Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Zorba
Nikos KazancakisDüşük Puanlı Zorba Yorumları ve İncelemeleri
Düşük Puanlı Zorba sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı Zorba kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu seferde bir Zorba geldi, girdi hayatıma ve geçti… "her insanın kendi deliliği vardır; bana da öyle geliyor ki, en büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır. " diyen Zorba iyi ki geldin diyorum. Harika bir kitap, samimi bir anlatıma sahip. İçeriğinde o kadar güzel konular barındırıyor ki; anı yaşamayı, hayatın her anından zevk alabilmeyi, müziği, raksı, ırkçılığı, hayatın anlamını, en önemlisi insanlığı, dostluğu, dost kalabilmeyi, özgürlüğü, korkmamayı, kadını, vatanı… Bir yanda Buddha öğretileri ve Dante okuyan, yazan, kurallı yaşayan, patron diğer yanda kafasına göre rahat yaşayan 60 yaşında özgür bir Aleksi Zorba… Ne kadar rahat olsa da bir çok şeyi kafasında sorguluyor Zorba..
Okurken neşelendim, güldüm, sorguladım bazen kızarken verdiği mesajlar muhteşemdi. Kazancakis çok güzel tasvirlerde bulunmuş okurken Girit havasını, denizin kokusunu, ormanın huzurunu, bülbülün sesini duyar gibi oluyorsunuz. Kitap ilk 1946 yılında yaynlanmış ve 1964 yılında da sinemaya uyarlanıyor. Hem kitabını okuyup hem de filmini tekrar seyretmek benim için büyük bir keyif oldu. Zorba bize acıya üzülmenin faydası olmadığını dans etmenin delilik değil, acıyı hafifletmek olduğunu anlatıyor. Okumayanlara Kazancakis’in kalemiyle Zorba ile tanışmaları naçizane tavsiyemdir. Ruhumu besledim yine kitap, müzik ve sinema ile.. Bir damla daha büyümenin içsel huzuru ile kitaplarla ve müzikle kalalım…
İyi ki geçtin hayatımdan Aleksi Zorba.
348 syf.
10/10 puan verdi
Çok satanlar ve çok okunanlarda görüp tercih ettiğim bir kitap. Biraz uçarı biraz aykırı bir adam olan Zorba’nın hikayesi. Patronu ile Zorba’nın başından geçenler okunmaya değer. Din ve tanrı üzerine biraz absürt yaklaşımları olsa da Aleksi Zorba sevilen bir karakter bence. Belli bir kesim sevmeyebilir tabi..O kuduğum için pişman değilim ve tavsiye ediyorum. İyi okumalar. Kitapla kalın
Herkesin birbiri gibi olmaya çalıştığı şu dönemde böyle büyük dostluklar, böyle kazanımlı büyük dostluklar diliyorum kendime....
Ve Zorba büyük ruhtur, O delidir.
Edebi ve felsefi anlamda müthiş bir eser. Zorbalık, nezaket ve büyüklük arasındaki ince çizgilere yeniden bakabilme olanağı sağlıyor… Hayata bakışınızı kökünden değiştirebilecek bir eser veya kendinizi bulup hiç yabancılık çekmeyedebilirsiniz… Çok fazla yorum yapmak istemiyorum sadece okuyunuz… Şiddetle tavsiye ediyorum:)
348 syf.
10/10 puan verdi
Sadece bir kitap veya bir hikaye okuyacağını düşünen bir okurun, bu hikayeyi okumasını tavsiye etmem. Tüm aşırılıkları, tüm delilikleri ile hayata ve en yüksek makama kafa tutan, özgürlük fikrini aşmış, hayata dair bildiği ne varsa yaşayarak öğrenmiş aykırı bir tip Zorba. İster istemez Zorba ile birlikte kendinizi de sorgulamak zorunda hissediyorsunuz. Anlattıkları bazen size aykırı da gelse, katılmasınız da gerçek olduğunu biliyorsunuz. Sanki yaşanan olayların Girit te değilde Anadolu'da yaşandığı hissine kapılıyorsunuz. Zorba yaşayan bir karakter olarak hayatımızda hep olacak sanırım. Olsun da, belki aklımızın sınırlarını yıkmaya yardımcı olur. Teşekkürler patron. Renk kattı.
Özgür...
Nasıl olmalı özgürlük, ne anlama gelirdi?
Aleksi Zorba özgürlüğe karşı gelen anlamdır şu gök ve yer arasında! Binlerce insan yaşar, binlercesi binlerce hikaye ile var olur ve sonra kaçınılmaz olan son; çoğunun bir izi kalmaz. Ama Aleksi Zorba bir insan gibi, her anın tadını çıkararak, yaptıklarının az ya da çok, acı ya da tatlı tadına vara vara yaşamasıyla bize kutup yıldızıdır. Hiçkimsenin elinde ipi yoktur. Tanrı ve şeytan birdir onun gözünde. Ve anlayana, anlayabilene der ki: Yaşa bu hayatı doyasıya, kadını sev, dostunun kıymetini bil. Zaten iyi bir yaşamak dediğin bundan başka nedir ki?
Sen ne yamansın bre Zorba.
Sen kadınların ama daha çok erkeklerin içlerinde bazen sadece hafifçe duyumsadığı, bazen gürül gürül aktığı, bazen her an patlayacak gibi titrediği ancak sadece yüzyılların yaşımının imbiginden sızanları görebilen ozanların dile getirebildiği kadim soruları, yakıcı cevapları, derin anlamları gözüme gözüme nasıl da soktun!
Sen insan denen varlığın herşeyi ile sadece insan olduğunu, adının önüne konan Bulgar, Türk, Yunan, zengin, fakir... gibi sıfatların parça parça edilesi rezillikler olduğunu nasıl da haykırdın!
Kadim sorular ile bana varoluş gayemi bulmam, hayatımı anlamlandırmam, ölümü cesurca karşılamam için epeydir içimde ufak ufak parlayan ışığa tekrar dönüp bakmam, onunla baş başa kalmam için nasıl da cesaret verdin.
Sen çok yaşa emi!
Ve sen patron, Tanrı kavramını, o büyük ağacın bir sürü dalındaki bir küçük yaprağın üzerinde duran ve arayış ile o yaprağın kenarına gelip aşağı bakan o canlının ağzından ne güzel anlattın.
Kalemine sağlık Nikos.
Çok güzel bir kitap
İyi okumalar dilerim.
Not: Girişteki kısa Nikos Kazancakis özgeçmişinde 1957 yılında bir oyla Nobel edebiyat ödülünü kaçırdığı yazıyordu. Ben de o yıl kim aldı bu ödülü diye baktım. Camus almış. Vay vay dedim. Yıla bak. İki varoluşçu çarpışmış. Yaşayın siz Bre.!
348 syf.
10/10 puan verdi
Konusu 1930'larda geçen roman, adı kitapta hiç belirtilmeyen bir yazarın ağzından anlatılır. Hayattan fazlaca bir beklentisi olmayan bu mutsuz entelektüel, bir süreliğine kendisini dinlemek ve yaşantısına çeki düzen vermek üzere kitaplarını bir kenara koyarak Yunanistan'ın Girit adasına gelir. Burada kendisine ait linyit kömürü madenleriyle de ilgilenecektir. Adı belli olmayan yazarımız burada aşırı davranışları olan, kaba saba ama hayata şehvetle bağlı orta yaşlı bir Yunan olan ''Alexis Zorba'' ile tanışır ve onu ustabaşı olarak işe alır. Aradan geçen birkaç aylık zamanda bu ilginç Yunan, genç yazarı derinden etkileyecektir. Zorba kendi ilginç hayat felsefesini genç yazara da kabul ettirdikçe yazarın hayata bakış açısı da yavaş yavaş değişime uğramaya başlar. Zorba'nın hayat felsefesinin bir parçası da yenilgileri umursamamaktır. Zorba'ya göre yenilgiler hayatın kaçınılmaz parçalarıdır ve ancak yenilginin sürekli olarak tadılması ile hayatın zaferlerinin tadına varılabilir.
İnsan sevgisiyle dolu olan Zorba, hayatını bu yönde etkileyen bir olayı genç yazara şöyle anlatır:
- 'Komşumuz ihtiyar bir Türk olan Hüseyin Ağa çok yoksuldu, hanımı, çocukları da yoktu. Akşam eve geldi mi, avluda diğer ihtiyarlarla oturur, çorap örerdi. Ermiş bir adamdı Hüseyin Ağa. Bir gün beni dizlerine aldı; hayır duası eder gibi elini başıma koydu; 'Aleksi' dedi, 'Bak sana bir şey söyleyeceğim, küçük olduğun için anlamayacaksın, büyüyünce anlarsın. Dinle oğlum, Tanrı'yı yedi kat gökler ve yedi kat yerler almaz; ama insanın kalbi alır, onun için aklını başına topla Aleksi, hiçbir zaman insan yüreğini yaralama.'
Çok güzel yeşil bir taş buldum. Hemen çık gel.
Burada okuma kayıtlarına aldığım kitaplar dışından onlarca kitap okudum. Fakat Zorba hayatımda okuduğum en güzel eserler içerisinde kesinlikle ilk beşte yer alacak düzeyde mükemmel bir kitaptı. '' Bu kitap özellikle seçildi, haberin olsun'' cümlesiyle bir dosttan gelmesi kitabın anlamını şimdi daha da artırdı. Kitabın dili o