Bazı istisnalar dışında neredeyse hiçbirimiz, okuduğumuz kitaplardan, sandığımız kadar şey hatırlamıyoruz. Okuduklarımızın çoğunu unutuyoruz. Bu gayet normal bir durumdur. Önemli olan okuduğumuz her şeyi hatırlamak değil, önemli olan o kitabı okurken kitabın bize kattıklarıdır.
James Collins, bir yazısında büyük bir ilgi ile okuduğu ‘Adaleti Yanıltmak’ kitabından hiç bir şey hatırlamamasını bir türlü hazmedemeyip, okuma – beyin ilişkileri konusundaki uzman nörolog Maryanne Wolf’un kapısını çalmaktan kendini alamadığını yazıyor.
Proust ve Mürekkep Balığı adlı kitabıyla dünyaca ünlü bir yazar da olan Wolf, rahatlatır Colllins’i…
‘’Ben, senin, o kitabı okuduktan sonra, okumadan öncekinden farklı bir insan olduğuna inanıyorum’’ der Wolf. İnsan beyninin, kişinin farkında bile olamayacağı muazzamlıkta bir depolama kapasitesi olduğuna dikkat çeker. Hafızamız bu depolardan spesifik bilgileri bulup getirmese de okuduklarımızın hepsi oradadır ve birbirleriyle kurdukları ağlarla bir şekilde bizim düşünme kapasitemiz üzerinde fonksiyon icra etmeye devam ederler.
Collins, ‘’Yani, okuduklarımın hiçbiri israf olmadı. Zamanımı boşa harcamadım. Bunu mu diyorsun?’’ diye sorar.
‘’Hepsi hala orada’’ der Wolf, ‘’Sen, bütün o okuduklarının özetisin’’.