Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Enise Koç

Enise Koç
@kocenise
Evliyanın tamamı kendisinin bu makamda olduğunu bilmez hem bilmesi de gerekmez.
Sayfa 30 - Kutlu YayıneviKitabı okudu
Reklam
Peygamberin izini takip eden ve onu örnek alan veli ise ekseriyetle velilik iddiasında bulunmadığı gibi kimseye meydan da okumaz.
Peygamber peygamberliğini iddia eder ve bunu ispat için Allah'ın (c.c) lütfuyla mûcize gösterir. Gösterdiği mûcize ile inanmayanlara tabiri caizse meydan okur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mûcize peygamberlerden; keramet ise peygambere, ona indiriline ve onun sünnetine tam olarak bağlı olan velilerden zuhur eder.
Keramet de mahiyeti itibarıyla mûcize gibi tabiat ve doğa kanunlarıyla açıklanması mümkün olmayan, olağanüstü ve sıra dışı hâllerdir ki aralarındaki fark meydana geliş şeklidir.
Reklam
Keramet Nedir
Kerameti, “Allah’ın sâlih, takva sahibi, veli kullarından zuhur eden; alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan fevkalade ve olağanüstü hâl” diye tanımlayabiliriz.
“Kim Allah’a ve Resûl’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (Nisâ Sûresi, 4/6) Evet, bu âyette Allah (c.c) sıddîkleri şehitlerden önce zikretmekle muhteşem, mükemmel ve harika bir mesaj vermiştir. Bu mesajdan sonra açıklama yapmaktan hayâ ederiz.
“Kim Allah’a ve Resûl’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!”
Sadık olan, bu makama ulaşan kimseler kendisine sıddîk lakabı lütfedilen Hz. Ebûbekir’in (r.a) makamına güzel bir aynadır ve Hz. Ebûbekir (r.a) ile bir benzerlikleri vardır ki bu da imanın ve sadakatin derecesinden kaynaklanmaktadır.
Sadık tam bir teslimiyetle Allah'ın (c.c) emirlerine sarılan ve yasaklarından kaçınan; ihlâslı, samimi, halis niyetli, dosdoğru olan, itaatiyle Allah'a (c.c) ve Resûlüne dost olan kimsedir. Nitekim Hz. Ebûbekir’de (r.a) bu güzel vasıflar ziyadesiyle toplandığından Resûlullah (s.a.v) tarafından, kendisine, sadık kelimesinin ziyadesiyle ifade edilmiş hâli olan “sıddîk” lakabı verilmiştir.
Reklam
Büyük kalarak yaşamanın şartı odur ki her küçüğün kim olduğunu bilesin.
Başkalarını ayıp ve kusurlarıyla anan kimsenin seni iyilikle yâdedeceğini sanma.
Hey müsrif, birdenbire varını yoğunu dağıtma; para, naz, nimet gibi şeyler çok devam etmez.
Allah'ım, ben ümitten başka sermaye getirmedim;affına bağladığım ümidi kırma!
Görmez misin, gül kendisini hakir gören kara toprakta biter.