Annem dalgındı, kafasında bir yığın düşünce itişir kakışırdı. Fırında tavuğu, gömleğin üstünde ütüyü unutacak, masa örtüsünü içinde küçük kaşıklarla pencereden silkeleyecek ve istasyonlarda trenleri şaşıracak kapasitedeydi. İkide bir de anahtarlarını kaybederdi.