İmân Metodolojisi

O OLMASAYDI, OLMAZDIK...
Bir rivayete göre, Allah, Âdem'in kalbine ilhâm etti, o da sordu: - "Allah'ım beni niçin "Ebû Muhammed-Muhammedin Babası" diye künyeledin?" - "Ya Âdem başını kaldır da bak!" - "Allah'ım bu nasıl bir nur böyle?" - "Bu senin zürriyetinden bir peygamberin nurudur ki, ismi göklerde Ahmed ve yerlerde Muhammed'dir. O olmasaydı, sende olmazdın, kâinatta olmazdı!"
Sayfa 78 - 79, 1.Levha, -O'nun Hayatı- "Cuma"da İnsanî Hakikatin Tescili, İBDA YayınlarıKitabı okudu
O; GAYE İNSAN-UFUK PEYGAMBER...
- "O, Allah'ın en güzel, en kemâlli eseri... Eser adına ne varsa, hepsinin varlık sebebi, varlık hikmeti... "Tesir edici eser" diye insanoğluna biçilen marifet sırrı ve memuriyetinin en önündeki mihrak ve murad şahsiyet... Kul plânında "Mutlak Mübdi" Peygamberler ordusunun Başbuğu O... O; Gaye İnsan-Ufuk Peygamber."
Sayfa 76 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- İbda Sırrı, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
KUR'ÂN ve KALB...
- "Kur'ân'da, "Bunda kalb sahibi olan kimse için muhakkak öğüt vardır" buyurulması, kalbin türlü suretleri ve sıfatları kabul ederek bir hâlden bir hâle geçmesi dolayısıyladır. Allah, "akıl sahibi için" demedi, çünkü akıl bağdır; işi tahdit ile tek bir esasa bağlar. Halbuki hakikat kendi nefsinde böyle bir tahdit ve inhisarı kabul etmez; şu hâlde Kur'ân, akıl çerçevesinde sınırlı bir öğüt kitabı değildir, kalb sahipleri için indirilmiştir..."
Sayfa 39 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- İmân Metodolojisi, İBDA YayınlarıKitabı okudu
HAK GELDİ ve BÂTIL GİTTİ...
Ramazan ayının bitmesine 10 gün kala, bir Cuma günü, Allah'ın Resûlü Kâbe'yi tavaf etmekte... Kâbe'nin etrafında 360 put... Allah'ın Resûlü, her putun karşısına gelişlerinde, ellerinde ki değnekle işaret edip buyuruyorlar: - "Hak geldi ve bâtıl gitti!" Ve put hemen yere yıkılıyor... Hem de eritilmiş kurşunlar ve bakırlarla yerlerine oturtulmuş putlar."
Sayfa 135 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- Bir isim: Mâhî, İBDA YayınlarıKitabı okudu
MİRAÇ ve PİSLİK YAPMAYA MEMUR HAŞERELER...
Pislik yapmaya memur bir zamane haşeresi, rasyonalist mizacına uymadığı için, aklın almadığına karşı durma ve Allah'ın kudretini hesaba çekmeye davranma ahmaklığıyla şu hükmü savurmuştu: - "Miraç, fezâ seyahati değildir!" Ve hükmünün getireceği tepkiyi önlemek için de, yeri olmayan bir tecrid -hilesi- ile lâfı bulandırma korkaklığına girmişti: - "Mânânın maddeye üstünlüğü ve maddeyi yenmesidir!" Aman, kabul edemediği Miraç hakikatine nisbetle ne açık (!) bir izâh... "Mânânın maddeye üstünlüğü" gibi beylik klişelere, hiçbir vukuf çetinliği yaşamadan sarılan bu ahmak cinsi, anlar mı ki, mânânın maddeye üstünlüğünden kasıt, maddeyi mânâya bağlama ve müntehasında onun da mânâ olduğunu işaret içindir; ve bir hâlihazır tesbiti olarak bu hakikat, bir varlık meselesi olup, "Miraç" ile hakikat olmuş değildir... Ve bahsin "Miraç" hâdisesi ile hiçbir alâkası olmaması bir yana, Miraç gibi sadece Allah'ın Sevgilisi'ne ve bir defaya mahsus mucize üstü mucizeyi madde ve mânânın umumî ve daimî hâline irca ederek inkâr etmektir."
Sayfa 118 - 119, 1.Levha, -O'nun Hayatı- Miraç, İBDA YayınlarıKitabı okudu
O'NU BİLEN, RABBİNİ BİLDİ...
- "Kendini bilen, Rabbini bildi!"... Bu ölçü yanında hatırlanması gereken usûl hikmeti: - "Allah'ı bilmek, ancak zıdlar arasını birleştirmekle, O'nun üzerinde yine O'nunla hükmetmekle mümkündür!" Kendini bilen, O'nu bildi; O'nu bilen kendini bildi... O'nu bilen, Rabbini bildi; Rabbini bilen, O'nu bildi... Onu bilen, kendini bildi; O'nu bilen Rabbini bildi!..
Sayfa 73 - 74, 1.Levha, -O'nun Hayatı- Göz bebeği, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.