Bu kitabı okuyacaksanız-ki bence okumalısınız- en baştan şunu bilmelisiniz: bu kitap miskin miskin okurken hoşça vakit geçirmemizi sağlayan sonra da dönüp bir daha bakma gereği duymadığımız romanlardan birisi değil. Sürükleyicilik, aktif bir olay örgüsü vb. unsurları arayanlar başka bir kitaba başlasınlar. Bu kitap okurken sizin bütün dikkatinizi ister, düşüncenizi tamamen onda yoğunlaştırmazsanız size anlatmak istediklerini duyamazsınız. Sakin kafayla sindire sindire okunmalıdır ve bence kesinlikle okurken notlar alınmalıdır. Yüzeyde bir baba ve oğlunun motosiklet yolculuğunu anlatan bir roman gibi gözüken bu kitap otobiyografi niteliği taşıyan felsefi bir eserdir bence, bir roman değildir. Yazarın bu kitap aracılığıyla anlattığı felsefesini, düşünce sistemini burada kısa bir yazıyla özetlemeye çalışmak oldukça anlamsız bir çaba olur çünkü anlatılanları kendi süzgecimden geçirmeden buraya aktaramam dolayısıyla özetleyeceklerim ancak kendi çıkarımlarım olabilir. Tek söyleyebileceğim, anahtar kelimemizin Nitelik olduğudur. Kitap Sokrates'in, Platon'un, Aristo'nun, Kant'ın, Hegel'in ve daha bir çok filozofun düşünce sistemlerine dair bilgi veriyor, bu sistemleri sınayıp kendi sistemini ortaya koyuyor. Diyalektik ve retorikle alakalı pek çok ilginç fikir barındırıyor. Bu kitabı okuyan/okuyacak herkesin muhakkak birtakım sorgulamalarla sarsılacağı ve kendince çıkarımları olacağının garantisini verebilirim sanırım. Kesinlikle Nitelikli olan bu kitabı okumalısınız bence. Niteliğin ne olduğunun cevabını ise kitabı okuyunca alacaksınız.