Komünizm hiç kimseyi toplumun ürünlerini mülk edinme gücünden yoksun kılmaz, insanı böyle bir mülk edinme yoluyla başkalarının emeğini boyunduruk altına alma gücünden yoksun kılar,
Bir de,özel mülkiyet ortadan kaldırılırsa,tüm işler durur,hepimizin üstüne bir tembellik çöker diye itirazda bulunuyorlar.
Öyle olsaydı,burjuva toplumu sırf aylaklık yüzünden çoktan silinip gitmiş olurdu;çünkü bu toplumun çalışan üyeleri hiçbir şey elde edemezken,her şeyi elde edebilen üyeleri hiç çalışmamaktadırlar.
Kitabımız,kapitalist sistemi eleştiriyor, işçi sınıfının ne zorluklar çektiğini ve burjuvaların nasıl üstünlük kurduklarını gözler önüne seriyor. Kitabın ana amacı, kapitalist sistemin kötü yanlarını bizlere gösterip komünizm fikrinin mantığını gösterip bize bu fikri aşılamak. Komünizm, işçileri özgürleştiren, sömürmeyen ve kâr amacı gütmeden ülkeler arasındaki çatışmayı sonlandırmayı hedefleyen bir sistem. Tabikide herkesin okumasını şiddetle tavsiye ediyorum. İyi okumalar.
Paris'teki 13 Haziran 1849 gösterisinden sonra Fransa'dan da sınır dışı edilen Marx, Ağustos 1849'da ailesi ile birlikte Londra'ya yerleşti ve ömrünün sonuna kadar orada yaşadı. Engels'in ancak sınırlı para yardımında bulunabildiği ilk on dört yıl boyunca büyük yoksulluk çekti.
Burjuvazi, bugüne kadar el üstünde
tutulan ve önlerinde yerlere kadar eğilinen
mesleklerin tüm saygınlığını çekip almış;
hekimi de, avukatı da, rahibi de, şairi de, bilim
adamını da kendi ücretli emekçisi yapıp
çıkmıştır..
Fabrikatör tarafından sömürülmesi son bulup ücretini nakit olarak alır almaz, emekçinin üzerine burjuvazinin öteki kesimleri, ev sahibi, dükkancı, tefeci, vb. çullanır.
Tarihin her çağında, var olan ekonomik üretim ve değişim biçimi ve kaçınılmaz olarak bunun yol açtığı toplumsal örgütlenme, o çağın siyasal ve Düşünsel tarihin temelini oluşturur.