Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dil Bilimi - Etimoloji

Profil
Antikitede canavar, dehşet uyandıran tuhaf bir yaratık anlamına geldiği gibi her tür akrabalık ilişkisinden kopmuş bir mahluk anlamına da gelir.
Sayfa 55 - Tellekt Yayınları- 1.baskı, 2021- Çeviri: Cem AlpanKitabı okudu
“Türk malı blucin kumaşı imal eden Kot firmasını 1950’li yıllarda Muhteşem Kot adlı bir işadamı kurmuş.”
Sayfa 36 - “İş adamı” doğru yazımıdır.Kitabı okuyor
Reklam
“Samovar>semaver de mesela bize Rusçadan gelmiş.”
‘Zencinin orijinali zangî Farsçadır. Esasen “paslı” demektir,çünkü zang pastır.’
‘Çilingir sofrasındaki çilingir de eskiden “ferforje işi yapan” ya da bugün “kilitçi” anlamına gelen çilingir değil. Farsça şilengâr,yani “şölen donatan”.’
247 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Dilimizdeki altmış kelimenin etimolojik tahlilinin yapıldığı bu güzel çalışmada dil-toplum ilişkisini en ince ayrıntılarıyla yakalamak mümkün. Yazarın sohbet havasında aktardığı kelimelerin kökenine ait bilgiler okuyucuyu bir zaman makinesi içerisinde şimdiden geçmişe,geçmişten bugüne taşıyor. Bugün anlamını bilmediğimiz ancak dilimizde fosil olarak kalmış sözcüklerin serüvenini okumak oldukça keyifli. Günlük konuşma dilinde sıklıkla kullanmakla beraber pek farkına varmadığımız incelikleri gözler önüne seriyor yazar. Misal, “Ant içmek” deyiminde neden “içmek” eylemi kullanılmış? Çünkü atalarımız birbirlerini her türlü tehlikeden korumak için “kan kardeşi” olurken karşılıklı kanlarını içermiş. Bu ritüelden kalan içmek eylemi “ant içmek” deyiminde hâlâ yaşamaktadır. Bunun gibi pek çok sözcüğü hayatın akışında tespit etmiş yazar. Türkçenin güzelliğine tanıklık etmek isteyenler bir an önce bu eseri okumalı.
Etimolojinin İzinde
Etimolojinin İzindeSerkan Şen · Ötüken Neşriyat · 202321 okunma
Reklam
‘Hayatın içindeki engelleri aşmak için başvurulan “atlamak” eyleminin atla olan ilgisi bizleri şaşırtmasın.’
Sayfa 107Kitabı okudu
Bazı yabancı sözcükler vardır yüzyıllardır kullandığımız için, Türkçeleştirilmiş. Bunlar genelde Arapça’dan gelen sözcüklerdir. Aslına bakarsak kullanışı yanlış ama Türkçeleştirildiği içi bize doğru gibi geliyor. Örneğin; “Evladım” Arapçada bu sözcük “çocuklarım” anlamında kullanılır ve çoğuldur. Ancak Türkçede tekil olarak kullanılıyor. Aynı şekilde “Evliya” normalde Arapça hali çoğuldur ama Türkçede ise tekil olarak kullanılıyor ve çoğul yapıldığında “evliyalar” oluyor. Arapçadaki tekili ise “Veli”dir. Bir diğer yanlış kelime kullanımı ise “inkılap.” “İnkılap” sözcüğü “devrim” anlamında kullanılmaz, “darbe” anlamında kullanılır.
Sözcük Kökeni (Etimoloji)
Türkçede kullanılan “ekşi” sözcüğü, bizim ağızda (Türkmence) “turş” olarak kullanıyoruz. Aynı zamanda ortak noktamız da var, o da “u” harfini ekleyip “turşu” yiyecek adı verilmiş. Bugün öğrendim ki, Farsça’da da “turş” olarak kullanılıyormuş. Şimdilik kelimenin Farsça kökenli olduğunu söyleyemem, çünkü İran’da yaklaşık 30 milyon Türk yaşamakta. Ek olarak; Kedi ve köpeklerin ayaklarına verdiğimiz ad olan "pati" Farsça "ayak" anlamına gelen "pa" sözcüğünden türetilmiştir. Aynı zamanda “Patte” Fransızca’da da ayak anlamına gelir.
“Bar bakır yok altun” (Elde bulunan bakır gibi kıymetsiz,bulunmayan ise altın gibi kıymetlidir.)
Sayfa 97 - Kutadgu BiligKitabı okudu
Reklam
“Öd tengri aysar kişi oglı köp ölgeli törümüş(Zamanı Tanrı takdir eder,insanoğlu hep ölmek üzere yaratılmıştır).”
Sayfa 56 - Bilge KağanKitabı okudu
“… tıpkı (tüg-me)> ‘düğme’,(tüg-üm)>’düğüm’ sözleri gibi (tüg-(ü)n)>’düğün’ kelimesinin de Eski Türkçedeki tüg->düğ- “ birbirine kenetlenmek” fiilinden geldiğini belirtmeden geçmeyelim.”
“Eski Türkçede “başarmak,gücü yetmek” karşılığında u- diye bir fiil vardır. Geçmişte bu kökten (u-nç)>unç “mümkün”,(u-z)>uz “becerikli,yeterli” gibi kelimeler türetilmiştir. Hatta masallardaki “Az gittik,uz gittik dere tepe düz gittik.”tekerlemesindeki ‘uz’ burada ‘az’ın zıttı olarak yeterlilik bildirmek üzere yerini almıştır.”
Sayfa 38 - Yazım ve noktalamalar olduğu gibi alınmıştır.Kitabı okudu
“Eski Türkçede sanç- şeklinde,”batırmak” anlamında bir fiilimiz vardır. Bilge Kağan çarpışmalarını bu fiilden hareketle (sanç-(ı)ş-)>sançış- eylemiyle anlatır. Günümüzde bedenimizin herhangi bir noktasında meydana gelen batma biçimindeki ağrıya bu yüzden (sanç-(ı)g)>’sancı’ demişiz.”
‘Budist Uygur Türkleri dinî kurallar için törü yanında nom kelimesini kullanmışlar, nom törü diye ikilemeler kurmuşlardır. nom’un Türklere Budizm’i tanıtan Soğudların dilinden ödünçlendiği anlaşılmaktadır. Grekçe kaynaklı kelimenin Hint-Avrupa dil ailesi uyarınca Soğudcada da görülmesi doğaldır. Şaşırtıcı olan nomos türeviyle nâmūs şeklinde Arapçaya da geçen sözün bu yolla Müslüman Türklerin diline girmesidir.’
224 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.