Doğu'da polislik yapmış ve görevinden ayrılıp, Londra'ya dönen Luke Fitzwilliam yolculuk sırasında tanıttığı Lavinia Fullerton'dan oldukça ilginç şeyler duyar. Kadına göre yaşadığı köyde iki cinayet işlenecektir. Luke Fitzwilliam kadının kehanetlerine inanmaz hatta saçma bulur. Ta ki gazetede kadının bahsettiği kişilerden birinin ölüm haberini görene kadar...
Sanırım bu roman Agatha Christie'den şuana kadar okuduklarım arasında en az begendigim romanlarından oldu. Ben miss Marple ve dedektif Hercule Poirot'u okumayı, onların cinayetleri ve olayları çözüm şeklini daha çok seviyor ve beni daha çok heyecanlandırıyor. Ayrıca yazar bu romanında sadece cinayet üzerinde durmuyor bize kısa da olsa aşk hikayesi de sunuyor. Açıkçası çok bekledigim bir durum olmadığından hem çok şaşırdım hem de karakterler arasındaki o tatlı atışmayı okumak da çok keyifli oldu.
Kitaba tekrar dönecek olursam, sonlarına doğru heyecanlı olsa da beni çok içine çeken bir kitap olmadı ne yazık ki. Ama anlatım, dil ve işleniş bakımından yine yazarın zekasını ve hünerini sergilediği bir roman tabi ki. Ben yazarın yarattığı dedektif Hercule Poirot ve miss Marple okumak beni daha çok heyecanlandırdığı ve sevdiğim için beklentimi karşılayan bir kitap olmadı, benim için.
