Eğer bir işçi geniş ve verimli topraklarını, arazisini hazırlar, yabani otlardan temizler, tohumunu zamanında ekerse yağmur ve güneş geldiğinde çalışmasının karşılığını görür, iyi bir verim elde eder. Eğer tembellik ederek hazırlık yapmazsa, tarlayı ilaçlamazsa, bakımsız bırakırsa yağmur ve güneş, tarlasında yabani otların yeşermesine sebep olur.
Bu metaforu inanç dünyamıza uyarlayalım. Ruhumuz da bir tarla gibidir. Onu günahlar şeklindeki yabani otlardan temizler ve iyi, güzel, doğru tohumlar atıp hazırlığımızı yaparsak rahmet güneşi, merhamet yağmuru geldiğinde iyi ve güzel çiçekler açar, içimizde ve dışımızda güzelliklere neden olur. Her insan kendi manevi dünyasının bir çiftçisidir. Ruh dünyasına iyi bakım vermeyi başarabilirse sonucunu hem çalışırken, hem de hasat günü geldiğinde en güzel biçimde alır. Ama tembellik yaparsa, zararlı işlerle uğraşırsa, yahut bencil eğlencelerle zamanını harcarsa bunun sonucunu da yaşamak durumunda kalır.
(Nevzat Tarhan, Psikoloji Sohbetleri)