Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İmân Metodolojisi

Profil
HAYÂ ve HAYAT...
- "Hayâ" kelimesi, "hayat"tan gelir. Kalbin hayatı miktarınca insanda hayâ vardır... "Hayâ"nın azlığı ise kalbin ölümüne işarettir... Kalbte hayat galip oldukça hayâ insana hâkimdir, Hayâ, insanda ayıplanmaya sebep olacak şeyin korkusundan doğan ıstırap hâlidir... Bu hâl, kalbin, kuvvet ve basirette kemâl derecesidir ki, kalb bu derecede kendi keyfiyetini görmeye başlar... Allah'ta böyle bir kalbi ayıp ve âr belirtici hâllerden korur... Şeriatta hayâ, suç işlemekten alıkoyucu ruh melekesinin ismidir..."
Sayfa 164 - 165, 1.Levha, -O'nun Hayatı- İstikbâl İslâmındır, İBDA YayınlarıKitabı okudu
HAK GELDİ ve BÂTIL GİTTİ...
Ramazan ayının bitmesine 10 gün kala, bir Cuma günü, Allah'ın Resûlü Kâbe'yi tavaf etmekte... Kâbe'nin etrafında 360 put... Allah'ın Resûlü, her putun karşısına gelişlerinde, ellerinde ki değnekle işaret edip buyuruyorlar: - "Hak geldi ve bâtıl gitti!" Ve put hemen yere yıkılıyor... Hem de eritilmiş kurşunlar ve bakırlarla yerlerine oturtulmuş putlar."
Sayfa 135 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- Bir isim: Mâhî, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
MÂHÎ: KÜFÜRLERİ MAHVEDİCİ...
- "Allah Resûlü'nün isimlerinden biri de Mâhî... Bu isim hadîste yorumlandığı gibi, "küfürleri mahvedici" mânâsındadır... Zira O'ndan önce, yeryüzünde bütün insanlık küfür üstündeydi... Kimi putperest, kimi de delâlete sapmış Yahudi ve Nasrânîlerden ibaretti... Ne Allah ne ahiret bilirlerdi... Bazısı da filozofların yolundaydı ve Nebîlerin işaretlerine inanmazlardı... Allah'ın Resûlü gelince, İslam öylesine tecelli etti ki, geriye kalan bâtıl dinler kökünden mahvoldu, hüküm ve galebe İslâm'a geçti..."
Sayfa 134 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- Bir isim: Mâhî, İBDA YayınlarıKitabı okudu
BİD'AT ve CİHAD...
Bid'at bahsi... Zamane hain ve münafıkları, İslâm'ı eşya ve hâdiselere tatbik, bunun için de düzen değişikliği mecburiyeti ortada iken, kanatsız kuş misâli İslâm'ı cihad bahsinden tecrit etmeye kalkarlar ve bu şuurlu hainliklerine bir takım kel keleş mümin geçinen ahmakları da âlet ederek gerçek müminlerin tesirlerini törpülemek isterler, istemektedirler... Buyurun bu soydan anlayışların ne menem bir iş üzerinde olduklarının izâhı: - "Dinî işlerde bid'atlerin türemesi öyle bir fitnedir ki, zararı bütün mahlûkları sarar. BUNLARDAN BİRİ DE CİHAD VE GAZADA GEVŞEKLİK VE TEMBELLİKTİR. Burada bir nükte vardır ki, münafıklığın alâmeti olmaya kadar gider. O da şehitlik nimetinden kaçınmak... Şehitlik, İslâm'ın kuvvet bulması yolunda can vermektir. Her mümin ferd bu yüksek makamı kalb ve zevk yoluyla benimsemeye, istemeye memurdur. Bu sır icabı olarak Resûl ve Nebîlerin birçoğu, sahabîlerin ekserisi ve peygamber evladının hepsi şehadeti arzulamış ve o yolda ruhlarını teslim etmişlerdir. Bir kişinin bile sebeb olduğu fitne dolayısıyla bütün mahlûkların zarar görmesi karşısında kalblere bir vehim düşebilir. Bu hususta Allah ilâhî ukubetinin (cezasının) pek şiddetli olduğunu bildiriyor. Çünkü İlâhî rızasına aykırı bir şeyin zuhurunda cezanın nasıl geleceğini takdir, ancak kendi zâtına âittir. İlâhî âdet gereğindendir ki, ceza umumî gelir. Sebep olanlara, başlangıcı dünyada olarak ceza, sebep olmayarak mazur görülecek olanlara da, fitnenin doğuş ve yayılışına mâni olmayarak yalnız kalple karşı durdukları için şehitlik nasip eder."
Sayfa 133 - 134, 1.Levha, -O'nun Hayatı- Gaza ve Bid'at, İBDA YayınlarıKitabı okudu
BİD'AT ve HARP...
Bid'at, dinde olmayan bir şeyi eklemek veya olan şeyi çıkarmak şeklinde uydurma bir yenilik demektir... Bu uydurma yeniliklerin en fecilerinden biri de, cihad ve gazada gevşeklik, hattâ son yüz senedir Müslümanlara telkin edilen gaza ve cihadın reddi tavrıdır... Oysa bizzat Allah Resûlü savaşmışlar ve buyurmuşlardır: - "Ben harp peygamberiyim!"
Sayfa 131 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- Gaza ve Bid'at, İBDA YayınlarıKitabı okudu
GAZA ve FETİH...
Allah Resûlü'nün gaza ve fetihlerinin öz mânâsı bir yana, o gaza ve fetihleri anmanın bile ne devlet olduğu babında, bazı büyüklerin şu rivayeti yeter: - "Bir kimse, Allah Resûlü'nün gaza ve fetihlerini okuyup anmayı âdet edinecek olursa, Allah o kimseye her işte fetih ve nusretler verir, çetinliklerini kolaylaştırır ve düşmanları üzerine galip kılar."
Sayfa 131 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- Gaza ve Bid'at, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
YÜKSEKLİKLER ÂLEMİ...
Allah Resûlü'nün yükseklikler âlemine uruc etmesinden bahiste Allah'a mekân ve istikamet tayini yoktur ama, "mekân ve istikamet tayini yoktur" dan kasıt da "yükseklikler âlemi"nin reddi değildir; zaten bu durumda Miraç'tan bahsedilemez... Keyfiyetini sadece Allah'ın ve Sevgilisi'nin bildiği sırrı kaba saba mantık hesaplarıyla tartmaya kalkan ahmaklara cevap erenler katından geliyor: - "Allah gökte değilmiş... Ey köpek! Olmadığını ne biliyorsun?.. Göğü karış karış ölçtün, gezdin, dolaştın da, bir de "orada yoktur" diye haber mi veriyorsun?.. Göğün adını işitmiş, yıldızların ve feleklerin adını duymuşsun da, durmadan bir şeyeler söylüyorsun. Eğer senin gök hakkında bir bilgin, gökten haberin olsaydı, yahut bir karış göğe yükselseydin, bu saçmaları söylemezdin! Biz "Allah gökyüzünde değildir" demekle, "gök üzerinde değildir" demek istemiyoruz. Maksadımız, "gök, O'nun üzerini ihata etmemiştir, O göğü nasılsız ve niteliksiz bir şekilde kaplamıştır ve hepsi O'nun kudret elindedir; O'nun mazharıdır ve tasarrufu altındadır" demektir. Binaenaleyh O, göğün ve kâinatın dışında değildir ve tamamen içinde de değildir; yâni bunlar O'nu ihata etmiş olmayıp, O hepsini çevirmiştir."
Sayfa 119 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- Miraç, İBDA YayınlarıKitabı okudu
MİRAÇ ve PİSLİK YAPMAYA MEMUR HAŞERELER...
Pislik yapmaya memur bir zamane haşeresi, rasyonalist mizacına uymadığı için, aklın almadığına karşı durma ve Allah'ın kudretini hesaba çekmeye davranma ahmaklığıyla şu hükmü savurmuştu: - "Miraç, fezâ seyahati değildir!" Ve hükmünün getireceği tepkiyi önlemek için de, yeri olmayan bir tecrid -hilesi- ile lâfı bulandırma korkaklığına girmişti: - "Mânânın maddeye üstünlüğü ve maddeyi yenmesidir!" Aman, kabul edemediği Miraç hakikatine nisbetle ne açık (!) bir izâh... "Mânânın maddeye üstünlüğü" gibi beylik klişelere, hiçbir vukuf çetinliği yaşamadan sarılan bu ahmak cinsi, anlar mı ki, mânânın maddeye üstünlüğünden kasıt, maddeyi mânâya bağlama ve müntehasında onun da mânâ olduğunu işaret içindir; ve bir hâlihazır tesbiti olarak bu hakikat, bir varlık meselesi olup, "Miraç" ile hakikat olmuş değildir... Ve bahsin "Miraç" hâdisesi ile hiçbir alâkası olmaması bir yana, Miraç gibi sadece Allah'ın Sevgilisi'ne ve bir defaya mahsus mucize üstü mucizeyi madde ve mânânın umumî ve daimî hâline irca ederek inkâr etmektir."
Sayfa 118 - 119, 1.Levha, -O'nun Hayatı- Miraç, İBDA YayınlarıKitabı okudu
"CUMA"GÜNÜNÜN KIYMETİNİ ÖĞRENMEK İSTEYEN BUYURSUN...
Hadîs Meâli: - "Allah'ın nazarında günlerin seyyidi Cuma'dır. O, Kurban ve Ramazan bayramı günlerinden de kıymetlidir. Onda beş haslet vardır; Allah o günde Âdem'i yarattı. O Cennetten arza o gün indirildi. O günde vefat etti. Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, bir kul o saatte Allah'tan bir şey diledi mi, Allah onu mutlaka kendisine ihsan eder. Ancak istediği günah veya sıla-i rahmi kesen bir şey değilse. Kıyamette Cuma günü kopacaktır. Hiçbir melek-i mukarreb, semâ, arz, rüzgâr, dağ ve taş yoktur ki, bu sebeble Cuma gününden korkmuş olmasın."
Sayfa 80 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- "Cuma"da İnsanî Hakikatin Tescili, İBDA YayınlarıKitabı okudu
SECDE MESELESİ...
- "Âdem'e edilen secde, yüceltme secdesidir, tapma-ibadet secdesi değil... Kardeşleri tarafından Yusuf Peygambere edilen secde gibi... Hakikatte secde Allah'adır ve vasıtalar kıble mevkiindedir... Burada Âdem, bir kıbleden ibaret... Nitekim Kâbe'ye karşı secde Allah'adır ve Kâbe kıble hikmetinin merkezidir."
Sayfa 79 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- "Cuma"da İnsanî Hakikatin Tescili, İBDA YayınlarıKitabı okudu
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.