Herkese merhaba
Biraz elimde uzayan bir kitap oldu. Nedenini çok anlamadım çünkü okurken zevk aldığım bir kitap.
Ama Gitme Lavinia’nın devem kitabı. Birbirlerine aşık olan karakterlerimiz Leyla ve Baran’ın ilişkilerinin ilerleyişini okuyoruz. Tabi ki her şey mükemmel gitmiyor ve bazı aksilikler çıkıyor.
Kitapta bazı yerler gereksiz uzamış olsa da genel olarak güzel. Bazı yerler beni şaşırttı açıkçası. Bazı yerlerde ‘yeter artık’ dedim.
Kitap hakkında söyleyeceğim pek bir şey yok. Herkese iyi okumalar.
Gücünüz bitiğinde yığılıp kalırdınız. Yüzünüz kalmadığında ise yok olmak isterdiniz.
Herkese merhaba
Bugün instagramda görüp de aldığım ve çok sevdiğim bir kitabı size anlatıcam.
Bankada çalışan ve kitap yazmak isteyen Leyla yurtdışına hayatını sıfırlamak için gidip bir arkadaş grubunun muhabbetine kulak misafiri olunca olanlar olur.
Leyla Amerika’ya gidip orada yabancı biriyle tanışıp Türkiye’ye geri döner ve oradaki konuşmalar da hayatını değiştirir.
Bu kitabı okurken ilk başlarda neyin nereye bağlanıcağını anlamadım ama ilerledikçe her şey yerli yerine oturdu ve çok da güzel oldu. Okurken bayağı bir eğlendim. Ayrıca çok romantik, çok tatlı ve çok sempatik bir kitaptı.
Açıkçası kitap tam bir Türk kitabı. Ne isimlerde yabancılık ve saçmalık var ne de yabancıya aşırı derecede özentilik var ne de olaylar yabancı kitaplardaki gibi gelişiyor. Evet, biraz yabancılara özentilik var ama genel olarak özentilik yok.
Ayrıca içimi de kıpır kıpır eden bir kitaptı. Okurken heyecanlandırdı, şaşırttı ve eğlendirdi. Herkese iyi okunalar.
Yazmak bir dürtüydü olsa olsa. Bir içgüdüydü. Bunu iş olarak yapan, yazmaya çözülmesi gereken sayısal bir problem ciddiyetinde yaklaşan insanlar için bile denklemin yadsınamaz parçalarından biri bu olmalıydı; bu dürtü.
Ama hayatta tek bilinebilecek, hatta tek emin olunabilecek şey; tesadüflerin daima, daima kaçınılmaz olduğuydu.
İnsanlar olarak bizden, bütün acımızı omuzlamamız beklenemez. Bazen yükünün altında yıkılmamak için acımızı, bizi seven insanlarla paylaşmamız gerekir.
Herkes aslında derinlerde eşit derecede berbat durumda olsa da, oldukları kişi hakkında numara yapıyorlarmış gibi hissediyorum. Sadece içimizden bazıları bunu saklamak konusunda diğerlerinden daha iyi
Herkese merhaba
Bugün yeni bir kitapla karşınızdayım: Normal İnsanlar. Dizisini de duymuş olabilirsiniz. Bir ara popüler oldu. Kitabını okumadan izlemek istemediğim için önceliği kitaba verdim.
İlk yarısı gayet güzel olan bir kitap ama ne zaman ki karakterlerimizin hayatları bambaşka yerlere gidiyor kitap biraz monotonlaşıyor. Aynı hikaye farklı şekillerde anlatılıyor gibi geldi. Son iki üç bölüm de ilk yarı gibi güzeldi bence.
Okuması zor bir kitap. En azından beni zorladı. Neredeyse 1 ayda bitirdim. Çok kalın bir kitap değil aslında. Dediğim gibi biraz monoton olduğu için okuması uzun sürüyor.
Karakterlerin tamamen iç dünyasını anlatıldığından çok da bir olay yaşanmıyor aslında. Daha çok karakterlerin o anda ne düşündüğünü anlatmış yazar. Okurken hayatlarının farklı farklı tarihlere gidiyoruz o yüzden de karakterlerin büyümelerini de görüyoruz.
Kitapta beni zorlayan konu şimdiki zamandan bir anda geçmiş zamana geçip eski bir anıyı anlatması. İlk başlarda biraz zor geldi ama alışınca rahatsız etmiyor.
Herkese iyi okumalar.
Sevgiye layık olmadığımı hissediyorum mesela. Sevimsiz bir… soğuk bir kişiliğim var, sevilmesi zor biriyim.
Günlük hayatlarında duygularını öyle dikkatle bastırıyorlar, öyle daraldıkça daralan alanlara sıkıştırıyorlardı ki sonunda en ufak bir olay bile delirtici, korkutucu bir önem kazanıyordu.
Normal İnsanlarSally Rooney · Can Yayınları · 20196,2bin okunma