Fransız soylusu ve dönemin ünlü yargıcı olan yazarın görevlendirmeyle gittiği 1830'ların Amerika'sında (henüz 50 yıldır bağımsız) gördüğü siyasal sistemi derlediği 'Amerika'da Demokrasi' adlı iki ciltlik eserinden kısa bir seçki, bu kitap.
Amerikan demokrasisinde çoğunluğa verilen aşırı gücün topluma, oluşan kurumlara yansımaları sorgulanmakta. Kimi yerde Avrupa demokrasilerinde bile görülmeyen özgürlüklerin toplumun güç tutkularına hitap eden liyakatsiz erklerde nasıl kullanıldığı ve iki dereceli seçim gibi önlemlerin yetersizliği ve düşüncenin çoğunluk karşısındaki ezilişi de dile getirilmekte. Amerika'dan çıkamayan büyük yazarlar için (hâlâ!) 'düşünce özgürlüğü olmadan edebi deha olmaz' deyişi ile Magna Carta'dan beri süregelen halkın eşitlikçi demokrasi çabalarını monarşi, ruhban ve aristokrat sınıflarında geçirdiği evrimi belirttiği önsözü de iyiydi doğrusu. Dine ve bilime yapılan karşıt göndermeler ile halen görece Amerikan özgürlüğünün (ki bir Avrupa olması beklenemez) çıkarabildigi Steinbeck, Faulkner gibi yazarların tahmin edilmezliği de ayrı paradokslardı tabii!
Yaklaşık iki yüzyıllık olan bu kitap; halen Amerika'da sağlanamayan azınlık hakları özelinde demokrasiyi ve çoğunluğun zorbalığı tehlikesini dile getirmesiyle, günümüze de yansıyan yönüyle, okunması elzem bir klasik: Demokrasi çoğunluğun tiranlığı değil her kesime sağlanan adalette aranmalı...