Bazı kadınlar rüzgâr gibiler
yel değirmenlerini hiç uyandırmadan geçip giderler başucumuzdan
suyun yüzüne dokunur gibi
sadece geçerlerken arkalarında
dalgalar bırakıyorlar
bir de eteklerine dolanan
hüzünlü gün batımlarını saymasak
hiçbir aşkta sanık olmuyorlar
sadece tanıklık ederler soytarılığımıza
hiç konuşmadan
öylece sessiz
öylece vakur ve yalnızlar hep.
dokunsan kirlenir avuçları
dokunsan kırılır dilleri
dokunsan ruhları ağlar.
yeni bir çağın tesellisi gibi
hep koşuyorlar
koşarken arkalarında bıraktıkları izlerin hesabını yapmadan,
arkalarında düşük yapan acıları düşünmeden
ve yarım bıraktıkları şiirleri hiç emzirmeden
çekip gidiyorlar.