Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Ulu Kam, “Bu yiğide ne ad verilmeli?” dediği anda bir ses duyuldu; “Durun!” Herkes etrafına bakmış, Ulu Kam’ın sözünü kimin kestiğini merak etmişti. Konuşan, Kağan oğluydu. Törede bu yoktu, balalar yiğitlik yapar, ulular bu yiğitliğe göre ad verirlerdi. Bu yiğit balaya da ad verecek kişi Ulu Kam’dı. Bu tören boyunca söz almak, araya girmek, konuşmak olmazdı. Tören sonuna kadar beklenmesi gerekirdi. Bir ilk yaşanıyordu. “Benim bir adım var!” Herkes şaşkınlık içinde birbirine bakıyordu. Kimseden ses çıkmıyordu. Sadece Ulu Kam’ın yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Sanki bunu bekliyordu, sanki olacaklardan haberi vardı. “Benim adım Oğuz.” dedi. “Bu adı ben koymadım, ben ismimle doğdum, bu adı bana Tanrı verdi.” Balanın ağzından “Benim adım Oğuz” cümlesi çıktığı zaman, uluma sesleri duyuldu. Kalabalık birden kafasını dağın tepesinde beliren bozkurda çevirdi. Tüm ihtişamı ile göğe doğru uluyordu. Aynı bozkurt, Oğuz doğduğunda da ortaya çıkmıştı. Bir süre uluduktan sonra ortadan kayboldu. Kara Kağan ve Ay Hatun, oğullarının yanına geldiler. “Oğuz!” diye haykırdılar. Onlara tüm budun katıldı. “Oğuz!” “Oğuz!” “Oğuz!” Budun ismi sevmişti, “Oğuz”. Budun bu ismi öğrendi. Tabii ki sadece budun öğrenmeyecekti. Tüm dünya bu ismi duyacak, bu isim binlerce yıl sonra bile hatırlanacaktı.
Kültürümüzü daima muhafaza etmemizdir. Kültür, yalnızca bir millete aittir. Bu kültürümüzü gelecek nesillere taşımamız için yarınları beklemeden bugünden başlamalıyız. Kültür, bizi biz yapacak, binlerce yıl sonra bile dünya üzerinde varlığımızı sağlayacak yegane unsurlardan biridir. Gelecek nesillere taşıyacağımız en önemli unsurlardan bir tanesi de vatani ahlaktır. Vatani ahlak, vatanı kutsal saymaktan geçer. Ne olursa olsun, yurdumuzu, vatanımızı her şeyin üzerinde tutup, onu anamız gibi, babamız gibi,evladımız gibi, evdeşlerimiz gibi sevmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Çok önemli konulardan bir tanesi, her zaman adaletli olmamız gerektiğidir. Şunu unutmamalıyız ki adalet bittiğinde devlet de biter.
Reklam
"Ben sizlere oldum kağan, Alalım yay ile kalkan, Nişan olsun bize buyan, Bozkurt olsun bize uran, Demir kargı olsun orman, Av yerinde yürüsün kulan, Daha deniz, daha müren, Güneş tuğ olsun, gök kurıkan."
Türklerde isim koyma çok önemli bir olay olarak kabul edilirdi. Sanki çocuğun ismi ile alın yazısı arasında bir bağ olduğuna inanılırdı. Genellikle isim koyma, bir törenle yapılırdı. Çocuğun belli bir yaşa gelene kadar yaptıklarına yakışır bir isim belirlenirdi.
Tanrı armağanı Oğuz, artık onların Oğuz Kağan'ı olmuştu. Biliyorlardı ki kaderleri değişecek, tüm acun onları tanıyacaktı.
"Ben sizlere oldum kağan, Alalım yay ile kalkan, Nişan olsun bize buyan, Bozkurt olsun bize uran, Demir kargı olsun orman, Av yerinde yürüsün kulan, Daha deniz, daha müren, Güneş tuğ olsun, gök kurıkan."
Reklam
Şu alemin şartlarına ayak uydur ama kendin ol. Hani su, girdiği kabın şeklini alır ama özde aynı kalır ya...
"İçimde bütün bir ömrün, birikmiş en büyük pişmanlığı var."
"Sevgiliye gidecek hediyeyi saymak yakışık almaz,öyle değil mi?" O sırada dervişlerden yedisininde,birbirinden habersiz,cüppelerinin içinden gizliden gizliye çekmekte oldukları tespihlerin iplerini koparıverdiklerini çok sonradan öğrendim.
201 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.