Eser, Tanzimat sonrası İstanbul’da yaşayan bir aileyi konu alıyor. Kahramanımız Zehra, Şevket adlı bir tüccarın kızıdır, annesini ise küçük yaşta kaybetmiştir. Zehra babasının katibi Suphi ile tanışır ve ilerde kısada olsa mutlu giden bir evlilikleri olur. Ancak mutlulukları Suphi’nin annesinin eve Sırrıcemal adında bir cariye getirmesiyle evdeki tüm mutluluk bozulur. Zehra’nın babası Şevket Bey’in ölmesiyle birlikte ticarethanesini yönetimini üstlenen Suphi Zehra’nın kıskançlıklarından bıkar ve Sırrıcemal ile nikahlanıp ona ayrı ev tutar. Bunu duyan Zehra intikam almak için Üranı adında çok güzel bir kadını Suphi’yi baştan çıkarmakla görevlendirir. Kadına aşık olan Suphi ne evine uğrar ne de iş yerine uğrar. Kocasının ortadan kayboluşuna dayanamayan Sırrıcemal üzüntüden bebeğini düşürür ve belli bir sonra intihar eder.
Zehra, Sırrıcemal’dan intikamını aldıktan sonra sıra Suphi’ye sıra gelir.Suphi’nin katibi Muhsin ile evlenir ancak Suphi bunu pek önemsemez.Ticarethanesini kaybeden ve Ürani tarafından terk edilen Suphi geçimini sağlamak için tulumbacıda çalışmaya başlar. Bu duruma düşüren Ürani ve yeni sevgilisini öldürür ve mahkeme kararı ile Trablusgarb’a sürgün edilir.Zehra Suphi’nin başına gelenlere çok üzülür.Muhsin ile mutlu bir evlilikleri olmayan Zehra kocası öldükten sonra yalnız kalır.Bir gün sokakta ölen bir kadın görür ancak bu kadının Suphi’nin annesi olduğunu öğrenen Zehra üzüntüsünden hastalanır ve ölür..