Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Ben şimdiye kadar bunu nasıl 1k'ya yazmamışım dediğim bir şey anlatacağım şimdi size. 95 yaşında bir hastam var, iki aydır falan yoğun bakımda izliyoruz. Çok hastalığı var ama hastalıklarından biri de alzheimer, hiçbir şey hatırlamıyor, sözel iletişimi de yok zaten. Her neyse. Amca bize ilk geldiğinde baş parmağı ve işaret parmağıyla sürekli tesbih çeker gibi hareketler yapıyordu. Ailesine sorduk geliş gidiş, bir de tesbih istedik tabii:) Sahiden ömrü boyunca namazlı abdestli, tesbih çeken bir adammış. Şimdi de hiçbir şeyden haberi yok ama hala tesbih çekiyor. Bu amca nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz hadis-i şerifini getiriyor aklıma:)
Ailesiz bir evden
gün boyunca temizlikle uğraştıktan sonra yatıp uyumak varken burada vakit öldürmek çok mantıklı değil gibi görünüyor ama fark ettiğim birkaç hususu buraya not edeceğim. ailemsiz geçirdiğim ilk gecem olacak inşallah. insan bi garip hissediyor. bugün aklıma geldi, ev arkadaşıma bir şey olsa, hastanelik bir durum yani, ne yapacağım, bunu düşündüm.
Reklam
Bakın arkadaşlar, benim Ankara'da birlikte vakit geçirebileceğim, cami, türbe, mezarlık, müze, galeri, sahaf ve tarihi mekanları gezebileceğim, oturup sohbet edebileceğim, konuşulanları düzünden anlayan, namazlı abdestli, beni haktan alıkoymayıp hakka yönlendirecek, mümkünse tesettürlü, tercihen okumayı seven, güzel ahlaklı hanım arkadaş(lar)a ihtiyacım var. Yok olmuyor böyle. Etrafımda işe gidip gelmek ve trendyoldan alışveriş yapmak dışında işlerle uğraşan aklı başında insanlar görmeye ihtiyacım var. Şaka yapmıyorum, son derece ciddiyim. Hayatın acımasız ve sevimsiz akışı içinde kaybolmak istemeyen o bir avuç insan, size söylüyorum. Neredesiniz?
Bugünümden unutmak istemediğim notlar
İlk şeyden bahsedeyim, yoğun bakımda bir hastamız var, üniversite öğrencisi, tıp okuyor. Aniden bir şeyler oluyor ve şu an yoğun bakımda izliyoruz. Bugün mesai bitimi çıkmadan önce yanına gittim sohbet etmeye. Yazarak konuşuyor. "Bana bir tavsiye ver" dedim. "Hayat pamuk ipliğine bağlı, yarın ölecekmiş gibi yaşamak lazım" dedi.
Sabahtan beri uzun uzun yazıyordum. Vazgeçtim. Kısa ve öz bir not yazacağım kendime. Yanındayken rahatça oturabildiğin, gülebildiğin, ağlayabildiğin, yiyip içebildiğin, konuşmak zorunda hissetmediğin, rahatça sarılabileceğin insanların varlığı büyük bir nimet. Ve bir gün biriyle hayatını birleştirecek olursan aptallık edip boyuna bosuna, mesleğine, yüzüne, sesine vesaire özelliklerine bakarak değil, islamı yaşayışına ve yanında kendin olabileceğin biri olup olmamasına bakarak karar ver.
Hayırlı olsun paylaşımı:)
"İnsan, ilk günkü temizliğini müdafaaya çalıştıkça güzelleşiyor."
Nedamet Dergisi
Nedamet Dergisi
Reklam
Akşamdan beri kitap okuyacağım diye masada oturuyorum, daha beş sayfa bile okumadım, bu ösym benim ayarlarımı bozuyor cidden. Neyse gidip sütlü bebe püskeviti yiyeyim bari biraz.
Rüzgarlı havalarda aklıma geliyor, acaba bu rüzgar nerelerde doğdu, hangi yolları aştı, hangi yüzleri, saçları, tenleri okşayıp da bana kadar geldi. Buradan nereye gidecek, kimleri korkutacak, kimlere bir oh çektirecek. Kimlerin verdiği bir nefes, kimlerin aldığı bir nefeste ciğerlerine nüfuz edecek. Acaba bir hava molekülü olsaydık, onun gözünden hayat nasıl olurdu. Merak ediyor insan.
Az evvel ablam bana "evlen de çocuğun olsun, senin benden fazla mutlu olmaya hakkın yok" diye beddua etti jdjdgkfjfjfjf
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.