“Tez Nasıl Yazılır?”, tezlerin daktilo ile yazıldığı dönemlere ilişkin açıklamalar içeriyor. Bunun yanı sıra eser, İtalyan tezlerine yönelik tavsiyeleri ve formatları açıklıyor. Bu iki yönüyle eserin geçmiş zamana işaret etmesi nedeniyle geçerliliğini yitirdiğini düşünebilirsiniz ancak ben tam da bunun aksini düşünüyorum. Tez yazma aşamasına yaklaşmam sebebiyle daha ilgili okuduğumu söylemeliyim fakat eserde gerçek bir tezin nasıl yazılması gerektiğine dair zaman tanımayan tavsiyeler bulunuyor. Bu sebeple akademik eğitimini devam ettirme amacı taşıyan herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.
Kitapta benim dikkatimi çeken yerler şu şekildeydi:
“Dehşete kapılmanıza gerek yok; tezi, yaşadığınız sürece işinize yarayacak bazı egzersizleri yapmanızı sağlayacak yegane fırsat olarak değerlendirmeniz yeterli.”
“Bir kitabın size tezinize ne koymanız veya hayatınızı ne yaparak geçirmeniz gerektiğini söylemesini beklemeyin.”
“Yazmak toplumsal bir eylemdir.”
“Mızmızlanıp duran kompleksli biri olmayın, bu çok can sıkıcı.”
“Mühim olan, yaptığımız işi keyifle yapmaktır.”
Görüleceği üzere “Tez Nasıl Yazılır?” İtalyan tezleri ile daktilo formatının ne olmasına ilişkin yazılan bir eserden çok daha fazlası.
Çok spesifik bir kitap olmakla birlikte CFD ve Rüzgar enerjisi ile ilgileniyorsanız ve bir mühendisseniz okumanızı önerebilirim. Rüzgar Türbinlerini gayet iyi bir şekilde incelemiştir. Temel Mühendislik kitaplarının üstünde bir kitaptır çünkü spesifik bir konuları ele alıyor. Başarılı bir kitap. Yayında yapımda emeği geçenlere teşekkürler.
Bu kitap genel olarak gösteri kavramı ve gösteri toplumunun günlük yaşantıda, hayatımızda tezahür eden noktaları üzerinde durmakta. Zaman, tarih, kültür, özne, temsil, meta kavramları üzerinden gösterinin nasıl yapıldığını, ne şekilde var olduğunu eleştirel bir dille, kanıtlar nitelikle sağlam bir başyapıt.
Ben normalde sosyoloji kitapları okumayı severim fakat bu kitap hem dili itibariyle hem de bazı sosyolojik kavramların bulunması itibariyle bazı kısımlar tam olarak oturmadı. Bir tavsiye sonucu almıştım bu kitabı fakat kanımca hakkını vererek okumak ve anlamak için sosyoloji disiplinine dair bir temelin olması gerekiyor. Ayrıca aforizma şeklinde devamlı birbiri ile bağlantılı bilgilerin verilmesi, yani yoğun bir şekilde bilgi yüklemesi anlamayı zorlaştırıyor. İleride tekrar dönüp okuyacağım bir kitap.
* ''Yeni deneyimler peşinde koşan doyumsuz bir tüketicinin ''şimdici'' yaşamında, acele etmesinin sebebi ' elde etme' ve 'toplama' dürtüsü değil, 'elden çıkarma' ve 'yerine başkalarını koyma' arzusudur.''
........................................................................................* Bauman
Akademik yazın, literatür, her daim
Öğrencisi olmaktan kıvanç duyduğum değerli hocalarımdan biri olan Prof. Dr. Mehmet Akif Koç'un editörlüğünde hazırlanan bu kıymetli eseri birkaç gün evvel edinmiş bulunmaktayım. Ve o birkaç gün içerisinde sayfaları o kadar heyecanla ve merakla karıştırdım ki...
Bu münasebetle bir inceleme yazmak için çok erkendi elbette, ama böyle şümüllü bir
Esere bir bütün olarak hızlı bir şekilde bakıldığında Hz. Peygamber döneminden başka, Râşid halîfeler ve Emevî dönemlerinde anlatılan olayların daha ayrıntılı işlendiği, Abbâsî döneminin daha özensiz yazılmış olduğu izlenimi uyandı bende.
Eserde dikkatimi çeken şeylerden biri müellif Bağdat'a yakın bir yer olan Basra'da yaşamış olmasına rağmen tüm