Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Felsefe - Toplum Sosyolojisi

Profil
·
Puan vermedi
Merhabalar bugün size @bunyanantiksahaf1 aldığım bir Bir Aziz Nesin kitabı ile geldim. İnsanlar Uyanıyor... Eski kitapları seven biri olarak güvenle alışveriş yapıyorum. Sizde güvenle alışveriş yapabilirsiniz Gelelim kitaba Aziz Nesin, kitaba adını veren İnsanlar Uyanıyor adlı öyküsüyle Krokodil Uluslararası Gülmece Öyküsü Yarışması 1969
İnsanlar Uyanıyor
İnsanlar UyanıyorAziz Nesin · Cem Yayınevi · 1980413 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhabalar sevgili kitapsevenherkes ailesi çok sevdiğim bir arkadaşımın hediyesi olan bu kitabı bitirelim baya olmuştu ama yorum için bazı zamanların oturması lazım diyordum o zaman bu zamanmış. Uzamı kısa olan tekdüze bir ömrün nasıl da iç boğucu bir şekilde uzun olabildiğini, birbirini takip eden günlerin, onlardan bir kaçış olmadan yaşanıp
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,043 okunma
Reklam
400 syf.
10/10 puan verdi
“Biz bütün zulümlerin birbiriyle ilişkili olduğuna İnanıyoruz. Bütün canlılar özgür olana kadar; yani kötü muameleden, aşağılamadan, sömürüden, kirlenmeden ve ticarileşmeden kurtulana kadar hiçbir canlı özgür olmayacak.” – Carol J. Adams Merhaba kitapsevenherkes ailesi bugün size feminist okumalarımdan harika bir öneri ile geldim. Carol J.
Etin Cinsel Politikası
Etin Cinsel PolitikasıCarol J. Adams · Ayrıntı Yayınları · 2013713 okunma
Anaerkil Toplum!
Bu halklardan bazıları anaerkini yaşadılar. Çocuklar analarının adını taşıyorlardı, akrabalık da kadının soyuna göre hesaplanıyordu. Kadınlar art arda birçok koca seçiyorlar ve topluluğa egemen oluyorlardı.
Sayfa 26 - Yunan Uygarlığının Beşiğinde Yunan HalkıKitabı okudu
SONSÖZ - Sonuç Olarak Engels ve Batı Hakkındaki Düşünceleri
Engels, İngiltere'de toplumsal savaşın hızla ilerlediğini, herkesin kendisini korumaya çalıştığını ve her önüne çıkana karşı kendisi için savaştığını öne sürmüştür. Artık hiç kimsenin insanlarla barış içinde yaşamayı düşünmediğini, tüm karşıtlıkların tehditle, zorbalıkla ya da mahkemede çözüldüğünü bildirmiştir. Kısacası, Engels'e göre, İngiltere'de herkes, komşusunu ya ortalıktan temizlenmesi gereken bir düşman ya da kendi yararı için kullanabileceği bir araç gibi görmeye başlamıştır. Engels, burjuvazinin mahvettiği İngiltere'de insanlar arasındaki savaşın her yıl daha sert, daha hırslı ve daha uzlaşmaz biçimde büyüdüğünü, yani düşmanların adım adım iki büyük kampa (bir yanda burjuvazi, öte yanda işçiler) bölündüğünü ileri sürmüştür. Engels, kapitalist toplumdaki işçilerin sefaletine yol açan etkenler arasında üretim sürecinde makinelerin yoğun kullanılmasına ve makinelerdeki sürekli iyileştirmelerin rolüne vurgu yapmıştır. Engels, kapitalist üretim tarzındaki burjuvazinin mülkiyetinde olan makinelerin işçileri üretim dışında bıraktığını, yoksulluk ve suç ürettiğini öne sürmüştür. Kendi deyişiyle, "makinelerdeki her iyileştirme, işçileri işsiz bırakıyor ve ilerleme arttıkça, işsiz sayısı daha da çoğalıyor; bu çerçevede, her büyük ilerleme, bir miktar işçi üzerinde ticari bunalım etkisi yapıyor; yoksunluk, sefillik ve suç üretiyor.
Sayfa 232 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Sanayi Devrimi’nden ve Makineleşmeye Geçilmeden Önce İnsanlar
Çoğu güçlü-kuvvetli, yapılı insanlardı; komşu köylülerden pek farklı bir görünümde değillerdi. Çocukları, temiz kır havasında büyüyordu; çalışmada ana-babalarına yardım ederlerse, bu ancak ara sıra olurdu; onlar için sekiz ya da on iki saat çalışma diye bir kaide yoktu. 'Saygın' insanlardı, iyi koca, iyi şey söz konusu
Sayfa 202 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Engels’e Göre Komünizmin Faydaları ve Şartları
Toplumun komünist örgütlenmesi üyelerine her yönde gelişmeyi içermiş yeteneklerini her yönde uygulama fırsatını verecektir. Bu sayede, çeşitli sınıflar zorunlu olarak silinip gideceklerdir. Demek ki, toplumun komünist örgütlenmesi, bir yandan sınıfların varlığı ile bağdaşmamakta ve öte yandan bizzat bu toplumun kurulması bu sınıf farklılıklarını yok etmenin araçlarını sağlamaktadır. Engels'e göre, komünist toplumu inşa edecek olan tek sınıf, proletaryadır. Proletarya, önce "proletarya diktatörlüğü" olan sosyalizmin, sonra da kendisinin de ortadan kalktığı sınıfsız toplum konumundaki komünist toplumun mimarıdır. Engels'e göre, "eğer proletarya, burjuvaziyle savaşımında, koşulların zorlamasıyla, kendisini bir sınıf olarak örgütlemek zorunda kalacak, bir devrim yoluyla kendisini egemen sınıf durumuna getirecek ve egemen sınıf olarak eski üretim ilişkilerini zor kullanarak ortadan kaldıracak olursa, o zaman, bu ilişkilerle birlikte, sınıf karşıtlıklarının ve genel olarak sınıfların varoluş koşullarını da ortadan kaldırmış ve böylelikle bir sınıf olarak kendi egemenliğini ortadan kaldırmış olacaktır. Sınıflarıyla ve sınıf karşıtlıklarıyla birlikte eski burjuva toplumun yerini, her birinin özgür gelişiminin, herkesin özgür gelişiminin koşulu olduğu bir birlik alacaktır.”
Sayfa 216 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Parayı Dünyanın Tanrısı Yapan Bir Uygarlık Olarak Batı Uygarlığı
Batı uygarlığı, paraya merkeze alan bir uygarlıktır. Batı uygarlığında para, her şeyin belirleyicisi olmuştur. Batı dünyasında para, insanî ve doğal olan her şeyi bozmuştur. Para, insan ilişkilerinde etkili bir unsur konumuna gelmiştir. Hatta aile içi ilişkilerde bile para önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Engels, Batı uygarlığında paranın gündelik hayatta ve insanlar arası ilişkilerde başat hale gelmesi sürecini, kapitalizmin doğuşuyla temellendirmiştir. Engels'e göre, kapitalizmi inşa eden ve gelişmesine kaynaklık eden modern sanayi, Amerika'nın keşfiyle hazırlanan dünya pazarını yaratmıştır. Dünya pazarı ise, ticarete, gemiciliğe ve kara ulaştırmacılığına ciddi bir gelişme kazandırmıştır. Bu gelişme, aynı zamanda, sanayinin yayılmasını etkilemiştir. Sanayinin, ticaretin, gemiciliğin ve demiryollarının gelişmesiyle birlikte kapitalizmin aktörü olan burjuvazi de palazlanmış, sermayesini arttırmış ve feodalizmden kalma bütün sosyal sınıfları geri plana itmiştir. Burjuvazi, Avrupa'da üstünlüğü ele geçirdiği her yerde, bütün feodal, ataerkil ve pastoral ilişkilere son vermiştir. Yer aldığı toplumda, yani kapitalist toplumda, çoğunluk üzerindeki egemenliğini sürekli olarak arttıran burjuvazi, insanı doğal efendilerine bağlayan çok çeşitli feodal bağları acımasızca koparmış, insan ile insan arasında çıplak çıkardan ve katı nakit ödemeden başka hiçbir şey bırakmamıştır.
Sayfa 205 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
SONSÖZ - Sonuç Olarak Schopenhauer ve Batı Hakkındaki Düşünceleri
Schopenhauer, Batı uygarlığının ve bilginin ilerlemesinin sorunları çözmediğini, sadece yeni ihtiyaçları ve onlarla beraber yeni mücadeleleri ve bencillikleri getirdiğini iddia etmiştir. Işte, bunun için Schopenhauer, insanın isteklerini sınırlaması, arzularını dizginlemesi, öfkesini bastırması, bireyin sahip olmaya değecek şeylerden yalnızca sınırlı bir paya erişebileceği gerçeğini akıldan çıkarmaması gerektiğini savunmuştur. Schopenhauer, Avrupa'da insanlığın aşırı saçmalıklar ve maskaralıklardan derinden etkilendiklerini belirtmiştir. Schopenhauer'e göre, insanlar, saçmalıklar ve maskaralıklarla baştan başa kaplı bir dünyaya girmişlerdir. Schopenhauer, insanların yeni baştan bir "insan" olabilmek için öncelikle saçmalıkları ve maskaralıkları üzerlerinden çıkarıp atmaları gerektiğini öne sürmüştür. Çünkü Schopenhauer'e göre, "dünyanın amacı yavan bir aptallar cenneti olmak değildir." Schopenhauer, insanı kötü bir eylemden ve davranıştan alıkoyan beş nedenden söz etmiştir. Ona göre, söz konusu nedenler şunlardır: Cezadan ya da intikamdan duyulan korku; gelecekteki bir hayatta cezalandırılmak korkusu; her türlü insan sevgisini içeren merhamet; statü ve sosyal onuru yitirme korkusu; dürüstlük (yani sadakate ve inanca nesnel olarak sarılmak).
Sayfa 229 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
SONSÖZ - Sonuç Olarak Machiavelli ve Batı Hakkındaki Düşünceleri
Machiavelli'ye göre, "herkesin nefret dolu olduğu bir yerde kimse güvende olamaz, çünkü kötülüğün nereden geleceğini bilemezsin; herkesten korkan biri ise kendini asla güvenceye alamaz." Machiavelli, Batı uygarlığına mensup insanlarda sevgiden ve neşeden ziyade korkunun egemen olduğunu ifade etmiştir. Netice itibariyle, Machiavelli, Batı insanının yozlaşmış, kaba, bencil, çıkarcı, hilekâr, ikiyüzlü, tutarsız, güvenilmez ve şiddet yanlısı bir insan olduğunu ayrıntılı bir şekilde tahlil etmiştir. Machiavelli, insanların, bilhassa da gözlemlediği Batı insanının "nankör, kaypak, içten pazarlıklı, sinsi, tehlike karşısında korkak, para canlısı, bencil, açgözlü, korkak ve güvenilmez" olduğunu savunmuştur. Machiavelli, Batı'da yaygın olan bu insan tipinin tehlikesine ve insanlığa verdiği/vereceği ciddi zararlara dikkat çekmiştir. Machiavelli'nin deyişiyle, "dinsiz ve şiddete meyilli, cahil, tembel, rezil ve aşağılanmış olanlar din yıkıcılardır, krallıkları ve cumhuriyetleri parçalayanlardır; erdemin, okumanın ve insanlığa yarar ve saygı getiren diğer bütün sanatların düşmanıdır ve alçaktırlar." Sözün kısası, Machiavelli, Batı insanını gaddar, acımasız, öfkeli, kindar, vahşi ve barbar olarak nitelemiştir. Machiavelli, Batı insanının insanlık için büyük bir tehdit konumunda olduğunu da ayrıca belirtmiştir.
Sayfa 224 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.