Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kadın aşktan ölmez ama ondan yoksun kalınca solar."
Sayfa 121 - Lou SalomeKitabı okudu
...Ankara Üniversitesi'nde ders vermiş olan Ernst Reuter ne demişti bilmiyor musunuz? "Türkiye'de önemli insanlar değersizdir, değerliler ise önemsiz"
Reklam
Bazen mahkemelerde Türkçe bilmeyen bir sanıkla hakim, tercüman aracılığıyla anlaşır, resmi bir Türkçe-Kürtçe tercüman bulundurulurdu ama bu durum sanığın "aslında var olmayan Kürtçe diye bir dil olduğunu iddia etmesi" suçundan yargılanmasının, hatta hapis cezasına çarptırılmasının önüne geçemezdi. Bu ceza da mahkeme salonunda, umutsuz gözlerini tercümana dikmiş olan sanığa Kürtçe anlatılırdı.Yani olmayan bir dilde tebliğ edilirdi.
Sayfa 148Kitabı okudu
G: Ya annen? KY: Onu da hiç sorma ağbey, yaşayan ölü oldu garibim. Her gün kabristana gidip ağıt yakıyor, kar yağdığında "Kuzum üşümesin, o çok üşür" diyerek mezarın üstündeki karları kürüyor. G:Ne diyor ağıtlarında? KY: Ne bileyim, çok şey söylüyor. Misal, diyor ki, "Benim oğlum can verirken/Çiçekler çığrışıp açtı."
Karacaoğlan'ın dediği gibi,"Sevda sevda derler behey yarenler/Bilmeyene bir acayip hal olur."
Sayfa 226Kitabı okudu
Bu dünyada o kadar çok aşk sözü ediliyor ki, adının anlamını düşünmediğin gibi, aşkın anlamını da düşünemiyorsun artık. Kapitalizimin mal satmak için kullandığı sözcüklerin başında aşk geliyor, aşktan kusacak hale geldik.
Reklam
içeride size öyle davrananlar 5- 10 yıl sonra hepten yok olacaklar ama sizin adınız asırlarca devam edecek, yazılarınız asırlarca okunacak. Ayasofya'nin gölgesi gibi siz de birer gölgesiniz: aslınız sizi var etti , gölgesiz varlık olmaz ama gölgenin de gölgesi olmaz,bakin bakalım gölgeniz var mi?
Sayfa 266Kitabı okudu
Eskiden Kemal Sunal filmleri çok tutulduğu için insanin aklına ister istemez Saban tiplemesi ile Recep Ivedik tiplemesini karşılaştırmak geliyor. Saban buyuk göçün başlangıcında köyden şehre yeni gelen, alçakgönüllü gecekondu mahallelerinde oturan başını döndüren şehir karsısında köy safiyeti taşıyan, etrafa sakin sakin bakan bir tipti. Şehrin katakullilerine akli ermezdi
Sayfa 211Kitabı okudu
Saban Receplesti . Ve Türk toplumu kendi yüzünü Saban'da degil,bu yeni Recep'te görmeye basladı. Çünkü Sabanlar hızla azalıyor ; Recep'ler ise her gecen gün artıyordu. İstanbul'un kodamanlarını önüne diziyor ve adam olun ulan diye bağırıyordu. Bu dönüşümü siyasi bir gelişme sananlar fena halde yanılır. Mesele kültür değişimidir.
Sayfa 212Kitabı okudu
Şehnaz , herkesin gözü önünde inlemeleri gittikçe hafifleyerek kan kaybından öldü, ancak ondan sonra adam kadını son bir kez öpüp tabancasını attı ve teslim oldu. Daha yürekli kocalar , kadını vurduktan sonra tabancayı kendi şakağına dayayıp intihar ediyordu. Besbelli Yusuf onlardan değildi. Şimdi bir sürü ceza indirimiyle hapse girecek, orada - ağır mahkum, leşi var diye- el pençe divan saygıyla karşılanacak, birkaç yıl yatıp çıktıktan sonra da muteber bir yurttaş olarak hayatına devam edecekti. Belkide daha önce 2 karısını öldürdüğünü hapis yattığını söyleyerek televizyondaki evlenme programına çıkıp yeniden evlenmek istediğini söyleyen yaşlı adam gibi davranacaktı. Adet böyleydi , onlara kader kurbanı deniyor, anlayış gösteriliyordu.Duvara kahrolsun hükümet yazdığı ya da okulda Deniz Gezmiş şiiri okuduğu için anti terör yasasına göre örgüt elemanı gibi gösterilip 30 yıla mahkum edilen gençler,öğrenciler gibi tehlikeli değildi toplum için. O gün ; Türkiye Cumhuriyeti'nde sadece 2014 yılındaki 294 kadın cinayetine bir tane daha eklenmişti.
Sayfa 290Kitabı okudu
Reklam
"Sözcükler bize, asıl söylemek istediklerimizi gizlemek için verilmiştir."
Sayfa 328 - Talleyrand
"Evliya Çelebi'nin mizahıdır bu" dedi."Gezdiği yerleri, gördüğü insanları edebiyat tadıyla anlatır;hani şu büyülü gerçekçilik dediğiniz ve hayran olduğunuz türün en büyük ustasıdır. Daha on yedinci yüzyılda göğsüne iğde dalı saplanarak öldürülebilen vampirleri,başlarına kül sürerek kendilerini tavuğa dönüştürebilen kadınları, üflemesiyle nehirleri dondurabilen adamları anlatır. Müthiştir, müthiş."
Sayfa 397Kitabı okudu
Hepsi futbol düşkünü, hepsi iddialı, hepsi konuşkan, hepsi zengin ve hepsi kilolu ve hiçbiri kitap okumaz. Kimi bunu övünerek söyler; kimi de daha terbiyeli sayılabilecek bir tavırla, kitap okuduğunu belirtir ama hemen ekler: "Öyle roman moman değil, ciddi kitaplar okurum ben."
Sayfa 370Kitabı okudu
Bu sırada kadının, "Evlilik" dediğini duyuyor, "hem talihtir hem talihsizlik; hem uğurdur hem de bir lanet."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.