Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kaan Baştaş

Kaan Baştaş
@kitap__filozofu
2. Meşrutiyet Dönemi
Osmanlı İmparatorluğu'nda 2. Meşrutiyet, 1908 yılında II. Abdülhamid'in baskıcı yönetimine son vererek parlamento ile anayasal bir düzene geçişin gerçekleştiği dönemi ifade eder. II. Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk kez 1876-1878 yılları arasında ilan edilmiş olan Meşrutiyet'in yeniden hayata geçirilmesidir. 31 Mart Vakası ve Hareket Ordusu'nun baskısı sonucunda II. Abdülhamid, 23 Temmuz 1908'de Meşrutiyet'i yeniden ilan etmek zorunda kaldı. Yeniden tesis edilen Meşrutiyet, Osmanlı toplumunda büyük bir heyecan ve umut dalgası yarattı. Yeniden oluşturulan Meclis-i Mebusan, Osmanlı halkının seçilmiş temsilcilerini bir araya getirdi ve hükümetin yönetiminde daha büyük bir rol oynamalarına olanak tanıdı. Ancak, 2. Meşrutiyet dönemi, iç ve dış siyasi belirsizliklerle ve çatışmalarla dolu geçti. İttihat ve Terakki Partisi ile diğer siyasi gruplar arasındaki çekişmeler, siyasi istikrarsızlığa neden oldu. Ayrıca, Balkan Savaşları gibi dış olaylar, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarını hızla kaybetmesine neden oldu. Sonuç olarak, 2. Meşrutiyet dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi, sosyal ve ekonomik dönüşümünde önemli bir dönüm noktasıdır. Ancak, çeşitli zorluklarla karşılaşması ve istikrarsızlık yaşaması, Osmanlı İmparatorluğu'nun sonunu hızlandıran faktörlerden biri oldu. Bu dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş sürecindeki önemli bir aşamayı temsil eder.
Reklam
Talat Paşa'nın Sadrazamlık Dönemi
Talat Paşa'nın sadrazamlık dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, özellikle de I. Dünya Savaşı sırasında önemli bir döneme denk gelir. İmparatorluğun iç ve dış sorunlarla boğuştuğu bir zaman diliminde yaşanmıştır. Talat Paşa, 1917'de sadrazam olarak atandı ve Osmanlı hükümetinin başı oldu. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı'nın etkileriyle mücadele ediyordu. Savaşın getirdiği ekonomik zorluklar, toplumsal huzursuzluklar ve uluslararası baskılarla başa çıkmak zorundaydı. Talat Paşa, sadrazam olarak ülkenin iç ve dış meseleleriyle uğraştı. Savaşın devam etmesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun kaynaklarını tüketiyor ve toplum üzerinde büyük bir baskı oluşturuyordu. Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu'nun farklı etnik ve dini grupları arasındaki gerilimler de artmaktaydı. Talat Paşa'nın sadrazamlık dönemi, Ermeni Soykırımı olarak bilinen ve Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminin en karanlık ve tartışmalı olaylarından biri olan Ermeni tehciri politikasının uygulandığı bir döneme denk gelir. Bu politika, Ermeni nüfusunun büyük bir kısmının sürgün edilmesi ve birçoğunun öldürülmesiyle sonuçlandı. Talat Paşa'nın sadrazamlık dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun sonunu hazırlayan ve imparatorluğun zayıflamasına katkıda bulunan bir dönem olarak hatırlanır. 1918'de I. Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle Osmanlı İmparatorluğu'nun çözülmesi ve Talat Paşa'nın da sürgüne gitmesiyle son buldu.
Talat Paşa
Talat Paşa
Lale Devri tabiri nereden geliyor?
Lale Devri, "zevk ve sefâ" devri olarak bilinir. Adını, O dönemde İstanbul'da yetiştirilen ve zamanla ünü dünyaya yayılan lale çiçeklerinden alması, çok sonradan olmuştur. Bu dönem Osmanlı İmparatorluğunun hiçbir devrinde Lale Devri olarak anılmamıştır. Yahya Kemal; samimi arkadaşı Ahmet Refik Altınay ile bir sohbeti sırasında, III. Ahmed'in Vezir-i Azamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ile beraber 1718-1730 yılları arasında yaptıkları, Osmanlı İmparatorluğundaki yaşam biçimini değiştirme etkinliklerini Lale Devri olarak tanımlar. Ahmet Refik de bu dönemi anlatan kitabına "Lale Devri" ismini verir ve bir süre sonra bu dönem Lale Devri olarak anılmaya başlar Kaynak : Osmanlı Tarihi 1566-1789, Anadolu Üniv. Yay. Syf 159

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yansın Yüreğim
Özlemim sen olacaksan yansın yüreğim, Gözlerimde saklı sevda yangını, Sensiz geçen her an bir yoksunluk öyküsü, Hasretinle dolar her hücrem. Rüyalarımda sen, hayallerimde sen, Sesin kulaklarımda, gülüşün kalbimde, Hasretinle büyür, her anım senle, Gel, yansın yüreğimde aşk ateşi. Bir avuç umutla beklerim seni, Gönlümün köşesinde saklı sevgi, Yıldızlar tanık olsun hasretimize, Özlemim sen olacaksan yansın yüreğim.
Kar Altında
Kar altında sessiz bir dünya var, Beyaz perdelerle örtülü yeryüzü. Her adımda hışırtı, her solukta soğuk, Gökyüzü beyazın masumiyetiyle örtülü. Gizlenmiş izler, kaybolmuş ayaklar, Kar taneleriyle dans eden rüzgarlar. Yıldızlar kaybolmuş, gözlerim kardan, Beyaz sessizlik içinde sürüklenir zaman.
Reklam
Gökyüzüne Dökülen Rüyalar
Gökyüzü mavisinden bir örtü serdi, Yıldızlar nakış nakış işledi geceyi. Rüzgar, hafif bir melodi gibi eserken, Gönlümde açan bir gül misali. Ay, gümüş bir yüzükle süslenmiş gibi parlar, Geceye özgü bir büyü sarar etrafı. Düşlerim, yıldızlara dokunan bir serüven, Gökyüzüne dökülen rüyalarla dolu.
50. Yaş Şiiri
Gözlerim gözlerine akmak ister, Sen ister gizle ister göster. Gözlerimden başka göze gitme, Gidersen de sevme, seversen de delirtme. Beni incitme, Kapatma gözlerini gözlerime.
Muharrem İnce
Muharrem İnce
Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Yaren

Yaren

@peyase
·
19 Temmuz 2018 17:14
Rum, Ermeni, Yunan, öteki, beriki için susmayan sesiniz bir kere de Türk için çıksın.
Sayfa 55 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Politicturc

Politicturc

@cbn_beg
·
13 Aralık 2023 22:56
Uyan Türk uyan
"Ey Türk milleti! Bu kötü huyundan vazgeç ve pişman ol."
Sayfa 80 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu