Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

En Eski Yol Hali Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yol Hali sözleri ve alıntılarını, en eski Yol Hali kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beni fark ettiğin anda ve bunu benimde bildiğim anda ne senin şenliğin ne de benim benliğim kalır. Geriye sadece içimizde taşıdığımız Adem ve Havva, ve aramızdaki ezel olasılığı kalır. Bu yüzden şimdi sadece yüzümü değil kalbimi de her an izleyen bir çift göze dair terbiyeyle, aramıza bir uçurum koyuyorum. Senden kaçıyor kendimi senden gizliyorum. Ama aşkın koşulan da değil kaçılan da, açılan da değil kapanan da olduğunun da bilgisindeyim. Peçemi örterek açıyorum sana kapılarımı.
Nokta varlığın özeti. Noktasını bulamamış ya da yitirmiş her harf ol sebepten kusurlu. Ama eski alfabede sıfırı ifade eden şekilde bir noktadır. O zaman varlık yokluk olur, yokluk varlık. Hamid bu yüzden ihtişamlı bir bilmezden gelişle sorar: Bu sıfır nedir hesâb içinde? Tecahül-i arifane, çünkü bütün varlık ancak ona doğru değiştiği bir sıfırla mana kazanır. İlimle kavgalı Fuzulî aşka da ilme de son noktayı koyar o noktada; Leyla, sûret-i aşk-ı Mevla’dır. Fazla söze hiç gerek yok aslında. Noktanın içinde bütün mümkünler saklı. Mümkün nokta gayr-i mümkün nokta. Sır nokta esrar nokta. Bâb nokta evbâb nokta. Bilinenden bir eser yok. Bilinmeyen nokta nokta. Bir parantez vakt-i ömrüm. Ölüm nokta doğum nokta. İsmimden sual edilse, bilin beni üç nokta. Bir aynada seyrettim âlemin cümlesini. Aynam nokta sırrım nokta. Umduğum kadar büyük değilmiş, dünya nokta ben nokta. Öyle uzaklaşmışım ki menzilden, sıla nokta gurbet nokta. Döndüm baktım aldığım yol, nokta üstünde nokta. Gelen geçti, giden gitti. Sağım nokta solum nokta. Menzil-i maksûda varmış erenler. Söyleyen yok susan nokta…
Reklam
“Bir şeyin son kez olduğunu bilmek yakıcı bir bilgidir...”
Çünkü korkulu düşler görmektense uyanık kalmak daha iyidir.
Tabiat son sözü söylemeye karar verdiğinde, teknoloji sükut eder.
Sayfa 103 - timaşKitabı okudu
Reklam
Her şeyi güzel bulmak gibi bir çabanız yoktu. Ama virane bir ev, bir yangın yeri ya da arka sol ayağı aksayan bir deveyi tasvir ederken içiniz açılsa da kaçmadı gözünüzden, -mutarize cümleler arasında- güzel olan çok şeyi fark ederdiniz.
"Bir efsane olmaya yazgılı kahramanın sımsıkı örtülü bıçak sırtı dudakları arasından bir sözcük çıktığı hangi masalda yazılıdır?"
Tapınakları tanrılarından ayrı düşmüştü, mezarları taşlarından, ölüleri mezarlarından. Sunak kurbanından, kalp bedeninden, kandil alevinden. Bir tek, günün batışı kalmıştı ufkundan ayrı düşmemiş, bir de ay. Bir de yıldızlar. Kendi zamanını yitirmiş şehirlerdi bunlar.
Emniyet kemerim takılı değil. Karşıdan karşıya da dikkatli geçmiyorum. Kısa sürmeyecek bilirim, anlık değil bu. Yol hali bu, gidip de dönmüyorum. Ben çok mutsuzum da farkında değilim galiba. Siz kalın, ben gidiyorum.
Reklam
Her ne halse de iki ırmak. Yataklarını değiştirip ihtişamlı bir şekilde birleştikten, bir müddet tek ırmak olarak aktıktan sonra tekrar iki kola ayrılıp yeniden kendi yataklarına dönse, kendi istikametlerinde aksa bile. Artık kim onların sularının eski safiyetinde olduğunu söyleyebilir? Bir tecrübe. Gerçekleşmiştir. Tam unutuş yoktur ırmakların dünyasında. Hiçbir şey eskisi gibi değildir.
Üzerimden bir kanat esintisi geçmiş gibi, gecenin bir vaktinde bir el dokunmuş da aniden uyanmışım gibi, pencereden karşıya, denize bakmış da ürpermişim gibi.
Şayet bir duygu ya da bilgi ikliminin, kısacası bir ilginin içine düşmüşsem, ama az boz bir ilgi değil bu, kendimi tutkuyla terk ettiğim bir gönül hali ise. Bir yola girmişsem hasılı. İlgim yolculuğa dönüşmüşse. Ve o yol üzerinde ismine rastladığım ama kendisine henüz ulaşamadığım bir kitap varsa. İşte o zaman. Gerçekten uyku tutmaz. Huzurum kaçar. Sabrı bilmem. Kuşkulu, korkulu, hırçın bir şey olurum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.