"Bütün gün kırlarda deniz kenarlarında dolaştık. Güneş, hayale müsaade etmeyecek tarzda her şeyi açık ve berrak gösterdiği için yalnız gözlerimizle yaşadık ve hiç eğlenmedik.
Ağaçların tozlu yapraklarını, kayalar üzerinde durup soluyan kertenkeleleri, denizin kirli suları altında cam kırıklarını, paslı tenekeleri, eski pabuç naaşlarını seyretmenin ne kadar çabuk ruha bıkkınlık verdiğini tecrübe etmeyen var mı? Güneşli kırlarda geçen bir gezinti gününden sonra, akşamüstü eve ümitsiz dönmemenin mümkün olmadığını tecrübelerimle bilirim. Güneş, bütün gün, insana, doğru, fakat acı şeyler söyleyen bir arkadaştır. Onun ışığında eğlenmenin ve mesut olmanın hiç imkanı var mı?" 
Ahmet Haşim
Güneş
Sonbahar çarpar ya adamı
Ben de tutup bir anı çaldım
Ekim güneşinden, Stokholm’un mavi göğünden
Kavgadan ve şiirden
Okyanusa düşen bir yaprak gibi kendimi saldım
Yağmurun ve güneşin yuduğu ekim
Ölüme giden güzelliğin
Akşam güneşinin öptüğü şehir
Bir umut mu yoksa keder midir?
Yüreğin teline dokunan
Bir anı, belki donakalmış
Geçmişin çıngırağını çalan
Hepsi burada işte, avucumda
Hayat da güzellik de ölüm de??
Saatlerce Güneş bana, ben güneşe bakıyorum
Tanışmıyoruz bile..
Korkarım pat diye geleceksin bir gün.
Ev dağınık, ben ölü..
Mahçup olacağım sana.
Bugün sen geldin aklıma, ama öyle her zaman ki gibi değil..
Öyle bi geldin ki mahvoluşumu sıcak bir kanmışcasına hissettim.
X: Çok yakındınız noldu birden?
Bundan sonra adını
kırk yılda bir anarım..
"Ben hala her şeyi sana anlatacakmış gibi biriktiriyorum"...
Çok sevdik be abi!
Kendimizi unutacak kadar..
Ama...
Mad Hatter
@filazof99
·31 Ağustos 2022 20:30
Bazen birini çok seversin. Akılla izah edilemeyecek kadar çok. Çok seversin be abi! Hep onu izlemek, ona kavuşmak istersin. Ona şiirler yazarsın, marşlar bestelersin. Sonra bir gün aniden çekip gider( Mario Gomez-Eyşan), öksüz kalırsın, yetim kalırsın.
Aradan yıllar geçer. Birileri girer-çıkar hayatına... Kimse o gibi değildir. Olamaz dersin. Ama bir gün birisi gelir, imza atar kalbine... Yeri dolmaz dersin ama dolmuştur. (Weghorts) Hoşgeldin be uçan Hollandalı... Hoş geldin... /weghorts on fire/
Ceza mı bu?
Çektiğim çile mi?
'Bir küçük kar tanesi gibiyim avucunda eriyen, dön bebeğim..'
"Özlüyorum ağlıyorum.. Yasak mısın anlamıyorum.. Ne olur dön..."
Beni karanlığın içinde öylece bırakıp gittin...
Seninle birlikte yıldızları izlesek olmaz mı? :)