b

Binnur Şafak Nigiz

Onun gözleri gece yarısı okyanusu gibiydi, dibinde neler olduğunu gece bile bilmiyordu, gece bile siyahını onun dibine ulaştıramıyordu çünkü okyanusun dibi zaten zifir gibiydi.
Sayfa 181 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
"Ay Işığı saklanmış harelerine," diye fısıldadı sıcak nefesi dudagamyin üstündeki sus çizgisine çarparken. "Bakma öyle yakamozu yanmış gece gibi bana." Aslında gözlerinde geceyi taşıyan adam oydu. Parmaklarım farkında olmadan göğsüne dokundu. Avuçlarımı ikimizin arasına, onun göğsünün üstüne yerleştirip alnımı alnına yasladım. "O zaman sen de bakma öyle bulutun içine saplanmış ay gibi." "Nihayet gece ayını buldu." "Ayın gece olmadan bir anlamı yok." "Gecenin ay olmadan bir anlamı yok." "Gece karanlık, senin gibi." "Bazı insanlar ayın ışığını görmek için geceyi bekler." Avucunu tamamen belime bastırdı. "Bazı insanlar sadece ay ışığı için geceyi ister." Sertçe yutkundum. "Öyle mi?" "Sence?" "Sen öyle diyorsan..." "İnanır mısın?" Dilimin ucunda yanan ateşe aldırmadım, ilk kez gözlerimde gerçek bir ışıkla ona baktım. "İnanırım."
Sayfa 182 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Zaman ne kadar akarsa aksın, sonum yine bu kollar olacaktı sanki benim.
Sayfa 182 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Kendi kadınını öldüren bir iblis, bir şeytanı kendi kadını yapabilecek kadar günahsız bir cehennemdi.
Geri144
444 öğeden 441 ile 444 arasındakiler gösteriliyor.