Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Jeolog Gibi Düşünerek Dünyayı Kurtarabilir miyiz?(Bilim Serisi 41)

Yeryüzünün Zamanı

Marcia Bjornerud

Yeryüzünün Zamanı Sözleri ve Alıntıları

Yeryüzünün Zamanı sözleri ve alıntılarını, Yeryüzünün Zamanı kitap alıntılarını, Yeryüzünün Zamanı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Soğuk Savaş yıllarında fizik, kimya ve mühendislik alanlarında kaydedilen büyük ilerlemeler -örneğin nükleer teknolojilerin geliştirilmesi; yeni plastik, tarım ilaçları, yapay gübre ve soğutucu kimyasalların sentezlenmesi; tarımın mekanizasyonu; karayolları ağının genişlemesi- bir yandan benzeri görülmemiş bir refah dönemi başlatırken, öte yandan da bedelini sonraki kuşakların ödeyeceği, yeraltı sularının kirlenmesi, ozon tabakasının tahribi, toprak ve biyoçeşitliliğin kaybı ve iklim değişimi gibi karanlık bir miras bıraktı.
Sayfa 25 - Metis Yayınları
Her günün sonunda düşüncelere dalmış durumda kampın uzun yolunu tutmuşken, zihnim rüzgâr ve dalgaların sesleriyle arınır, bazen kendimi bir dairenin merkezinde, yaşamımın geçmiş ve gelecek her dönemine eşit uzaklıkta hissederdim. Bu duygu benden taşıp kendi hikâyelerine dalmış araziye ve kayalara da yayılır, geçmişin olaylarının hâlâ mevcut olduğunu görür ve hatta bir gün güzel bir aydınlanma ânında yeniden sahnelenebileceğini hissederdim. Bu izlenim bir zamandışılığın, zamanın ötesinde olmanın değil, zamanla iç içe olmanın farkındalığı, dünyanın nasıl zaman tarafından ve hatta zamandan yapılmış olduğunun bilinciydi.
Sayfa 15 - Metis Yayınları
Reklam
Charles Lyell
Bizler gezegenin yüzeyinde, uzayda nokta kadar bir yere zincirlenmiş, ömrü kısacık bir ânı geçmeyen konuklardan başka bir şey olmasak da, insan zihni yalnızca çıplak gözlerimizin algı sınırının ötesinde dünyalar keşfetmeye değil, türümüzün yaratılışından önceki belirsiz çağlardaki olayların izini sürmeye de yetkin kılınmıştır.
Sayfa 32 - Metis Yayınları
Büyük depremlerin ne zaman ve nerede meydana geleceklerini tam olarak öngöremesek de, ileride bunlardan daha pek çoğunun meydana geleceğini tam bir kesinlikle söyleyebiliriz. Küremizin her yerine dağılmış araçlarla kaydedilmiş deprem verileri neredeyse bir asrı kapsıyor ve bir M9 (9 veya daha fazla büyüklükte) mega depreminin on yıllarla ölçülen aralıklarla Dünya'nın dalma-batma bölgelerinden birinde beklenebileceğini gösteriyor. Dünya genelinde tüm fay türlerinde her yıl tipik olarak bir ya da iki M8 ve onlarca M7 deprem meydana geliyor. 22 Sismik olarak aktif bölgelerde depreme dayanıklı evler yapmak dünyanın en önemli insani önceliklerinden biri olmalı. Yirmi birinci yüzyılda bir M7 depremi 2010 Ocağında Haiti'de olduğu gibi 100.000 kişiyi öldürmemeli. Bir depremin yine bir şehri harabeye çevirip binlerce can alması karşısında yaşadığımız şaşkınlık ve şok, ortaçağda kalmış olması gereken bir şeydir.
Sayfa 93 - Metis Yayınları
Çoğu zaman doğayla arasına mesafe koyabilen bir teknoloji toplumunun bireyleri olarak, Dünya'yla neredeyse otistik bir ilişkimiz var. Birçok konuda katı bir tutum sergiliyoruz, saplantı haline getirdiğimiz bazı konulardaysa muazzam bir bilgi sahibiyiz, ama kendimizi hatalı olarak doğal dünyanın geri kalanından ayrıymışız gibi görmemiz yüzünden, başka bakımlardan beceriksiziz. Doğayı bizim dışımızda, sessiz ve değişmez bir şey kabul ettiğimizden, ona anlayış göstermeyi, onunla iletişim kurmayı beceremiyoruz. Ne var ki Dünya bizimle devamlı konuşuyor. Her taşta bize ebedi bir hakikat ya da temel bir kural, her yaprakta bir enerji santrali taslağı, her ekosistemde sağlıklı bir ekonominin işleyişi için bir örnek sunuyor. Aldo Leopold'ün deyişiyle "bir dağ gibi düşünmeye" başlamamız; bu yaşlı, karmaşık ve hiç durmadan evrimleşen gezegenin huylarının ve üzerinde yaşayan varlıkların farkına varmamız lazım.
Sayfa 181 - Metis Yayınları
Tümüyle ekonomik bir açıdan bakacak olursak, geleceğin getirileri bugünün maliyetlerinin üzerinde olduğu sürece gelecekteki çevresel sorunların önlenmesine yatırım yapabiliriz, ki iklim değişiminin beklenen etkilerine yönelik bütün ekonomik araştırmalar, şimdi yapacağımız her yatırımın karşılığını misliyle alacağımızı gösteriyor. Asıl sorun, finans çevrelerinin ekonomik kararlarının kapsayacağı zaman çerçevesini on yıllara ya da daha uzun sürelere taşımak.
Sayfa 169 - Metis Yayınları
Reklam
Ölümden kaçınma dürtümüz, zamanı düşman olarak sunan ve geçmesini engellemek için mümkün olan her şeyi yapan bir kültür içinde daha da güçleniyor. Woody Allen’ın dediği gibi: “Amerikalılar ölümün bir seçenek olduğunu sanıyorlar.”
Toprak, ormanlar, su gibi doğal kaynakları ulusun geleceği adına korumak bir zamanlar bir yurtseverlik davası, yurt sevgisinin bir kanıtı sayılırdı. Şimdiyse, tüketim ve parasallaştırma tuhaf bir şekilde (artık şirketleri de kapsayan bir kavrama dönüşmüş olan) iyi vatandaşlığın göstergeleri arasında sayılıyor. Öyle ki, "tüketici sözcüğü neredeyse "vatandaş" ile eşanlama gelmiş durumda ve bu darum kimseyi de rahatsız ediyor gibi görünmüyor. "Vatandaş" sözcüğü zihinde katılım, katkıda bulunma, verme ve alma eylemlerini canlandırır. "Tuketici" ise, sanki yegane rolümüz bir buğday tarlasına çöken çekirge sürüsü gibi güzün gördüğü her şeyi tükeymekmiş gibi yalnızca alma fillini ima eder. Kıyamet temelli görüşlere alaycı gözlerle bakabiliriz, ne var ki, tiketim düzeyleri sürekli olarak artabilir ve artmalıdır şeklindeki daha yaygın fikir veya ekonomik düstur da pek farklı bir aldatmaca değildir. Dahası, uzun verimli bir vizyona olan ihtiyaç daha da acil hale gelirken, dışarıya kapalı, kendine hayran bir ŞİMDİ içinde vaktimizi telefon mesajları ve tweetlerle geçirdikçe dikkat aralığımız gitgide daralıyor.
Atmosferin hikâyesi, bize başımızın üstündeki göğün Dünya'yı koruyan tek ya da nihai gök olmadığını hatırlatıyor. Havada bir değişim olduğunda, isterse uzun kararlılık dönemlerinden sonra gelsin, Svalbard'ın eriyip giden buzullarının tanıklık ettiği gibi akıl almaz bir hızla vurur geçer. Bu değişim rüzgârlarının ardından biyojeokimyasal döngülerde karmaşa, ekosistemlerde her düzeyde yayılır. Her şeylerini eski dünya düzenine yatırmış olan organizmalar zarar görür, hatta yok olurken, mikroplar sessiz sedasız enkazı temizleyip hayatta kalanlar için yeni bir kurallar dizisi yaratır. Atmosfer kimyasıyla oynamanın hiç şakası yoktur; gem vurulamayacak güçler bir anda havamızı bozabilir.
Sayfa 130 - Metis Yayınları
Süper zenginler arasından giderek daha çok kişi, nükleer radyasyon sığınaklarının yirmi birinci yüzyıl versiyonu olan ve bir iklim felaketi durumunda insanlığın geri kalanı kavurucu sıcaklıklar, yükselen deniz seviyesi ve kıtlıkla baş etmeye çalışırken kendilerinin ömürlerini konfor içinde geçirecekleri lüks "iklim sığınaklarina" yatırım yapıyor. Bu insanların birçoğu, yüksek teknolojili şirketleri gelecek hakkında iyimser hesaplar üzerine kuruluymuş izlenimi veren Silikon Vadisi milyarderleri. Oysa, anlaşılan o ki, planları bu yanılsamayı kitlelere satarken kendilerini sessiz sedasız kıyamete hazırlamak. Dahası, bu süper zenginlerin arasında, bu gezegeni terk etme zamanı geldiğinde Mars'ı yaşanabilir bir dünyaya dönüştürmenin mümkün olduğunu kendinden emin bir şekilde iddia edebilen ve hatta bunun insanlığın yeni ufuklar arayışının doğal ve kaçınılmaz bir uzantısı olduğuna inanan hayalperest fütüristler de var.
Sayfa 172Kitabı okudu
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.