a

Araştırma,İnceleme,Bilim Mühendistlik

0 üye
Yaşam Başlamadan Önce
Pek çok fizikçi, evrenin sonsuz yoğunluktaki bir noktadan 14 milyar yıl önce (14,000,000,000 yıl önce) büyük bir patlamayla (big bang) bugünkü halini aldığı ko­nusunda fikir birliğindedir. Büyük patlamadan hemen sonra elementer tanecikler, hidrojeni oluşturdu. Hidrojen ise sonunda diğer elementleri oluşturdu. Galaksimiz yaklaşık olarak 10 milyar yıl önce toz ve gaz bulutunun dağılması ile oluştu. Ev­renin tarihi boyunca madde sürekli olarak (özellikle yıldız patlamalarıyla—süper- nova) yıldızlararası boşluğa itilmiş, ikinci ve üçüncü nesil yıldızları oluşturmuştur (Güneş de bunlardan biridir). Radyometrik olarak işaretlenmiş meteor ve aydan alman kaya parçalarına göre, Güneş sitemimiz bundan 4,6 milyar yıl önce oluştu. As­lında dünya da aynı yaştadır, fakat yer kabuğunun bazı plakalarının diğerlerinin altına girmesi (subduction) gibi jeolojik hareketleri sonucunda bilinen en eski kayalar daha genç olup, 3,8 milyar yıl öncesine aittir. Büyük bir ihtimalle, dün­ya birçok küçük kütlenin çarpışması ve bir araya gelmesiyle oluştu ki bu olayların etkisiyle muazzam bir ısı ortaya çıkmış olmalı. Dünya ilk zamanlarda soğurken katı bir kabuk oluşturdu ve bu sırada gazlar or­taya çıktı. Bu gazlar arasında su buharı da vardı ama oksijen çok azdı. Dünya soğurken, akışkan su ile okyanuslar oluştu (muhtemelen 4,5 milyar yıl önce), ve kısa sürede de bugünkü tuzluluk oranlarına ulaştılar. Bundan 4 milyar yıl önce muhtemelen pek çok küçük öncül kıtalar vardı, büyük toprak kütlelerin oluşumu ise bundan 1 milyar yıl sonraya denk gelebilir.
Sayfa 92 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Depremden korktuklarını söyleyen insanlarımız tepkilerini ancak bir depreme maruz kaldıklarında gösteriyorlar. O da kısa süreli oluyor. Deprem bittikten birkaç gün sonra her şeyi unutup bir sonraki depreme kadar hiçbir şey yapmadan hayatımızı sür­dürüyoruz.
Sayfa 65 - Doğan Kitap, Birinci Baskı / Temmuz 2020Kitabı okudu
Reklam
Evrim süreci çoğu zaman önceki evrimsel tarihe ait izleri siler. Eğer çalışılan takson­lar çok eskiden ayrıldıysa ya da çok hızlı bir evrim geçirdiyse, özelliklerinin çoğu o kadar farklışacaktır ki benzeşik özelliklerin ayırt edilmesi zor olabilir. Örneğin, dişler bir çok memeli arasındaki ilişkileri belirlemede önemli özel­likler sağlar, fakat dişsiz karıncayiyenler arasındaki ilişkileri değerlendirmede kullanılamaz. DNA dizilerinde, bir yerde, önceden var olan sinapomorfileri si­len çok sayıda değişim gerçekleşebilir. Bir baz yerinde A'dan C'ye mutasyon, o yerde başka değişim olmadığı sürece paylaşılan bir türemiş özelliğe neden olur; eğer türemiş bir taksonda, C'nin yerini G alırsa, ya da A'ya geri dönüş olursa ortak atanın kanıtları yok olmuş olur. Dahası, zaman geçtikçe, bir yerde, farklı soy hatlarında paralel olarak aynı bazın diğerlerinin yerini alması olasıdır. Bu nedenle, benzeştirici evrim ve ardışık değişimler ("çoklu vuruşlar") taksonlar arasındaki farklılaşmanın miktarını aynı düzeye getirir. Hızlı evrimleşen dizi­lerde yavaş evrimleşen dizilere göre bu platoya daha çabuk ulaşılır.
Sayfa 36 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Darvvin, Türlerin Kökeni'nin iki bölümünü, özel yaratılış hipotezi altında daha az anlaşılır olan birçok biyocoğrafi gerçeğin, eğer bir tür belirli bir alan veya böl­gede köken alıyor, yayılım (dispersal) yoluyla daha geniş bir coğrafi dağılıma ulaşıyor ve göç ettiği farklı bölgelerde değişiyor ve yeni türlere ayrılıyorsa, çok daha anlaşılır olduğunu göstermeye ayırmıştır. (Darvvin'in zamanında kıtaların hareket edebildiğini gösteren az sayıda ipucu vardı. Bugün kara parçalarının ha­reketi, aynı zamanda belirli coğrafi dağılım desenlerini açıklar.)
Sayfa 118 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Küresel ısınma ve yok oluş...
Günümüzde, üstel hızla artan insan toplumunun ve modern teknolojisinin et­kisiyle, tür çeşitliliği bakımdan zengin olan tropik ormanlar neredeyse tamamen yok olma tehlikesi atında kalmıştır, ılıman bölge ormanları ve bozkırları dünyanın hemen her yerinde ortadan kalkmıştır, deniz birlikleri aşırı kirlenmeye ve korkunç sömürülmeye maruz kalmıştır ve taşıl yakıtların tüketimi yüzünden küresel ısın­ma tehlikesi iklimleri ve yaşam alanlarını çok hızlı bir şekilde değiştirme yönünde tehdit etmektedir. Bu değişiklik pek çok türün uyum sağlayamayacağı hızdadır (VVilson 1992; Kareiva vd, 1993). Dünya yüzeyinin % 20'sini kapsayan örnek alanların analizi, bu bölgelerdeki tüm türlerin % 18 ila % 35'inin önümüzdeki 50 yıl içinde sadece iklim değişikliği yüzünden yok olacağına işaret etmektedir (Thomas vd. 2004). Bu rakamlar kesin olmasa da, kesin olan tüm zamanların en büyük kitlesel yok oluşunun gerçekleşeceğidir, eğer şimdi harekete geçip önlem almazsak...
Sayfa 114 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Yerkürede Yaşamın Tarihi
Dünyanın 3,500,000,000 yıl önceki durumuna yani yaşamın başladığı zamana geri dönmek mümkün olsaydı sadece bakteri benzeri hücreler görebilirdik. Bu hücrelerin arasında tanınmayacak kadar uzak ve farklı akrabalarımız da vardı. Eğer zaman içinde yolculuk yapabilseydik, günümüze kadar geçen zamanı konu alan bir tiyatro oyunu tahmin edebileceğimizden çok daha muhteşem ve inanılmaz olurdu; bir yazarın hayal edebileceğinden çok daha şaşırtıcı özellikleri ve rolleri olan milyonlarca türün sahne aldığı, oynadığı ve genellikle öldüğü bir gezegen tiyatrosu.
Sayfa 91 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Reklam
59 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.