya seslenmektedir.
Iki kısımdan oluşan kitabın ilk bölümünde ruhundaki gelgitleri, varoluşsal sıkıntıları felsefik bir sunuşla anlatırken diğer bölümde ilk kısımdaki soylevinin altyapısını oluşturan olaylardan bahsediyor. Bu kısımda adeta günah çıkarıyor diyebiliriz.
Karakter kendisini dışlayan, bir böcekmiş gibi davranan arkadaş grubuna kendini ispatlamak isteyen biri. Aslında kendini onlardan neredeyse her bakımdan yukarıda görüyor ama buna rağmen bir türlü zincirlerini kıramıyor. Değerinin bilinmemesinin acısınıysa onlara yapamadığını başka birine yaparak çıkarıyor. Bu kısımlarda çok etkilendim.
Tüm bunların dışında bir toplum eleştirisi aynı zamanda. Memnun olmadığı bu hayatın bir sebebinde toplumdur. Ve hatta çevreyi kendisi olmasına engel olmakla suclamaktadır.
O sebeple çok derin bir kitap. Tekrar okunabilecek, bunu hakeden bir eser.
Ben yapamadım ama Dostoyevski okuyacak olanlara tavsiyem mutlaka kronojiye göre okumalarıdır.
Keyifli okumalar
‘Dostoyevski’yi okudum ondan sonra hiç huzur kalmadı bende.’ Cemal Süreyya’nın bu sözü neden söylediğini bu kitapla kolayca anlayabilirsiniz. Çoğu insanın kabul etmekten kaçındığı gerçekleri, iç çatışmaları kitabın ilk bölümünde tokat gibi yüzünüze vuruyor Dostoyevski. Okuduğunuz bir bölümü tekrar okumak isteyeceksiniz eğer benim gibi ‘okuduğum kitap bana bir şeyler katsın, bana kendimi sorgulatsın’ diyen bir okursanız bu kitap size kabullenemediğiniz kendinizle ilgili çoğu gerçeği gösterecek ve başkalarını kandırmak kendinizi yüceltmek adına konuştuğunuz yalanları size birbir ödetecektir. Dostoyevskinin neden dünyanın en iyi yazarlarından biri olduğunu anlayacağınız bir kitap.
Dostoyevski'nin akılları karıştıran ve kendini bir daha sorguladığın bu romanı okurken çok yavaş ilerledim.Kimsenin bazı şeyleri bilip kendine bile soramadığı soruları sorarak, yapamadığı analizleri yaparak okurları şaşırtan ve okurların kendini bulduğu romanda beni etkiledi. Okumak isteyenlere de şiddetle öneriyorum
Dostoyevski Yeraltından Notlar'da aslında hepimizin içinde bir yerlerde gizli, hatta kendimize bile açıklayamadığımız melankolik yönümüzü yüzümüze vuruyor adeta. Kitabın ilk bölümünde yazar, anlaşılması zor ve çelişkili ifadelerle okuru çelişkiye düşürüyor fakat 2.bölümde yaşamında olmak istediği ve kendi ruhuna yenik düşüp hapsolmuş bir karakteri çok net görüyoruz. Kıtabi okumadan önce Zeki Demirkubuz'un Yeraltı filmini izlemiştim ve kitabı muazzam şekilde yansıttığını kitabı okuduktan sonra daha iyi kavradım. Kesinlikle kütüphanenizde bulunsun. (Geç de olsa)
Dostoyevski, başlangıçta en ince damarınızdan içeriye dalıp, tüm hayati organlarınızı dolaştıktan sonra beyniniz ve kalbiniz arasında gidip gidip geliyor. Her insanın mutlaka bir bölümünde ‘işte ben’ diyebileceği, (bayatlamış) düzene isyan eden ve aslında tüm insanların kendi kurdukları düzene son derece sadakatli görünerek, içten içe ihanetlerini anlatan eser. Şiddetle tavsiyemdir.
Dostoyevski'den okuduğum üçüncü kitap oldu Yeraltından Notlar. Varoluş sancısı ve kendi içinde yaşadığı ikilemlerle kendi kendine zor duruma sokan ve bundan hem zevk alırken hem de acı çeken bir karakterimizi anlatıyor. İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde karakter kendi düşünce yapısını, fikirlerini bize aktarırken ikinci bölümde yaşadığı bir olayı aktarıyor. Kitabı genel anlamda beğendimi söyleyebilirim. İlk bölümde anlamakta zorlandığım daha doğrusu kafamı verip dikkatli okuyamadığım için anlamadığım yerler oldu. İkinci bölüm biraz daha anlaşılırdı. Karakterin buhranını sonuna kadar hissettirdi yine Dosto. En sevdiğim Dostoyevski kitabı diyemem ama bu kitabın da okunması gerektiğini düşünüyorum. Kesinlikle farklı bakış açıları kazandıracaktır.