Kapitalist toplum için her şeyden daha çok önemli olan biyopolitikaydı, biyolojik olandı, bedensel olandı, maddi olandı. Beden, biyopolitik bir gerçekliktir; tıp ise biyopolitik bir strateji.
İnsan sermayesinin geliştirilmesi, sömürülecek yeni alanların inşa edilmesine dayanır. Yani bu çerçevede "biyopolitika, çıktısının enfazlalaştırılması uğruna bireysel ve kolektif bedenlerin tıbbileştirilmesi manasına gelir"
Agamben'in entelektüel kaynakları arasında en temelde Aristoteles, Carl Schmitt, Martin Heidegger, Walter Benjamin ve Michel Foucault isimlerini saymak gerekir.
Agamben'in entelektüel veriminin doruk noktası kabul edilen Homo Sacer, bir açmazı temele alarak modern politik yaşamın kalbinde yatan egemenlik mantığını gözler önüne sermeye çalışır. Agamben'in felsefesinin temel amacı, açmazların nasıl işleme konduğunu göstermektir.
Agamben biyopolitikayı tamamen ölüm politikasına indirgemektedir. Foucault'nun ya da Hardt ve Negri'nin dikkati çektiği "üretici" veyahut "yaşatmaya dayanan" biyopolitik teknikler, büyük oranda Agamben'in tartışmasının dışında kalır.