Cemil Meriç, 12 Aralık 1916'da Hatay Reyhanlı'da dünyaya geliyor. 1955 yılında görme yetisini yitiriyor. Bu onu engellemiyor; çalışmaya, üretmeye devam ediyor. 1987'de vefat ediyor.
Meriç kendisini, "Hayatını Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir isçisi" olarak ifade ediyor.
Başta dil, tarih, edebiyat, felsefe ve sosyoloji olmak üzere birçok alanda araştırma yaparak yazılar kaleme alıyor.
Cemil Meriç'in kendini anlamak ve anlatmak için kaleme aldığı yazılarında onun düşüncelerini, duygularını, anılarını okuyoruz. Üst düzey bilgiye sahip olan Meriç, yazılarında birçok olaydan, yazardan ve düşünürden bahsediyor. Dolayısıyla kitaplarını okurken sürekli bir araştırma içinde oluyorsunuz.
Meriç hiçbir ideolojiyi kabul etmeyip, hiçbir izm'e bağlı olmadığını sık sık dile getiriyor. Sağ-sol çatışmalarından kendini uzak tutmaya çalışıyor. Batılılaşma üzerine uzunca yazıyor.
Cemil Meriç'in zaman zaman düşüncelerine katılırken, bazı noktalarda da uyuşamadık. Yani tıpkı onun istediği gibi karşıt fikirler çarpıştı. Meriç'i tam anlamıyla anlayabilmek, onun dünyasına girebilmek için onu tekrar tekrar okumak gerekir diye düşünüyorum. Tabiri caizse kırk fırın ekmek yemek gerekiyor ona yetişebilmek için. Eminim ki farklı düşünce yapısındaki birçok okur, kendini okumaya adayan bu adamı saygıyla okudu, okuyacak. Muhakkak ki Cemil Meriç gibi bir düşünüre daha fazla yer vermeli onu anlayabilmek adına defalarca okumalı.