Baba evinden bir gün ‘ayrılırız’. Ayrıldığımız ama ‘ayrı düşmediğimiz’ tek evdir o. Dönüşler makamıdır. ‘Kendi evimiz’ olmaktan çıktığı ileriki yaşlarda bile, kapısından girdiğimizde misafir muamelesi görmeyeceğimiz, ‘kendinden bir parça’ oluşumuzun hiçbir zaman unutulmayacağı bir mekandır.
Orada, çocukluğumuzu ararız; düşlerimiz yeniden canlanır; hatıralar bizi hüzne sürükler.