…Yaşam böyle: Bir düğmeye basarsınız ve yaşam aydınlanır. Oysa kız hangi düğmeye basacağını bilmiyordu. Kendisinin makinede önemsiz bir çark dişi olduğu bir teknoloji toplumunda yaşadığının bile ayırdında değildi…
Macabéa kitabın, vahşi ve kendine yönelik farkındalığı düşük ve kaygılı baş karakteri. Bu kaygılarının, bastırmalarının artmasına sebep olan kişi ise teyzesi. Kitap boyunca teyzesinin Macabéa'nın ruh dünyasını nasıl etkilediğini görebiliyorsunuz. Bunu da Macabéa, kendisinden farklı ve daha kaygısız insanların yaşamlarına dahil olduğu için fark ediyorsunuz.
Bu cümlelerden sonra kitabı anladığımı düşünmeyin sakın. Yazar, Macabéa'yı; oyuncağını oynatan çocuk gibi dışarıdan bir gözle anlatıyor. Sürekli, onun öyküsünü şöyle yazmak istedim, şöyle bir karakterdi tarzı cümlelerle öykünün dışından öyküyü konuşturuyor. Öykümü beğendiniz mi, sonu güzel miydi; gibi sorularla okurunu bir türlü rahat bırakmıyor. Öyküye çok fazla müdahale ettiği için rahatsız oldum açıkçası. Sadece bu da değil. Karakterin kişiliğiyle hiçbir bağ kuramadım ve olay örgüsü de çok dağınıktı. Yazarın ne anlatmak istediğini de hiç anlayamadım. Karakterlerin konuşmaları da acayip. Hayatı yabancıladıklarını anlayabildim sadece. Kitap bana daha çok Lispector'un karmaşık bilinçdışının yansıması gibi geldi. Bazı yerlerde karakterlerini psikanaliz ve felsefeyle ele alsa da, beğendiğim birçok cümle bulunsa da kafamda anlamlı bir bütün oluşturamadığım bir kitap oldu.
Maalesef tavsiye etmeyeceğim kitaplar arasında.