Zehra romanı ile devam edelim.Bir kadının kıskançlık yüzünden neler yapabileceğini ve neler yaşayabileceğini gözler önüne seren bir roman olan Zehra Nabizade Nazım tarafından Realizm ve Natüralizm akımlarının etkisinde yazılmıştır.Dili ağır olmamakla birlikte sayfa sayısı da oldukça uygun olan bu kitabın özeti şu şekildedir:
Zehra, zengin bir tüccarın kızıdır. Öksüz büyümüştür, kıskançtır. Babasının kâtibi Suphi'yle evlidir. Kocasını gözünden bile kıskanırken, bir de onun evdeki güzel cariye Hüsnücemal'i sevdiğini öğrenmesi, Zehra'yı çileden çıkarır. Cariyeyi evden kovar. Zehra'nın sinirli halinden yılmış olan Suphi karısını sevdiğihalde, Hüsnücemal'e aşık olduğunu iyice anlayarak boşanmayı göze alır, cariyesiyle evlenir. Hüsnücemal‘den öç almak isteyen Zehra Ürani adında bir cariyeyi onların arasını bozması için görevlendirir.Suphi artık büsbütün Ürani’nin kölesi olmuş bütün işlerini ve karısını çoktan unutmuştur.Hüsnücemal ise bu duruma daha fazla dayanamayıp intihar eder.Suphi beş parasız sokaklara düşer .Zehra ise zengin biri ile evlenmiştir.Suphi Ürani’yi yeni dostu ile görünce öldürür ancak delil yetersizliğinden serbest kalır.Trablusgarp’a sürülen Suphi’den bir daha haber alamayan Zehra onun annesini de sokaklara düşmüş olarak görünce dayanamayıp kahrından ölür.
Kitabın sonu Nabizade Nazım’ın ölüm zamanlarına denk geldiğinden aceleyle bitirilmişe benzese de yapılan psikolojik tahliller oldukça başarılıdır.Tavsiye ederim .