Yığılıp kaldım kendi üstüme, altımda kilim. Şimdiye kadar hep kendime abanırdım, hep ben vardım, hep sevgili ben, hep beni meşgul ediyordum, neydim ben. Oysa bir zamirdim ben. 'Ben' bir zamirdir...
Göğe çevrili ellerime baktım, bir avuç..
Aklımda binlerce soru, istek, ama ellerim, bir avuç ellerim..
Hiçbir şey söyleyemedim, ellerim öyle asılı kaldı, sonra, af ola..
Ben şimdi çörek kokularının, masamdaki çiçeklerin ve bir kadın titizliğiyle tozu alınmış kitaplarımın arasında yazmanın hâlâ bir anlamı olup olmadığını düşünüyorum. Çünkü benim için yazmak; uzun yolculuklarımda bir ayraç, uzlaşmazlığımın, ertelemelerimin küçük bir avuntusu, ortak duyarlılıklarımın ortak sözcüklerle ifade biçimiydi.