Yoldaki İşaretler

Seyyid Kutub

En Yeni Yoldaki İşaretler İletileri

En Yeni Yoldaki İşaretler iletilerini, en yeni Yoldaki İşaretler okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Müslumanın Milliyeti Akidesidir 4.Kısım
Allah'ın yardımı ve zaferi gelip de insanların bölük bölük Allah'ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit, Rabbine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir" (Nasr, 1-3) Bu öyle bir zaferdir ki başka hiçbir bayrak altında değil, ancak akîde bayrağı altında kazanılır. Yine bu başka gayelerle değil, sadece Allah'ın dininin ve şeriatının zaferi için yapılan bir cihaddır. Herhangi bir toprak parçası için değil, çerçevesini çizdiğimiz Dâru'l-İslâm'ın muhafazası yolunda girişilen bir mücahededir. Ne ganimet ve ne ün kazanma, ne belirli bir coğrafyayı ve ulusu ne de aile efradını müdafaa için... Hiçbiri için değil, ancak bunları Allah'ın dinine karşı çıkacak fitnelere karşı muhafaza etmektir. Ebu Musa el-Eşari (radiyallahu anh)'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Kendisine kahramanlık, asabiyet ve riya için savaşıp da ölenlerden hangisinin Allah yolunda olacağı sorulduğunda Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Ancak ilâyı kelimetullah (Allah'ın adının en yüce olması) için savaşan kimse Allah yolundadır, cevabını verdi." Buna göre yalnızca Allah'ın adının en yüce olması uğrunda çarpışırken ölenler şehid olabilir; onun dışında herhangi bir gaye yolunda herhangi bir şavaşta ölenler asla şehid olamaz.
Yoldaki İşaretler
Yoldaki İşaretler
Müslümanın Milliyeti Akidesidir 3.Kısım
İbn-i Cerir'in senediyle İbn-i Ziyad'dan yaptığı rivayete göre şöyle dedi: "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün, yanına çağırdığı Abdullah bin Abdullah bin Ubeyy'e: Babanın dediklerini işittin mi, der Abdullah. Anam-babam sana feda olsun ey Allah'ın Resûlü! Ne demiş diye sorar Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) da Medine'ye döndüğümüzde şerefli olanın zelil olanı oradan çıkaracağını söylemiş, buyurur Bunun üzerine Abdullah: Ey Allah'ın Resûlü! Babam gerçekten doğru söylemiş; çünkü Allah ile sen şerefli ve izzetlisiniz, kendisi ise o dediği zelillerdendir. Allah'a yemin ederim ki sen Medine'ye teşrif ettiğin sırada orada, ebeveynime benim kadar bağlı birinin bulunmadığını tüm şehir halkı bilir. Şayet Allah ve Resûlü razı olacaklarsa babamın başını hemen alıp geleyim, der. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ise: Hayır, buyurur. Medine'ye dönüldüğünde Abdullah, kılıcını çekerek babasının kapısına dikilir ve ona şöyle der: Medine'ye döndüğümüzde izzet ve şeref sahiplerinin zelil olanları oradan çıkaracağını söyleyen sen misin? Allah'a yemin ederim ki izzet ve şeref sahibi Resûlullah mı yoksa sen misin? Bunu sana öğreteceğim Yine Allah'a yemin ederim ki Allah ve Resûlü müsaade etmediği sürece ne bu eve girebilir ve ne de gölgesinde barınabilirsin!"
Yoldaki İşaretler
Yoldaki İşaretler
Reklam
Müslumanın Milliyeti Akidesidir 2.Kısım
İşte böylesine net bir kesinlik ve açıklık getiren İslâm, insanlığı toprak ve çamur bağı ile ona dayanan et ve kan bağından kurtarıp insanlık mertebesine çıkarmak üzere gelmiştir Müslümanın, Allah'ın şeriatının tatbik edildiği ve vatan ile üzerinde yaşayan insanlar arasında Allah'a bağlılıktan başka bir bağın bulunmadığı yerin dışında yurdu yoktur. Yine Dâru'l-İslâm'da Müslüman için, İslâm ümmetini bir arada tutan inanç birliği bağının haricinde herhangi bir milliyet söz konusu değildir. Aynı şekilde Müslüman için ancak Allah'a imandan kaynaklanan ve Allah yolunda çevresiyle bağ kurmasını temin eden akrabalıktan bahsedilebilir. Kan bağı, Allah'a ulaşma yolunda ilk dereceyi alan akî- de bağı ile pekişmediği sürece babalık-annelik, karı-kocalık, aynı kabileye mensubiyet gibi yakınlıklar İslâm nazarında hiçbir şey ifade etmez. "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adı- nı kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının..." (Nisa1) Müslümanın İslâm'a fiilen düşmanlık gösteren kesim içerisinde yer almayan ebeveyni ile normal insanî ilişkilerini sürdürmesinde bir sakınca yoktur Ancak anne-babanın İslâm'ın fiili düşmanlarının safında yer alması hâlinde, bu tür bağlara kesinlikle itibar edilmez. Bunun en güzel örneğini Abdullah bin Abdullah bin Ubeyy'de görüyoruz.
Yoldaki İşaretler
Yoldaki İşaretler
Müslümanın Milliyeti Akidesidir 1.Kısım
O, insanları Allah Teâlâ'ya bağlayan tek bir bağ bulunduğunu ve bunun ortadan kalkmasıyla insanlar arasında ilişki ve sevgiden eser kalmayacağını bildirmek için gelmiştir. Bakınız Allah Teâlâ ne buyurmaktadır: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin..." (Mücadele, 22) Allah'ın tek bir hizbi vardır ve birden fazla olması da mümkün değildir. Diğerlerinin tamamı şeytanların ve tâğutların hizbidir. İnsanları Allah'a ulaştıran yol da tektir, onun dışında kalan yollardan hiçbiri ona çıkmaz. "Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır..." (En'am, 153) Yine Allah'ın koyduğu tek bir nizam vardır ki bu da İslâm nizamıdır. Onun haricindeki tüm düzenler cahilidir. "Yoksa onlar cahiliye idaresini mi arıyorlar? İyi anlayan bir topluma göre, hükümranlığı Allah'tan daha güzel kim vardır?" (Maide, 50) Aynı şekilde bir tek şeriat vardır, o da Allah'ın şeriatıdır. Bunun dışındakilerin hepsi batıldır.
Yoldaki İşaretler
Yoldaki İşaretler
Allah Teâlâ: "De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. (Bakara, 120) kavl-i ile Müslümanların bu konularda hangi kaynağa müracaat etmeleri gerektiğini kesin bir şekilde belirlemiştir. Allah'ın hidayetinin haricinde dalaletten başka bir şey yoktur. Sadece bir tek hidayet vardır: Allah'ın hidayeti "De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur." ilâhî buyruğu, bu hakikatin kesinliğini apaçık bir şekilde bildirmektedir. Konu hakkındaki bu delilin başka bir manaya gelmesi mümkün olmadığı gibi, tevili de imkânsızdır.
Yoldaki İşaretler
Yoldaki İşaretler
Felsefe ve tarih yorumuyla ilgili çalışmaların tümü, genel yorum içerikli gözlem ve değerlendirmelerin haricindeki tüm psikoloji bilimi, bütün bir ahlâkiyat ve dinlerin mukayesesi ile ilgili çalışmalar, bazı gözlemlerin ve istatistikî bilgilerin dışında bütün olarak sosyoloji ve bu dallarla ilgili yorumlar... evet, hepsi gayr-i İslâmî cahiliye düşüncesi içerisinde yer alan, direkt olarak cahilî akîde sisteminden ve dünya görüşünden etkilenen ve kaynağını cahilî anlayışlardan alan konulardır. Tamamı olmasa dahi çoğunluğu özde açık veya gizli dine, özellikle de İslâm düşüncesine düşmanlıkta birleşir. Müslümanlar, cahilî gelişimin ortaya koyduğu her tür eserden istifade edebilir. Ancak bunu yaparken gaye; düşüncelerini bu eserlere dayandırmak ve bilgi birikimlerini onlardan almak olmamalı, cahiliyenin haktan nasıl saptığını öğrenip bu sapkınlığın İslâm akîde ve düşüncesi doğrultusunda nasıl düzeltilebileceğinin yollarını aramak olmalıdır.
Yoldaki İşaretler
Yoldaki İşaretler
Reklam
64 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.