Dahiyane! Isaac Asimov'un Heinlein için neden bilimkurguya yön veren üç büyük yazardan biri dediğini kitabı elime alınca anlamış oldum.
Okurken heyecanlandıran zekice ayrıntılarla dolup taşan bir kitap hakikaten.
(Misal örgüt haberleşme sistemi için üç kişilik hücre sisteminden bahsederken sonrasında anlatılan açık üçgen piramidi sistemini anlamak, hayal etmek, anlamayıp geri dönmek, tekrar okuyup çözebilmek için uğraşmak harikaydı. kitabın benim için heyecan verici ayrıntılarından yalnızca biri!)
Kitabın anlatımında pek sevemediğim nokta ise olan olayları her ne kadar çok derin ayrıntılı da olsa özetleyici bir şekilde ve 'geçen ay şunlar şunlar oldu' şeklinde tasvir ederek anlatması oldu. Geçmiş zamanda bol ayrıntılarla olanları özetlemek yerine şimdiki zamanda anlatıyor olsaydı bence birkaç kitaplık bir seri bile çıkardı bu kitaptan. Bu yüzden yer yer heyecanlandırsa da bazı noktalarda keşke olaylar olurken okuyabilseydik dedirtti.
Kitaba dair büyük bir hüsranım var, daha etkili bir kurgu ve karakter yapısı bekliyordum ama aksine tatmin edici bulamadım.
Kitabın ana merkezinde yatan para-evrenler arası enerji akımını sağlayan bir sistemin keşfedilmesiyle hem sonsuz enerjiye erişme imkanı hem de evrenin sonunun gelmesine neden olma fikrinin özünde yatan bilimkurguya kafa
Güçlü bir kadın ana karakteri okuması her zaman keyifli oluyor, bu kitapta da hikayenin merkezindeki adı Yılan olan şifacıyı tanımak, kendinden emin duruşu ve karşısına çıkan zorluklarla mücadele ediş şekli haz vericiydi. Yılanlarla insanları tedavi etmesi ve yılanları anlatış biçimi garip bir yılan sempatisi beslenmesine sebep oluyor doğrusu. Aynı zamanda hikayenin dingin bir sürükleyiciliği var, yoğun maceralarla hızlı bir akıştan ziyade sakin ama yer yer heyecanlandıran bir gidişatı vardı. Ele alınan olayları ve kurgusunu da açıkçası sevdim, hatta araya çok masum bir aşk ve tatlı küçük bir kız çocuğunun da eklenmiş olması ayrıca hoştu.
DüşyılanıVonda N. McIntyre · İthaki Yayınları · 202260 okunma