d

Din Felsefesi

2 üye · 3 yeni gönderi
İnançlar nasıl doğar?
İlk Neden fikri, her ne kadar Aristoteles'le sahalara çıkmış olsa da, asıl popülerliğini Thomas Aquinas ile kazanmıştır ve Spinoza gibi birçok filozof bu fikre sıkıca sarılmışlardır. Kısaca aktarmak gerekirse, Thomas Aquinas bu fikri Somma Contra Gentiles eserinde Beş Kanıt şeklinde öne sürmüştür. Bu kanıtlar -biraz özetler ve anlaşılır
Sayfa 120 - Mitra Yayınları
Son nokta: Maalesef nonteistlerden Tanrı'nın var olduğuna inanmadıkları için "her şeyin cevabını vermeleri", bekleniyor. Fakat bir insandan, hiç kimsenin bilmediği şeyleri "sırf ateist olduğu için" açıklayabilmesini istemek saçmadır ve şu an belli bir sorunun cevabı bilinmiyor diye hemen o soruyla ilgili bir şeye iman etmemize de gerek yoktur.
Sayfa 94 - Mitra Yayınları
Reklam
Dawkins her ne kadar tersini düşünse de, ABD Ulusal Bilimler Akademisi, "Bilim, doğal dünyayı bilmenin bir yoludur. Doğal dünyayı doğal nedenler yoluyla açıklamakla sınırlıdır. Bilim, doğaüstü hakkında hiçbir şey söyleyemez. Tanrı'nın var olup olmadığı, bilimin tarafsız kaldığı bir meseledir." Açıklamasını yapmıştır. Hâliyle bilimin mucizeler karşısında verebileceği doyurucu bir cevabın olmadığı açıktır. Bilim, bir mucize iddiasına cevap olarak yalnızca doğa yasalarını ihlal etmenin imkânsızlığını ve bahsi geçen mucizelerin gerçekten gerçekleşebilme ihtimalinin yüzdesel bir izahını beyan etmekle yetinebilir; aksi halde ona bilim demezdik. Ne var ki mucize, tanımı gereği doğa yasalarının, mantığın ve istatistiğin ötesindedir; çünkü inançlılara göre mucize dediğimiz şeyler; doğa yasalarını ve bütün kuralları belirleyen bir varlık tarafından bizzat gerçekleştirilmektedirler. Hâliyle Tanrı için "aşılamaz" hiçbir şey yoktur.
Sayfa 73 - Mitra Yayınları
Thomas Aquinas'ın Aristoteles'ten etkilenerek kurguladığı üzere, "hiçbir şeyin bir İlk Hareket Ettirici olmadan hareket edemeyeceği" ve "evrendeki sebep-sonuç zincirinin sonsuza kadar takip edilemeyeceği" fikrinden hareketle, "bir noktada artık kendisinin hareket ettireni olmadığı halde, kendisi ilk hareketi başlatan bir varlığın olması gerektiği" inancı, ya da "kendisinin sebebi olmayan ama kendisi her şeye sebep olan ve kendisinin yaratıcısı olmayan ama kendisi her şeyi yaratan ve bununla beraber, kendisi maddesel olmayan ama bütün maddeyi ortaya çıkaran" bir varlığa dair ifadeler, Tanrı'yı bildiğimiz bütün kanunlara bağışıklı hale getiren ve insan mantığının "cevap bulma" zorunluluğunu doyurmaya çalışan akıl yürütmelerdir.
Sayfa 121 - Mitra Yayınları
Tanrı'nın varlığı lehine türetilen argümanlar genelde apolojetik bir amaç güderler ve metafizik düşünceye yakın olan insanlar dışında kimseyi etkilememektedirler." Zira Gerçekte Tanrı'ya giden yol, zihinden ve onun ışıklarından tam bir vazgeçişi varsayar. Bu yol karanlıklarla doludur, çünkü Tanrı her şeyden önce karanlık olarak yani aklın ışıklarıyla kavranılamayan olarak algılanır."
Sayfa 63 - Mitra Yayınları
Fakat burada gözden kaçan bir şey var: Eğer bir şey sadece "neden" ise bu durumda o şey bilinemezdir, çünkü onu bilebileceğimiz, onu öncülleyen başka bir kavram veya İde yoktur. Kısacası Tanrı'nın varlığını kanıtlamaya çalışan İlk Neden ve benzeri argümanlar, temelde "Tanrı'nın varlığını" değil, "eğer varsa bile O'nun bilinemez olduğunu" kanıtlarlar. Orta Çağ'da da kabul edildiği üzere; "İlk neden, sadece kendi ışığıyla aydınlanan ikinci nedenler aracılığıyla nitelenebilir. O, sonuçlarını sürekli aydınlatsa da kendisi bir başka ışık tarafından aydınlatılamaz... İlk olmak, nitelikler üstü olmak demektir; çünkü üstünde kendisiyle onu bileceğimiz bir neden bulunmamaktadır. Zira her şey, kendine dayanılarak bilinir ve nitelenir. Bir şey sadece nedense ve sonuç değilse, bilinemez ve nitelenemez; bu nedenle ilk neden de bilinemez ve nitelenemez.
Sayfa 123 - Mitra Yayınları
Reklam
578 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.