Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zındıklara ve Cehmiyye’ye Reddiye

Ahmed Bin Hanbel

Zındıklara ve Cehmiyye’ye Reddiye Sözleri ve Alıntıları

Zındıklara ve Cehmiyye’ye Reddiye sözleri ve alıntılarını, Zındıklara ve Cehmiyye’ye Reddiye kitap alıntılarını, Zındıklara ve Cehmiyye’ye Reddiye en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İbn Kuteybe (رحمه الله) dedi ki : "Tevhidin asıllarında insanların cahil kalması caiz değildir."
Sayfa 62
İMÂM AHMED’İN MENHECİ, KELÂM VE REY EHLİNE BAKIŞI
Ebu’l Hâris es-Sâ’iğ de Ahmed bin Hanbel’i şöyle derken işitmiştir: “Bu hileler, şu Ebû Hanife ve ashâbının uydurduğu şeyler olup, onlar bununla Sünnetlere kastetmişler ve onları iptal etmek için hile yapmışlardır. Kendilerine harâm denilen şeylere karşı gidip onu helâl kılana kadar hile yapmışlardır Ebû Osmân Amr bin Ma’mer’in naklettiğine göre şöyle demiştir: “Sen bir kimseyi Ebû Hanîfe’den ve reyinden ve de ona müra- caat etmekten uzaklaşıp onda ve onun mezhebine tâbi olup aşırı gidenler hakkında mutmain olmadığını, onu imâm edinmediğini görürsen ondan hayır bekle! İmâm Ahmed Rahimehullâh, bu şekilde rey ehlinin usûlünü reddederek tamamen hadîs ve esere dayalı bir yöntem takip et- miştir. Yeri gelmişken şunu belirtelim ki, İmâm Ahmed’in Ebû Hanîfe ve usûlüne yönelik tenkidleri Allâh’ın izniyle adâlet ölçüleri içerisinde cereyân etmiştir. Yoksa o, yeri geldiğinde onun ve ashâ- bının fazîletlerini ikrâr etmiştir. Hanefî imâmlarındaki övülecek hususları övmesi, yerilecek hususları yermesiyle çelişmemek- tedir. Misal olarak İsmâ’îl bin Sâlim diyor ki: “Ebû Hanîfe, kadılık yapması için dövüldü, buna rağmen kadı- lığı kabul etmedi. Ahmed bin Hanbel’e bu olay anlatıldığında ağla- dı ve Ebû Hanîfe’ye rahmet diledi. Bu, Ahmed dövüldükten sonra olmuştur
Reklam
İmâm Ahmed B.Hanbel dedi ki: Allahu Teala şöyle buyurmuştur: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara!” Onlar münafıklardır. “Onlar ki namazlarından gafildirler.” Ta ki namazın vakti çıkar. “Onlar gösteriş yaparlar.” Halk onları gördüğünde namaz kılarlar, görmediğinde kılmazlar.
Sayfa 66
Velâ-Berâ (Dostluk ve Düşmanlık) ve Bidatçilere Karşı Tavır
Alî bin Ebî Subh diyor ki: “Biz, bir düğün yemeğindeydik. Derken Ahmed bin Hanbel gel- di. İçeri girdiğinde evdeki üzerinde resim olan sandalyeye baktı ve hemen çıktı. Ev sâhibi peşinden koştuysa da o eliyle yüzünü silke- leyerek “Mecûsî âdeti, Mecûsî âdeti” diyerek çıkıp gitti. Böylece Mecûsîlerin örf ve âdetlerini taklid eden düğün sâhip- lerini kınayarak meclislerini terketti. “Merrûzî diyor ki: “Ahmed’e yolda giderken kamet verildiğini işiten birisinin (söz konusu kişilerle) beraber namaz kılıp kılama- yacağı sorulduğunda dedi ki: “Senin işin bayağı kolaymış! Ama bi- datler çoğaldığı zaman tanıdığın kimseler dışında kimsenin arka- sında namaz kılma! Öğrencisi İbrâhîm bin Hâni diyor ki: “Ben Ebû Abdillâh’a, kendi bidatine davet eden bidatçi birisiyle oturup oturulmuyacağını sordum. Ebû Abdillâh şöyle dedi: “Onun- la oturulmaz ve konuşulmaz, umulur ki bu vesîleyle tevbe eder.” Hanbel bin İshâk ise onun şöyle dediğini işitmiştir: “Hiç kimsenin bidat ehliyle oturması, onlarla içli dışlı ve samim olması doğru değildir
Sayfa 73 - NedaKitabı okuyor
Ebû Abdillâh (Ahmed bin Hanbel) şöyle dedi: “Bize ulaştığına göre Ebû Hâlid, Mûsâ bin Mansûr ve benzerleri hasımlarımızın ya- nında oturarak, bizim sözümüzü ayıplıyorlar ve “Kur’ân ne mah- lûktur, ne de mahlûk değildir.” görüşüne davet ediyorlar. Ayrıca tekfîr edenleri de kınayarak, Hâricîlerin görüşünü aldığımızı iddia ediyorlar.” Ebû Abdillâh bunları söylerken öfkeli biri gibi tebessüm ediyordu.
Sayfa 72 - NedaKitabı okuyor
Ebû Seleme el-Abdî isimli zatın naklettiğine göre de şöyle demiştir
“Ben Ebû Abdillâh’ı şöyle derken işittim: “Her kim Kur’ân mah- lûktur derse kâfirdir, onun küfründe şüphe eden de kâfirdir Burada İmâm Ahmed, Kur’ân mahlûktur diyenler bir tarafa, bunların tekfîrinde duraksayanın dahi kâfir olacağını ifade etmek- tedir. Hâlbuki başka bir yerde İmâm Ahmed’den tam tersi bizzat Kur’ân mahlûktur diyenler hakkında dahi eğer ki konuştuğu sözün varacağı yeri idrak edemeyen câhil birisi ise ona tarifte bulunul- ması, öğretilmesi gerektiği nakledilmiştir. Lâlekâ’î, onun bu hu- sustaki sözlerini şöyle nakletmektedir: “Kur’ân Allâh’ın ilmindendir, Allâh’ın ilmi ise yaratılmış değildir. Her kim yaratılmış derse o kişi kâfirdir. Bu sözü gör- düğü ve bildiği hâlde hâla duraksayan kişi ise Cehmî’dir. Gör- meyen ve bilmeyen kişiye ise görmesi sağlanır (anlatılır). Yani Kur’ân’ın mahlûk olduğu sözünün bizzat Allâh’ın ilminin sonradan yaratılmış olduğu manasına geldiğini ve bunun da Allâh’ın ilmini sonradan elde ettiği sonucunu doğuracağını göremeyen ki- şiye bunun îzâhı gereklidir. Öyle görünüyor ki İmâm Ahmed’in Cehmiyye bidatçilerinin küfrü hakkındaki sözleri mutlak tekfîr kapsamında olup, muayyen şahıslardan da ancak hüccet ikâme olunmuş ve ilgili delilleri açıkça reddeden kimseleri kapsamak- tadır. Esâsen, Ehli Sünnet’in bu tarz “hafî”, yani “kapalı” meseleler- de hataya düşen fırkaların tekfîri hakkındaki kanaati bu şekilde- dir. Dîndeki “zâhir”, yani “açık” meselelere gelince; İmâm Ahmed bu tarz fırkaları tereddütsüz tekfîr etmiştir.
Sayfa 68 - NedaKitabı okuyor
Reklam
Îmân-Küfür-Tekfî
Abdullâh bin Ahmed şöyle dedi: “Babam Rahimehullâh’a “İrcâ” hakkında soru sorulurken duy- dum. Dedi ki: “Biz deriz ki: Îmân söz ve amel’dir, artar ve eksilir. Kişi zina ettiğinde, şarap içtiğinde îmânı eksilir.” Abdullâh bin Ahmed yine şöyle dedi: “Babama; Îmân söz ve ameldir, artar ve eksilir diyen fakat istis- nâda bulunmayan kimse Mürci midir?” diye sordum. Bana: “Uma- rım ki Mürcî değildir”, dedi. Abdullâh, ardından babasının “İnşeAllâh müminim” diyerek “îmânda istisnâda bulunma”nın cevâzına dâir getirdiği bazı delil- leri zikretmiştir. Ebû Dâvûd Süleymân bin Eş’as, Ahmed bin Hanbel’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Namaz, zekât, hac ve birr (iyilik) îmândandır. Günahlar îmânı eksiltir. Bir kişi “Namaz kılmam” derse kâfirdir. Ahmed bin Hanbel Rahimehullâh “Usûl’us Sunne” isimli risâle- sinde şöyle demiştir: “Namazdan başka terki küfür olan amel yoktur. Kim namazı terkederse kâfirdir. Nitekim Allâh, onun katlini helâl kılmıştır
Sayfa 65 - NedaKitabı okuyor
Biddat ehli.
Oğlu Abdullâh, “es-Sunne” adlı eserinde İmâm Ahmed’e kaderi inkâr eden Kaderiyye Fırkası ve bunların arkasında kılınan nama- zın hükmüyle alâkalı sorulan sorular hakkında bir bâb açmış veşunları nakletmiştir: “Allâh rahmet etsin, babamı şöyle derken işittim: “Kaderiyye, Mu’tezile ve Cehmiyye’nin arkasında namaz kılınmaz.” “Bir keresinde de babama Kaderî’nin arkasında namaz kılınıp kılınmayacağını sordum. Bana: “Eğer bunun için insanlarla cedel- leşiyor ve buna davet ediyorsa, ardında namaz kılmayız dedi.” “Allâh kendisine rahmet etsin, babamı işittim ki, Alî İbn’ul Cehm, babama Kaderîlik ile ilgili konuşanların kâfir olup olmadıklarını sordu. Babam da şöyle dedi: “Eğer ilmi inkâr ederse, Azîz ve Celîl olan Allâh ilmi yaratıp bilmeden önce “Âlim” değildi”, derse Azîz ve Celîl olan Allâh’ın İlmini inkâr etmiştir. İşte bu kimse kâfirdir.”
Sayfa 69 - NedaKitabı okuyor
Cehmiyye Neden Tekfir Edilir..
İmâm Ebu Said Usman İbn Said ed-Darimi şöyle demiştir; “Bağdat da Cehmiyye’yi müdafaa etmeye çalışan biri benimle münazara da bulundu. Bana dedi ki; “Cehmiyye’yi hangi hüccet ile tekfir ediyorsunuz? Kıble ehlini tekfir etmekten kesinlikle nehyolunmadık mı? Onları tekfir etmek için Kitab’tan nutk edilecek âyetler veya eser veya icma var mıdır?.” Ona dedim ki; “Cehmiyye, bizim yanımızda kıble ehlinden değildir. Biz onları ancak mestur olan kitab ile, me’sur olan eserler ile ve meşhur olan küfürleri ile tekfir ediyoruz.”
Cehmiyye'yi Tekfir Etmek...
قال أبو سعيد رحمه الله: ناظرني رجل ببغداد منافحا عن هؤلاء الجهمية, فقال لي: بأية حجة تكفرون هؤلاء الجهمية, وقد نهي عن إكفار أهل القبلة؟ بكتاب ناطق تكفرونهم, أم بأثر أم بإجماع؟ فقلت: ما الجهمية عندنا من أهل القبلة, وما نكفرهم إلا بكتاب مسطور وأثر مأثور, وكفر مشهور İmam Ebu Said Usman ibn Said ed-Darimi şöyle demiştir; “Bağdad’da Cehmiyye’yi müdafaa etmeye çalışan biri benimle münazara da bulundu. Bana dedi ki; “Cehmiyye’yi hangi hüccet ile tekfir ediyorsunuz? Kıble ehlini tekfir etmekten kesinlikle nehyolunmadık mı? Onları tekfir etmek için Kitab’tan nutk edilecek ayetler veya eser veya icma var mıdır?.” Ona dedim ki; “Cehmiyye, bizim yanımızda kıble ehlinden değildir. Biz onları ancak mestur olan kitab ile, me’sur olan eserler ile ve meşhur olan küfürleri ile tekfir ediyoruz.”
Sayfa 171 - er-Raddu ale’l-Cehmiyye, sy.171.
Reklam
İmam Ahmed'in Minhe Olayı'ndan Bir Kıssa...
İmam Ahmed'in Minhe olayı'ndan bir kıssa İbnu Ebî Du'âd bana dedi ki: "Sen, her şey hakkında Kitâb ve Sünnet'ten delil bulabiliyormusun ki? Benden ümidi kesince şöyle dedi: "Onu alın götürün." Türkler, ellerini zincirlerime daldırıp beni uzak bir yere sürüklediler." Ondan sonra da dövülme hâdisesini anlattı." İşte böylece o gün Allâh ona cesâret ilhâm etti ta ki Rasûlü'nün Sünneti kaybolup gitmesin! İleride geleceği üzere onun Minhe Günü'nde gösterdiği yiğitlik, Ebu Bekr Radiyallâhu Anh'ın Ridde Günü'nde gösterdiği yiğitliği andırıyordu. İbnu Batta'nın, öğrencisi Merrûzî'den naklettiği gibi Ahmed, o gün asla lafı eğip bükmedi ve hakkı olduğu gibi haykırdı. Halîfe Mu'tasım dahi onun bu asaleti karşısında hayran kalarak şöyle dedi: "Ben, bu adamdan daha yiğit bir anasının evladı görmedim: Onun çektiği ezziyet ve işkencenin sıfatına gelince, İbnu Batta'nın Merrûzî kanalıyla naklettiğine göre kendisi bunu şöyle vasfetmektedir Dövüldüğüm sırada iki tane cellâd vardı. Her biri bir kamçı vuruyor, geri çekiliyordu, derken diğeri bir kamçı vuruyor geri çekiliyordu."
Sayfa 29 - 30
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.