Şimdi Aleksandr Köprüsü'nden dönüşümüz öyle zor ki... Halk gece yarısındakinin en az birkaç katı bir kalabalıkla yönelmiş saraya doğru. "Seni Torid Sarayı'na götürmek istiyorum Katyuşa" diyorum ona... "Bak kendi gözlerinle gör inanılmazı. Mümkünsüzdür denileni. Yönetimin kimlerin eline geçtiğini görmeni istiyorum. Ben ne
Kitleler koşullarla tam bir uyum içinde birbirlerini olumlu biçimde etkilemeye başladıkları andan itibaren artık bu etkinliğin önüne geçecek ne top ne asker ne de bir başka şey , hiçbir şey yoktur.
27 yi 28'e bağlayan o ilk gecenin büyük sevinci içinde öldüm..
Çarsızlığımız ilk gününün kıvancını hiçbir zaman unutmadım. Kıvanç pompalanıyordu yüreklerimizden sanki. Yıllar sonra, açlık grevine başladığımda, birçok anılarla birlikte Çar'ın yıkıldığı bu ilk günün coşkulu kalabalıkları gözümün önünde dipdiri, tıpkı o günkü gibi canlanıp canlanıp yeniden buğulandılar. Ölürken bile unutamadığım bir sevinçti çarlığın yıkılış günü yaşadığım kavanç. Bir bakıma şöyle söylersem çok abarttığımı sanmayın: 27 yi 28'e bağlayan o ilk gecenin büyük sevinci içinde öldüm.
"Herkes biliyor ki işçiler şefsiz (Blanqui ve öteki devrimci yöneticiler 15 Mayıs'ta tutuklanmışlardı) ortak bir düzenlemeden yoksun, olanaksız çoğu silahsız, gezici jandarma birliği ve taşradan akın akın desteklenen Ulusal Koruyucular karşısında tam beş gün süreyle onları eşsiz bir yüreklilik ve üstün bir yetenekle çok zor durumlara soktular. Herkes biliyor ki gözünü kan bürümüş burjuvazi inanılmaz bir hoyratlıkla zararını ödetti ve üç bini aşkın tutukluyu toptan imha etti."
K. Marx