Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ünlü Kahramanların Aşk Öyküleri Üzerine Bir İnceleme

Yunan Mitolojisinde Aşk

Turhan Yörükan

En Beğenilen Yunan Mitolojisinde Aşk Gönderileri

En Beğenilen Yunan Mitolojisinde Aşk kitaplarını, en beğenilen Yunan Mitolojisinde Aşk sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Yunan Mitolojisinde Aşk yazarlarını, en beğenilen Yunan Mitolojisinde Aşk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gökten, tanrının yaratıcı gücü, menisi olarak yağan suyun, toprağa karışmasıyla yaratılmıştır bütün canlılar.
Çünkü seven, özünde tanrılık olan insandır, bu bakımdan tanrılara daha yakındır.
Reklam
Diğer ölümlü canlılar yere doğru eğilmişken, insanoğlu denen varlık, dimdik ve göğe bakacak şekilde yaratılmıştır.
Sayfa 71 - e-kitap
1k'lılara mesaj bölümünü kullanırken alternatif bir öneri :d
“Yakarmalarıma kulak ver, sevişmeyi emreden Aphrodite’nin hışmından koru kendini”, demiştir.
Sayfa 126 - Hero ile LeandrosKitabı okudu
Myrrha
Nitekim, Erosun oku yaralamıştır Kıbrıs kralı Kinyras’ın kızı Myrrha’yi; âşık etmiştir onu babasına. İlkten Myrrha, bu sevgiye karşı çık­mıştır, direnmiştir; ne yapabilirim diye düşünmüştür. Bu bir suç ise, böyle bir suçu işlememesi için tanrılardan yardım dilemiştir; yalvarmıştır onlara. İçindeki ateşin sönmediğini hissedince de, tabiatta, kan bağının böyle bir sevişmeyi, böyle bir evliliği yasak etmediğini söylemektedir. Döllenme gücü, canlıları birbirleriyle ayrım gözetmeden buluşturmaktadır; bir ineğe babasının atlamasına, bir aygıra kızının karılık etmesine, bir koçun anası ile eş­leşmesine, bir kuşun kendi yumurtasından çıkan bir yavru tara­fından döllenmesine kimse karşı çıkmamaktadır. İnsanoğludur tabiî eğilimlere duyarsız kalan, odur kendi önüne olumsuz kural­lar koyan. Halbuki, ana oğluyla, baba kızı ile eşleşecek olursa, sevgi üzerine sevgi eklenecek, mutluluk iki katına çıkacaktır. Ne var ki, Myrrha’ya verilmemiştir bu hak; toplumun kuralları engellemektedir onun böyle bir sevgiyi tatmasını.
Sayfa 192 - Ovidius - DönüşümlerKitabı okudu
Prometheus, çoğunlukla ilk kaynaklarda, insanlığın hâmisi olarak, daha sonraki kaynaklarda ise erkek neslini yaratan tanrı olarak kabul edilmiştir. Nitekim, ApoIIodoros’a ve Ovidius’a göre, toprak ve suyu birbirine karıştırarak erkeği Prometheus yaratmıştır.
Sayfa 47 - e-kitap
Reklam
Kadının düşüşü
Anlaşılacağı üzere, erkeğe nazaran yaratıcılıkta çok açık bir üstünlüğü olan kadının yerine, patriarkal sistemde, kadının ya­ratılıp erkeğe verilmiş olması, onun seviyesini düşüren önemli faktörlerden biri olmuştur. Zeus’un, kızı Athena’yı ve ikinci defa olmak üzere oğlu Dionysos’u kendisinin doğurmuş olması, hattâ babası Kronos’u kusturarak kardeşlerine bile hayat vermiş olma­sı, Ana-Tanrıça’nın ve sembolik olarak kadının üreme yeteneği­ne gerek kalmamış olduğuna işaret etmektedir. Ne var ki, Patri­arkal sistemde, kadının bu temel özelliğini görmezlikten gelmek yeterli olmamıştır.
En ilginç ibadet olabilir
Eserinde değişik âdetlere sık sık yer vermiş olan Herodotos’a göre, Babil’de kadınlar, Mylitta denen bir tanrıçaya, tanımadıkları kimselerle cinsel ilişkiye girerek ibadet ediyorlar­dı. Mylitta, Babil’de, bir üreme ve çocuk doğurma tanrıçası idi. Bu tanrıçanın, gene bir Babilonya tanrıçası olan İshtar’a, dolayı­sıyla da Aphrodite’ye çok benzeyen bir yanı bulunuyordu. Herodotos’un bildirdiği üzere, Asur dilinde Aphrodite demek olan Mylitta’ya ibadet etmek üzere, her kadının, en az bir defa olmak üzere, tapınağa gelerek tanımadığı bir erkekle birleşmesi gerekiyordu. Çevreden gelen kadınlar, Aphrodite tapınağının duvarla­rı içerisinde ayrılmış olan yerlerde oturur, dizleri üzerine bir miktar para atıp, “Senin şahsında tanrıça Mylitta’yı çağırıyorum” diyen bir erkekle, atılan paraya ve kendisine başvuran bir erkeğe herhangi bir itirazda bulunmadan, birleşir ve evine dönerdi.
Aphrodite'in doğumu
Kronos da, gece olunca, babası Ouranos’un (Gök'ün) büyük bir arzu ile anası Toprağı boydan boya sarıp kucaklamak istediği bir sırada, haya­larını veya tenasül uzvunu keserek denize atmış ve böylece, Oidipus’un öyküsünü anlatırken göreceğimiz üzere, ilk oidipal suçu işlemiş olmaktadır. (...) Dalgalı denize atıldıktan sonra, beyaz köpükler saçarak en­ginlere doğru yol olan tanrısal tenasül uzvundan güzeller güzeli bir kız dünyaya gelmiştir. Önce kutsal Kythera adasının yakınla­rına giden, sonra dört tarafı denizlerle bezenmiş Kıbrıs’ta karaya çıkan bu kıza, köpükten doğmuş olduğu için Aphrodite adı veril­miştir. Ona, ayrıca, önce Kythera adasına doğru yol aldığı için Kytheralı, dalgalı Kıbrıs kıyılarında karaya ayak bastığı için Kıbrıslı adları da verilmiştir.
Aphrodite Ourania, Aphrodite Pandemos ve Homoseksüellik
Homeros ve Hesiodos’un yaptığı belirlemelerden hareket ederek, genellikle İsa’dan önce beşinci ve dördüncü asırlarda, mitolojide, daha sonra da Yunan felsefesinde, özellikle Yeni Platonculuk ile Tasavvufta ve Yunan sanatında ifadesini bulan yo­rumlamalar, iki Aphrodite veya Aşk anlayışını, Ourania ile Pandemos farkını çok belirgin bir hâle getirmiştir. Aphrodite Oura­nia, yüceltilmiş, uhrevî olan veya ulvî olan aşkın; Aphrodite Pandemos ise, âdi, sıradan, herkese mahsus olan aşkın yaratıcısı, ko­ruyucu ve temsilcisi hâline getirilmeye başlamıştır (...) Bu farkın ortaya çıkmasıyla, gene bu dönemde, Aphrodite Ourania, Aphrodite Pandemos’un karşıtı olarak, Yunan inanç ve düşünce sisteminde daha farklı yorumlamalara da tâbi tutul­maya başlamıştır. Bu yorumlama biçimlerinin ortaya konma­sında, filozofların, Herakleitos’un, Parmenides’in, Empedokles’in, özellikle de Sokrates ile Platonun ve öğrencilerinin büyük bir etkisi olmuştur. Bu yorumlamaların bir kısmı, erkeğin erke­ğe olan cinsel ilgisini meşrulaştırmak için de kullanılmıştır. Böylece, homoseksüelliğin aklileştirilmesi yoluna gidilmiş; psi­kanalizin bir tabirini kullanacak olursak, bu tür bir ilişki, böylece süblime edilmiştir. Bu tür sevişme, aynı zamanda, erdemli ol­manın, bir bilen âşıktan erdemli olmayı öğrenmenin bir yolu olarak da görülmüştür.
91 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.