Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Huzur, anlayış, hoşgörü. Tanıdık mı bilmem de.
Yani canımın en sıkkın anında, kendimden bile sıyrılma çabasındayken, hedef tahtanız değilim. Gergin yay gibi sinirlerimin üzerinde çifte telli oynama zamanı da değil! Yorum kapatmıyorum ya hani, üslubu düzgün yorum yapanı da cevaplarım. Selamı nasıl verirseniz, cevabımı da öyle alırsınız! İzin verin de iki huzur bulalım. Bari birini bulayım, sonra ikincisini bulursam size armağan edeyim. Hafız mıyım ben? Google amca'ya sor. Git imama sor. Hafıza sor. Yok illa bana soracaksan, önce soruyu doğru sor! Öyle yorum yapıp silmekle de ne beni, ne de kendini yor!
Michael Ende
"Önceleri pek farkına varılmaz. Günün birinde insanın canı artık hiçbir şey yapmak istemez. Hiçbir şeyle ilgilenmez ve kurur gider. Üstelik bu isteksizlik geçici değildir, hatta giderek de artar. Günden güne, haftadan haftaya daha kötü olur. İnsan kendinden hoşlanmaz, sanki içi bomboştur ve dünyayla bağdaşamaz. Sonraları bu hisler de kalmaz ve hiçbir şey hissetmez olur. Bütün dünyaya yabancılaşmış ve hiç kimse onu artık ilgilendirmez olmuştur. Ne kızgınlık duyar ne de hayranlık. Ne sevinmesini bilir ne de üzülmesini. Gülmeyi de ağlamayı da unutmuştur. Böyle bir insanın içi kaskatı kesilmiştir. Artık hiçbir şeyi ve hiç kimseyi sevemez. Bu durumda, artık hastanın iyileşmesine olanak yoktur. Geriye dönüş kalmamıştır. Bomboş, kül rengi bir yüzle ve nefretle çevresine bakar, tıpkı duman adamlar gibi. Onlardan biri olup çıkmıştır. Hastalığın adına gelince, buna ölümcül can sıkıntısı denir."
Reklam
Michael Ende
"Önceleri pek farkına varılmaz. Günün birinde insanın canı artık hiçbir şey yapmak istemez. Hiçbir şeyle ilgilenmez ve kurur gider. Üstelik bu isteksizlik geçici değildir, hatta giderek de artar. Günden güne, haftadan haftaya daha kötü olur. İnsan kendinden hoşlanmaz, sanki içi bomboştur ve dünyayla bağdaşamaz. Sonraları bu hisler de kalmaz ve hiçbir şey hissetmez olur. Bütün dünyaya yabancılaşmış ve hiç kimse onu artık ilgilendirmez olmuştur. Ne kızgınlık duyar ne de hayranlık. Ne sevinmesini bilir ne de üzülmesini. Gülmeyi de ağlamayı da unutmuştur. Böyle bir insanın içi kaskatı kesilmiştir. Artık hiçbir şeyi ve hiç kimseyi sevemez. Bu durumda, artık hastanın iyileşmesine olanak yoktur. Geriye dönüş kalmamıştır. Bomboş, kül rengi bir yüzle ve nefretle çevresine bakar, tıpkı duman adamlar gibi. Onlardan biri olup çıkmıştır. Hastalığın adına gelince, buna ölümcül can sıkıntısı denir."
Fyodor Dostoyevski
"Bugün can sıkıntısı ve hüzünden başka bir şey hissetmiyorum. Böyle bir gün işte!"
374 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.