Zor zamanlarımızda sığındığımız yazarlar olur, hani en yakın arkadaşınızla sohbet ediyormuşuz gibi hissettirir. Mesela Tomris Uyar'dır o benim için. Sonrasında Tezer Özlü.
Oturmuşuz da o anlatıyor ben dinliyor gibiyim. Arada söze de giriyorum tabi. Mesela; 'Kafka ile Yaşamak' yazısının hemen başında Pavese'den şu alıntıyla başlıyor: "Yaşam insanın yaşantı aradığı değil, kendi kendini aradığı bir olgudur." Durdum ve dedim ki "E canım Tezer, Kafka'yı anlatacaksın, neden Pavese ile başladın?" İlk satırda cevap verdi hemen: "Kafka için birkaç tümce söylemek isterken, neden Pavese? Ama Kafka'nın kendi kendini arayışı, tüm insan örgütü içinde bireyin kendini arayışına en büyük, en zengin kaynak." Sanırım çoğu okurun yaptığı gibi sevdiği yazarları bir yerlerde bir araya getirmeyi hep sevmiş Tezer Özlü.
Yeryüzüne Dayanabilmek İçin, Tezer Özlü'nün çeşitli yerlerde yayınlanan yazılarından oluşuyor. Kafka' dan bahsediyor (evet seviyor kendisini), Pavese'yi anlatıyor (çokça seviyor onu), Zweig, Sevgi Soysal,... Venedik ve Cannes Film Festivalleri, Frankfurt Kitap Fuarı, Peter Weiss ile röportajı,... Pek çok yazara, filme ve kitaba açıyor yolumuzu Özlü. Yıllar öncesinde yazılan yazıların, içlerinde 1976'da yazılan da var 1983'te de, günümüze ışık tutması ne güzel.
Kurgu dışı okuyayım ama ne okuyayım derseniz: Yeryüzüne Dayanabilmek İçin.