Onların korkuları vardı. Birbirlerinden başka her şeyden korkuyorlardı. Kendilerine dair korkularını fanilerin hayat kavgası dedikleri ateşte bırakmışlardı.
"Sırlarımız sadece bizimdir ve bizim gibi, bizi anlayacak, bizi anladığında biz gibi düşünecek, yeri geldiğinde kendini bırakıp biz olacak diğer bizlere anlatabiliriz,"
Günlerden perşembeydi. Şehir karışıyordu... Önce bir çığlık duyuldu... Şehir kararıyordu...
Ardından silah sesi... Günlerden perşembeydi... Derin, ölümlü bir rüzgâr sokağın bütün tozunu kaldırmıştı ve...
Her ayın beşinci günü temizlik günüydü, iki gün sonra yani ayın yedinci günü yine tüm komşularına yemek verecekti yalnızlığının dilsizliğini unutturabilmek için kendine.