Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anı-Mektup-Günlük-Tarih

Profil
Kitaplarla özel bir anısı
“Her seyahatine giderken, yanımıza mutlaka kitaplarını da aldırırdı. Ancak ilk İstanbul seyahatine giderken istediği kitaplar o kadar fazlaydı ki, karton kutular buldurup kütüphaneye getirtmiştim. Tam içine kitapları doldurmak üzereyken Atatürk kütüphaneye geldi ve ne yaptığımı sordu. ‘İstediğiniz kitapları karton kutular aldırdım, onların içine koydurup özel trene naklettireceğim,’ deyince. ‘Dur biraz bekle,’ dedi. Biraz sonra bir baktım iki tane cephane sandığını muhafız alayı erleri getirip kütüphaneye koyup gittiler. Ne olduğunu anlamadan bakıp dururken Atatürk içeri geldi, benim şaşkın şaşkın baktığımı görünce; ‘Nuri oğlum, şaşırdın değil mi? Şaşırma, savaşta bunlarla cephane taşıdık. Bu sandıklar benim için çok önemlidir. Şimdi o savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve okumakla, kitapla olur; işte şimdi cephane taşıdığımız bu sandıklara kitaplarımı koy, bunlarla taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın,’ dedi.. Nasıl şaşırmazdım, bu ne biçim bir kitap sevgisi, ne ulvi bir düşünceydi. Gelen cephane sandıklarını güzelce temizledim, içlerine kağıt koyup, üzerlerine de kitapları özenle yerleştirdim. Ve sandıkları doğru Ankara Garı’na trenimize koymak üzere yolladık…”
Sayfa 56 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
253 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
“Atatürk’ümün Yanıbaşında…”
Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu’nun Hatıraları.. Oğlu Mustafa Ulusu tarafından derlenmiş.. Devletimizin kurucusu, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, onunla birlikte zaman geçirmiş, on iki yıl boyunca yanında yer almış bir kişiden dinlemek gerçekten bir ayrıcalıktı. Hakkında o kadar bilmediğim güzel yönleri ve anıları vardı ki, okurken keyif aldım.. Anlatılanların tamamen gerçek olması, birinci ağızdan anlatılması, diğer hatıratlar ve tarihimiz ile uyuşması için gereklidir ve bu da burada gerçekleşmiş.. Atamızın yanı başında hissettiren, onun karizmasını, duruşunu, bütün özelliklerini hissedeceğiniz, kimi yerde gülümseyerek, kimi yerde duygulanarak okuduğum çok özel bir kitaptı.. O kadar çok anıları var ki, burada sizlere alıntılara boğmamak adına, spoiler da vermek istemediğim için, hepsini paylaşmadım, tadımlık birkaç alıntı bıraktım. Kesinlikle alıp okuyun ve bu kitabı kitaplığınızda bulundurun, varsa çocuklarınız onların da okumasını sağlayın..
Nuri Ulusu
Nuri Ulusu
’ya Allahtan rahmet dilerim. Sayfa aralarında siyah beyaz fotoğrafların da yer aldığı bu kitabı, bizlere oğlu vasıtasıyla bugünlere aktardığı için ayrı mutluluk duydum. Bu kitabı 19 Mayıs’ta bitirmiş olmam da güzel bir rastlantı oldu, Atamızı sevgi ve özlemle anıyorum…
Atatürk'ün Yanı Başında
Atatürk'ün Yanı BaşındaMustafa Kemal Ulusu · Doğan Kitap · 2008274 okunma
Reklam
Sayfa kıvırmayı çok kızarız
“Kitap okurken altlarını muhakkak kırmızı kalemle çizerek, önemli hususları belirtirdi. Önemli olmayan yerleri ise ya mavi ya da kurşun kalemle çizerdi. Sayfa kıvırmaya çok kızardı. Müthiş bir hızlı okuma tekniğine sahipti. Her zaman müsait olduğunda devamlı okurdu. Tabii ben de her zaman hazır ve nazır onun yanındaydım…”
Sayfa 56 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Nuri Ulusu Bey’e Kütüphanecilik Görevinin Verilmesi
“Birkaç günlük askeri eğitimden sonra Başyaver Rusuhi Bey’in talimatıyla Köşk’e geldim. Benim kitap ve okuma zevkimi daha evvelce kendisine söylediğim için, beni Köşk’ün kütüphanesinde görevlendirdi. ‘Yerin burası, Ata çok okur, çok titizdir, aman çok dikkatli ol,’ diye tembihlemeyi de yaptı. Artık günlerim, her saatim kütüphanede geçiyordu. Benden evvelki kütüphane görevlisi Saip Bey bana her gün yeni şeyler öğretiyor ve yetiştiriyordu. Ama rahatsızlanıp bir müddet sonra da vefat edince, onun asli görevine ben getirildim. Azimle göreve gelir gelmez tüm kütüphanenin hemen hemen her yerini ezberlemiş, adeta kafama resmetmiştim. Çünkü kafama buranın tüm idaresini bir gün elime alacağım, diye ahdetmiştim…”
Bir okuma inceliği: Tülbentler
“Çok kitap okuduğu zaman gözleri kızarır ve yaşarırdı. Onun da çaresini bulmuştum: ince ince tülbentler hazırlar, gözleri yaşarınca verirdim. O da tülbentle gözlerini kurutur rahatlardı…”
Sayfa 55 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Hangi Yazarları Severdi?
“Bu kadar okumayı ve yazmayı seven bir insanın tabiidir ki yazarlara karşı büyük bir sevgisi ve saygısı vardı. Zaman zaman onları köşke davet eder, kütüphanede kabul ederdi. Kitaplar üzerinde görüş alışverişinde bulunurdu.. Genç ve vatansever Türk şairleri onun hayranlığını kazanan kişiler olmuştur. Bunların başında Namık Kemal, M. Emin Yurdakul ve Tevfik Fikret gelirdi. Bunların haricinde Ziya Gökalp, Falih Rıfkı Atay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’yu da takdir ederdi.. Yabancı yazarlardan hayran olduğu ve kitaplarını zevkle okuduğu J.J. Rousseau ile gençliğinde tanışmış olmasını keyifle anlatırdı. Ayrıca Montesquieu da tesiri altında kalıp okuduğu yazarlardandı…”
Sayfa 59 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Reklam
Atatürk Ve Tarih
“Atatürk’ün dünya ve Türk tarihi ile ilgili yüzlerce kitap okuduğunu yakinen biliyorum. Ama Türk tarihinin onda ayrı bir yeri vardı. Ecnebi tarih yazarlarının eski Türk tarihi hakkında yazdıklarına pek itibar etmezdi. Hatta bir gün yabancı bir yazarın bir tarih kitabını okumuş ve yarım bıraktığı sayfanın kenarına ‘Bütün dünya Türklerin karşısında’ diye bir not düşmüştü. Bu da onun bizim dışımızda yazılan tarihe pek inanmadığının en büyük göstergesiydi.. Yabancı tarihçilerden E. Pittard, George Muntandon, Albert Sorel, K. Marc, Max Beer gibi isimleri okurdu. Ancak yazar H.G. Wells’i çok beğenirdi. Onun ‘Dünya Tarihinin Ana Hatları’ adlı yazdığı kitabı devamlı okurdu ve adeta ezberlemişti. Kendi okumakla da kalmadı. ‘Bu kitabı herkes okumalı’ diyerek, ‘Hemen bu kitabı Türkçeye çevirin ve çokça da bastırın,’ talimatı verdi. Nitekim kitap hemen tercüme edildi ve dağıtıldı. Kitap yayınlandıktan bir yıl sonra da, hemen hemen aynı temellere dayanan ‘Türk Tarihinin Ana Hatları’ çıktı.. Türk tarihçilerden Mustafa Celaleddin’in kitaplarını çokça okumuştur…”
Sayfa 66 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Samsun’a Çıkışı
“Babam bir hafta kadar sonra döndü ve ev halkının meraklı bakışları karşısında hemen anlatmaya başladı: ‘19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Paşa’nın maiyetinde 21 kurmayı, 25 er ve erbaş, 22 gizli kahraman, 8 tane de müşavir ve kâtip olmak üzere 76 kişi vardı. İstanbul’dan Samsun’a kadar köhne Bandırma Vapuru’nun kıç tarafındaki 1. mevkii kamaraların güvertesinde bulunan küçük salonda, başının altına koyduğu yastıkla kanepeye uzanarak gece ve gündüzlerini geçeren Paşa, düşman tarafından takip edileceği ve geminin batırılacağını hesap ederek hiç uyumamıştı. Nitekim takip edilmiş ama sağsalim Samsun’a varmıştı…”
Atatürk’ün kütüphanecisinin oğlu anlatıyor:
“Babam Nuri Ulusu’nun yaşarken iki isteği vardı; Birincisi ‘Allahım, benim canımı ya 29 Ekim’de ya da 10 Kasım’da al,’ derdi. İkincisi ise, Atatürk’le olan hatıralarının güzel bir kitap halinde yayınlanmasıydı.. Evet, birinci arzusunu inanılmaz bir şekilde, bir mucizeyi gerçekleştirip 29 Ekim’i bekleyerek Atasının ‘En büyük günümüz, en büyük bayramımız’ dediği Cumhuriyet Bayramı günü onun yanına huzurla gitti. Cenazesi bayram için kurulan zafer taklarının altından geçerek adeta bir törenle gömüldü. 2008 Yılı kitabına hız verdiğim yıl oldu ve Atatürk’le babamın tüm fotoğraflarını bulup kitabı tamamlamıştım…” (Mustafa Kemal Ulusu)
Yazarın Mustafa Kemal Paşa ile Tanışması
“Merhum anneciğim babamın çantasını hazırladı ve ‘Nuri Bey, müsaade et de oğlumla beraber seni yolcu etmeye gelelim,’ dedi. Kız Kulesi açıklarında demirleyen Bandırma Vapuru’na babamla beraber bir sandalla çıktık. Biraz sonra babam, ‘Gel bakalım oğlum, Mustafa Kemal’e götüreceğim seni,’ dedi. Hayal mi görüyordum? Mustafa Kemal’e ayrılan kameraya geldik, beraberce içeri girdik. Karşımda masmavi gözleriyle çakmak çakmak bakan büyük komutan, büyük asker Mustafa Kemal oturuyordu. Bize doğru seslenerek, ‘Hacı Bey maaşallah, delikanlı cin gibi, gel bakalım yanıma. Adın ne senin,’ diye sorunca kendime geldim. ‘Nurettin, efendim,’ dedim. Bana ‘Bu ülke hepimizin, ama esas siz gençlerin. Mücadeleden yılmak yok, tamam mı?’ dedi. Bandırma Vapuru, Mustafa Kemal’ini ve babamı alarak gözden kaybolana kadar, ana oğul yaşlı gözlerle bu büyük kahramanları uğurladık…”
Reklam
Atamızın Yazarlığı
“Atatürk’ün bazı gazete ve mecmualara yazı ve makaleler yazdığı malumdur. Bilhassa Hatay davası sırasında ‘Vakit’ adlı gazeteye yazdığı yazıları ‘Asım Us’ adı ve imzasıyla yazmış ve yayınlanmıştır. ‘Büyük Nutuk’ ise bunların dışında kalmıştır. Çünkü bunun yazımı onun hem ismini taşıyan, hem de düşünce ve fikirlerini, yapmak istediklerini tam anlamıyla anlatan en önemli eseri olmuştur…”
Sayfa 57 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Atatürk ve Dillere Merakı
“Atatürk’ün gençliğinden beri öğrendiği için çok iyi Fransızcası vardı. Bilhassa Yahya Kemal’in Fransızca dilini çok iyi okuyup yazdığı için, kendisiyle Fransız tarihi ve şiirleri üzerinde sohbet etmeyi severdi. Almancası da iyiydi. Almancayı tedavi için gitmiş olduğu Almanya’nın Karlsbad şehrinde kaldığı dönemlerde öğrenmeye başladığını söylerdi…”
Sayfa 61 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Mu Kıtası
“Türklerin dünyanın ilk medeniyeti, dünyanın ilk varoluşundan itibaren mevcudiyetine olduğuna müthiş derecede inanırdı. MU KITASI’yla ilgilenmesi de bu sebepleydi. Tarih, Türklerin hep Orta Asya’da doğup, oradan batıya yayıldığını yazmıştır. Ama Atatürk kesinlikle Orta Asya’dan değil de, başka bir kıtadan kopup buralara geldiklerini savunurdu. Mu Kıtası’nda ilk Türk kavimlerinin yaşadığını, bu kıtanın batıp yok olması ve buradaki insanların Asya’nın batısına göç etmesiyle, Türklerin ilk defa Asya Kıtası’na ayak basmış olduklarına inanırdı. Buna öylesine emin bir şekilde inanmıştı ki. Ama maalesef Atamızın bu yöndeki yoğun çalışmaları 1938’de son nefesini vermesiyle bitiverdi. Ve sonrasında ne yazık ki devamı gelmedi…”
Sayfa 69 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Ekmekçiye bile verecek paramız kalmamıştı.
Mustafa Ke­mal Paşa ile bu ciheti görüşürken bulduğum çareleri eskisi gibi kabul etmedi ve yarı geceye kadar hep düşündük ise de para tedariki hususunda bir karar ve neticeye vasıl olamadık. Çünkü bankalardan ve müessesattan ödünç bile olsa para almayı Paşa'ya bir türlü kabul ettiremedim. Ne yapacaktık? Benim bir kürküm vardı;
Sayfa 176 - Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara 4.Baskı 1997Kitabı okudu
Cumhurbaşkanı Seçildikten Sonra Atatürk'ün Mecliste Yaptığı Konuşma
"Muhterem arkadaşlar! Mühim ve cihanşümûl hadisatı fevkalade karşısında muhte­rem milletimizin teyakkuz ve intibahı hakikisine bir vesikai kıymettar olan Teşkilatı Esasiye Kanunumuzun bazı madde­lerini tavzih için encümeni mahsus tarafından heyeti celilenize teklif olunan kanun layihasının kabulü münasebetiyle Türkiye devletinin, zaten
Sayfa 268 - Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara 4.Baskı 1997Kitabı okudu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.