Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İnsan ve Toplum , Dergi

Profil
HARVARDLI ÖĞRENCİLER BAŞKALDIRDI.
Batıdaki bu uyanış sadece Bin Ladin mektubu ile sınırlı kalmadı. Soykırımın ilk günlerinden itibaren dünyanın her yerindeki Siyonist Yahudiler bir anda maskelerini çıkardı ve içlerindeki şeytanı serbest bıraktı. Hollywood ünlüleri, film yapımcıları, meşhur yazarlar, sözde filozoflar, her sektörde ve her seviyede makam işgal eden beyaz yakalılar, sosyal medya devlerinin sahipleri ve yöneticileri, eski ve yeni politikacılar. Dünyanın her yerindeki Siyonist Yahudiler zincirini koparmış kuduz bir köpek gibi etrafa saldırmaya başladı. En ufak vicdani sesi bile susturmak için ellerindeki bütün gücü kullandılar. Soykırımın ilk günlerinde Harvard üniversitesinden bir grup öğrenci, Gazze'de sivillerin vurulmasını protesto eden bir bildiri yayınlamıştı. Bildiriye anında tepki veren Yahudi lobileri ve üniversite mezunlarının dernekleri, bildiriyi yayınlayan öğrencilerin isimlerini sosyal medyada ''artık hiçbir yerde iş bulamayacaksınız. Hayatınız şimdiden bitti'' mesajıyla yayınladılar. Hatta bu öğrencilerin fotoğraflarını dev led ekranlı bir kamyonla üniversitenin etrafından teşhir etti. Fakat korku imparatorluğu bu kez işe yaramadı. Harvard'daki yüzlerce öğrenci bu dayatmaya karşı çıktı. Katledilen Gazzeli çocukların isimleri üniversite girişine asıldı. Okulda soykırımı lanetleyen gösteriler yapıldı ve Yahudilerin ellerindeki maddi güçle kurmaya çalıştıkları korku duvarı aşıldı. Bu olaydan sonra ''Yahudilerin yönettiği '' meşhur üniversitelerde korkusuz protestolar başladı. Akademik dünyanın Siyonist zincirlerinden kurtulabileceğine dair ilk kıvılcım da yakılmış oldu.
Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Gazze'nin insanları, bu dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan diğer insanlar gibi yaşamayı, eğlenmeyi, okumayı, çalışmayı, kız olsun erkek olsun yüksek eğitim almayı, sanatı, farklılıkları, misafirperverliği, hürmet etmeyi, geleneklerini, dinlerini ve direnişi seviyorlar. Dışarıdan ilk defa gelip, Gazze'yi hayalindekinden farklı bulan ve normal devam eden hayata şaşıran yabancılara ''Biz, Batı sömürgesi neticesinde her şeyden mahrum bırakılmış kimi Afrika halkları gibi değiliz: imkanımız, yetişmiş insanımız var ama sadece hürriyetimiz yok'' diyorlar. Bu kitapta, Türkler olarak Arap toplumuz içinde kendimize en yakın hissettiğimiz ve sempati duyduğumuz Filistinlilerle birlikte yaşadığım seneler içinde Gazze'deki tecrübelerimi bir sosyolog ve siyaset bilimcinin yapabileceği profesyonelce bir tahlilden uzak, sıradan biri olarak sadece gördüklerim ve yasadıklarım çerçevesinde anlatmaya çalıştım. Gazze'de 3000gün, Faruk Esen, Hafıza Merkezi Yayınları
Sayfa 151 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zira Gazze'de yaşanan katliam bir çok kapalı gözü ve kulağı açarak, gerçeği görür ve işitir hale gelmelerini sağladı. Küresel güç odaklarının kontrolündeki kitle iletişim araçlarının marifetiyle akıl tutulmasına uğratılmış kitleler, Gazze'de yaşananlarla bir oranda kendilerine geldiler. Her şeyden önce ''Batı'' deşifre oldu. Batını her fırsatta dile getirdiği ve bu sayede tüm dünyayı kuşatmasına imkan sağlayan ''insan hakları, özgürlük, demokrasi'' söylemlerinin kocaman bir yalan olduğu açıkça görüldü. İnsan hakları, özgürlük ev demokrasi söylemlerinin sadece Batılı devletler için işgal ve sömürülerinin meşrulaştırılmasını sağlayan bir şey olduğu anlaşıldı. Batılı devletlerin işlerine gelemeyen şeylere kör ve sağır oldukları, kendi kimlik ve kişiliklerinde vicdanı öldürmeyi başardıkları, aklı işlevsiz bir kelimeye dönüştürdükleri, dünyanın dört bir yanındaki insanların önemli bir kısmı tarafından görülmeye başlandı. Dolayısıyla Batılıların bundan böyle ''özgürlük, insan hakları, demokrasi'' söylemlerini kolayca dile getirmeleri mümkün olmayacak gibi. Dile getirseler bile inandırıcı olmakta her zamanınkinden daha fazla zorlanacakları kesinin.
Sayfa 63 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Gazze'nin insanları binlerce kayıp verdiler, on binlerce evleri yıkıldı, altyapıları çöktü, aç kaldılar, su bulamadılar, ilaçları bitti tedavi olamadılar, ama onurlu duruşlarından zerre kadar taviz vermediler. İzzetlerini, şereflerini, bayraklarını, vatanlarını her zaman hatırlanacak biçimde korudular, koruyorlar. Her türlü saygıyı hak ediyorlar. Gazze'nin insanları bir ayna oldu insanlığa. Bizlere nice dersler verdi bu inançları, toprakları, vatanları için yaşayan onurlu insanlar. Bunun bugün olduğu gibi gelecekte de ilham veren sayısız yansımaları olacaktır.
Sayfa 59 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Gazze'yi, Filistin'i Türkiye'yi, İslam ülkelerini aşan bir noktaya geldi bu konu. Her an her şey olabilecek, dünya savaşına kadar uzanabilecek bir gerilim var bölgede. Akdeniz sularına belki buradaki ülkelerin toplam deniz gücünden daha büyük güç intikal etti. Bunu söylemek bir korkaklık değil, bazı şeyleri dikkate almak gerekiyor. Savaşı öyle basit bir hadise olarak değerlendiremeyiz. Bir kere başlandığında ne zaman nerede biteceğini belirlemek mümkün değil. Biz savaştan korkan değil, aksine onun ne olduğunu çok iyi bilen bir milletiz. Her şeyin zamanı vardır. Şurası anlaşılmalı. Filistin özgür olmadıkça dünya huzur bulamaz.
Sayfa 55 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Filistin bir sınav kağıdı Her mü'min kulun önünde
Filistin gündemiyle yatıp kalkıyor, elimizden bir şeyler gelmediği için hayıflanıyor, en azından siyonizme destek verenleri boykot ederek bir nebze olsun avunmaya çalışıyoruz. Kocaman yüreğe sahip yiğit insanların şehri Gazze, bombalar altında on binlerce şehit verirken bile vakarlı duruşuyla bütün insanlığı hayretlere ve hayranlığa sürüklüyor.
Sayfa 53 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Avrupa'da Tehlike Çanları. Aşırı Sağ Tırmanışa Geçti.
Avrupa küçük bir kıta olmasına rağmen, yüzyıllar boyunca dünyaya yön verdi. Bir "fikir laboratuvarı" olan Avrupa'da ortaya çıkan düşünceler kısa sürede bütün dünyayı etkisi altına alıyor. İnsan hakları ve demokrasi konularında kendilerini bir "model" olarak sunan Avrupa ülkelerinin özellikle İsrail-Hamas savaşının ardından Filistin destekçisi vatandaşlarına karşı aldıkları tedbirler "demokrasi maskelerini" çoktan düşürdü. Göçmen ve İslam düşmanlığının arttığı, Avrupalı halkların dünyada yaşanan kaostan uzakta kendi konfor alanlarında kabuğuna çekilmeyi hayal ettikleri bir ortamda aşırı sağcı partiler de tarihi zaferler kazanıyorlar. İtalya'da iktidarı ele geçiren aşırı sağ, son olarak Hollanda'da da büyük bir başarı elde etti. Avrupa ülkelerini hatta Avrupa Parlamentosunu bile etkisi altına alan aşırı sağcı fikirler Avrupa ülkelerinde yaşayan göçmen kökenli vatandaşların ve genel olarak Müslümanların geleceklerini tehdit ediyor.
Sayfa 40 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Boykotu sadece bir zülüm ayyuka çıkınca üç beş günlük bir iş sananlar esirdirler. Boykot düşmanın su yollarını kesmektir. Boykot, zulme engel olmaktır. Boykot zalimin kurşununa sponsor olmamaktır. Boykot geleceğin inşasıdır. Boykot zaferdir. Boykot insanlığı, çevreyi ve kainatı korumaktır. Boykot mazlumun yanında saf tutmaktır. Boykot devletini milletini kalkındırmaktır. Boykot düşmana kurşun sıkmaktır. Boykot inancın, imanın bir parçasıdır. İman Allah'tan başkasını reddetmekle başlar. İslam, küfrü boykot etmektir. Müslüman boykot ehlidir. Boykot iman tazelemektir. Boykot şeytanı ümitsizliğe sevk etmektir. Boykot sabilerin gözyaşını silmektir. Boykot milli ve insani bir dayanışmadır. Bu durumda herkesin gücü ve ihtiyacı farklıdır. Herkes güç yitirip de yapmadığından hesaba çekilecektir. Millet, boykot ederken sabırlı ve gayretli olmak zorundadır.
Sayfa 19 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Çocuk demekten bile acizler: Soykırımı karartma yarışında basının bayrak taşıyıcılarından biri olan Guardian gazetesi, esir takasını haber yaparken bile teröristlere torpil geçti. Hamas'ın serbest bırakacağı tutuklular için ''kadınlar ve çocuklar'' ifadesini kullanırken, Yahudilerin toplama kamplarından serbest bırakacağı Filistinlilerden bahsederken ''kadınlar ve 18 yaş altındaki insanlar'' ifadesini tercih ettiler.
Sayfa 14 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Avrupa zihni çöküşe geçtiği bir zamanda Gazze'de cereyan eden vahşeti, zalimin kendi savunma hakkı olarak gördü. Hatta Avrupa'nın en savaştan uzak ülke liderlerinden biri ''İsrail'in soykırım hakkı var'' dedi. Avrupa zulme maruz kalan insanların, en ağır silahlar kullanılarak çoluk çocuk katledilmelerinin önüne
Sayfa 12 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Avrupa'yı gözümüzde büyüten insaniliği değil, maddi gücüdür. Bu gücü elde etmek için başvurduğu sömürgecilik siyaseti dünyanın geri kalanı için hiç de hayırhah sonuçlar doğurmamıştır. Sömürgecilik kan ve ateşle dünyaya hâkim olmuştur. Avrupa'nın bütün büyük güçleri veya zamanında büyük olan güçleri, sömürgeleştirmek istedikleri ülkelerin halklarını katletmiştir. Kendileriyle eşit şartlarda savaşacak gücü olmayan milyonlarca insan onların eliyle katliama maruz bırakılmıştır. Amerika'da, Afrika'da ve Avustralya'da bu mana da olup bitenler gerçek manasıyla yazılsa idi, kütüphaneler dolusu eser ortaya çıkardı. Bu halkların tarihini de galipler, sömürgeciler yazmıştır. Avrupa'nın maddesi hala güçlü olabilir, manası hiç şüphe yok ki çöküş halinde. bu maddeyi taşıyacak mana kalmayınca Avrupa'da kalmayacak Amerika'da.
Sayfa 12 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Dünyada belli aralıklarla yeni grip salgınları şayiası çıkıyor. Bunların sonuncusu Kovid-19 sürecinde milyonlarca kişinin öldüğü açıklandı. İnsanlık tarihinin en karanlık süreçlerinden birinden geçildi. Bizim ülkemiz de dâhil dünyadaki ekseri ülkeyi tıpçılardan oluşan kurullar yönetti, açıkladıkları kararlar kanun hükmünde uygulandı, ilaç sektörü
Sayfa 8 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu