Tekrar bana bakarak elleriyle anlaşılmaz bir hareket yaptı. “Bak, kadınlar ateşe benzerler.Bazıları mum gibidir; parlak ve dost canlısıdır. Bazılarıysa kıvılcım veya közü andırır, yahut yaz gecelerinde peşlerinden koşulacak ateş böceklerine. Bazı kadınlar kamp ateşi gibidirler; bir gece sana ısı ve ışık verdikten sonra bırakılmaya razıdırlar. Bazıları şömine ateşinden farksızdır, ilk başta bir şeye benzemeseler de altları çok ama çok uzun süre yanan sıcak ve kıpkırmızı kömürlerle doludur.”