Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İçses onaylı alıntı..
Yakın zaman öncesine kadar kazançların helâl olup olmadığı önemsenirdi. Helâl kazanç arzulanır, haramından şiddetle kaçınılırdı. Hiç kimse haram kazancı savunamazdı; haram kazancıyla övünemez, caka satamazdı. Zaten kazanç haram olmazdı; haram olan şey olsa olsa ancak kayıp olurdu. Hiç kimse kazancı ve dolayısıyla işi haram olana özenmezdi. Kazancın ve işin helâl olmamasını belirleyen şey ise, o şeyi Allah'ın uygun bulup-bulmamasıydı. Ama bugün kazancın helâl olup olmamasına değil, çok olup olmamasına bakılıyor. Allah kale alınmıyor ve çok kazanç her ne biçimiyle olursa olsun helâl bile olsa azına tercih edilir bir duruma gelindi. Kazancı haramdan olanlar baş- ları dik etrafa caka satarak gezinirlerken; diğerleri onlara gıptayla bakıp, onların yerinde olamamanın derin acısını yaşıyorlar.
Kur’anı ezberlemek göz ve dudaklarla okumak değildir.
Bunun içindir ki, onlar Kur'an'ı göz ve dudaklarıyla okumadılar; böyle okudukları zaman da Cenneti garantiledikleri duygusuna sahip olmadılar. Hatta Kur'an'ı sadece ezberleyen veya sadece göz ve dudağıyla okuyanları kötü bir gidişatın nedeni ve başlangıcı olarak gördüler. Bu konuda bir örnek olarak şu hatırlanabilir/ Hz Ömer'in hila- fet yıllarıydı. Basra valisi Ebu Musa el-Eşarî, halife Hz Ömer'e, o yıl birçok Basralının Kur'an'ı tamamen ezberlediğini bildirdi. Hz Ömer'de onlara belirli bir maaş bağlanmasını söyledi. Fakat ertesi sene Kur'an'ı ezberleyenlerin sayısı daha da arttı. Hz Ömer bundan haberdar olunca Ebu Musa el-Eşarî'ye ne yapması gerektiğini bir mektupla şöyle bildirdi/ Onları kendi hallerinde bırak. İnsanların Kur'an ezberlemekle meşgul olup onun hükümlerini öğrenmeyi terk etmelerinden korkuyorum. Çünkü o biliyordu ki, önemli olan Kur'an'ı ezberlemek ve okumak değil; anlamak ve yaşamaktı. Anlaşılmayan şey yaşanabilir miydi? Anlaşılmadan okunan şey kalpleri ürpertebilir miydi; imani pekiştirebilir miydi; bilgiyi artırabilir miydi??
Reklam
Bugün tesettür giysileri cinsel fantezileri kışkirtan, dişiliği ön plana taşıyan ve hatta sadece dişiliğe vurguda bulunan, çevredeki herkese Ben buradayım, bana bakın, beni seyredin mesajları veren bir niteliğe büründü. Hayat öylesine hızla sekülerleşiyor ki, Allah'ı kale alan giysiler bile Allah'ı kale almayan ve hatta Allah'ın iradesini reddeden bir anlayışa göre şekillenmeye başladı.
Düşüncelere tercüman olan bir yazı..
Bundan binlerce yıl öncesinin toplumlarını oluşturan insanlar huzurlu bir dünyanın özlemini duyuyorlardı; ancak yaşadıkları zulümdü, sömürüydü, işkenceydi. Bu, Mısır'da böyleydi, Mezopotamya'da böyleydi, Hindistan'da böyleydi, Anadolu'da böyleydi... Bütün bu coğrafyalardaki insanların hemen hepsi sefaleti, haksızlığa uğramayı,
+2
bugün Kur'an'ın bildirdikleriyle Müslümanların durumları birbirlerinden çok farklı niteliklere sahip. Kur'an'ın çizdiği yol ile insanların yolları tamamıyla örtüşmüyor; hatta çoğu zaman birbirlerine yakın bile değil. Kur'an kendisini esenliğin yolu (Yunus, 10/25), en doğru yolun rehberi (İsra, 17/9) olarak tanımladı, ama bugün onun sevenleri esenliği başka yerlerde arar durumdalar; çok farklı yolların yolcuları olmuş haldeler; her biri, diğerini yanlış yolun yolcusu olmakla itham edecek kadar birbirlerinden uzaklar. Kur'an kendisini insanı en güzel ve en doğru şekilde yaşatacak (Enfal, 8/24) bir hayatın kitabı olarak tanımladı, ama bugün onun sevenlerinin önemli bir kısmı zillet bataklığında debeleniyor, başları eğik, kişilikleri problemli, onurları zedelenmiş bir haldeler. Kur'an kendisini kalplerdeki şüpheleri gideren bir şifa (Yunus, 10/57) olarak tanımladı, ama bugün onun sevenlerinin kalpleri şüphelerle dolu; ne gidişatlarından, ne durumlarından, ne de yollarından eminler ve memnunlar.
Kemalzm dini loading..
Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile Kul arasındaki bağlılıktır. Türkiye Cumhuriyetinin resmî dini yoktur. Devlet idaresinde bütün kanunlar, nizamlar ilmin muasır medeniyete temin ettiği esas ve şekillere, dünya ihtiyaçlarına göre yapılır ve tatbik edilir. Din telakkisi vicdanî olduğundan Cumhuriyet din fikirlerini devlet ve dünya işlerinden ve siyasetten aynı tutmayı, milletimizin muasir telakkisinde başlica muvaffakiyet amili görür. Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir" "Dinler vicdanlarda ve mabetlerde kalmalı, maddi hayatın ve dünyanın işlerine karış mamalıdır. Bunun sonucu olarak da hayat tarzında bulunması gereken ilkelerin nereden alınacağı açıklanmış ve planlanan tedricî süreç teorik boyutuyla tamamlanmıştır: Biz ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Milletimizin siyasî, sosyal hayatında, milletimizin fikri terbiyesinde de rehberimiz ilim ve fen olacaktır.Bu süreçte gerçekleşmesi planlanan ve gerçekleştirilenleri özetlemesi açısından batılılaştırıcı elit'in ünlü kalemlerinden birisinin ifadeleri konuyu olanca açıklığıyla gözler önüne serer niteliktedir: Kemalizm, ibadetler dışındaki bütün ayet hükümlerini kaldırmıştır İşte, bunların sonucunda Türkiye'ye özgü Resmi/Seküler İslâm oluşturulmuştur. Oluşturulan bu dinin bazı genel özelliklerini şu şekilde belirlemek mümkündür:
Reklam
Çünkü hayatı Allah'tan uzaklaştırdıkça; dili, dini,işleri, kazançları, aileyi, beraberlikleri Allah'tan uzak tuttukça gerçekleşecek olan sadece budur.Özgürleşiyoruz derken en kalın zincirlerle bağlanmış kölelere dönüştüğümüzü, özgürce yaşıyoruz derken tüm hayatı kaybettiğimizi,dünyayı kaybedenlerin ise ebediyeti de kaybettiklerini hatırlamadan ölüp gideceğimizi fark ettiğimiz zaman iş işten geçmiş olacaktır..
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.