Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsanlar ve Düşünceleri

Sonsuz bir uykuya dalmak istiyorum..
Allah'ım ferahlık ver Yâ Rabbim.
Dışarıdaki sıcak, Bilal-i Habeşî'nin (r.a.) kızgın çöl kumlarına sırt üstü yatırılıp üzerine ağır taşlar konulduğu halde "ehad, ehad" (Allah birdir, birdir) dediği durumda imanının hangi derecede olabileceğini anlamamıza bir ölçüde fırsat verecek derecede.
Reklam
Kimin iyi kimin kötü olduğunu artık kestiremiyorum ben neye inansam bambaşka bir şey çıkıyor inandığımla kalıyorum öylece.
“Bir acayip huylu bir oğlan. Eşkıyaya hiç benzemiyor. Cin gibi, peri gibi, melek gibi bir insan. Evliya olacağına eşkıya olmuş.”
Sayfa 197 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Harika tespit...
Hiç kimse borçlusunu sevmez. Hani fazladan taviz verip, her şeyine koşturuyorsun ya! çalışıyorsun ya, bir ihtiyacı olduğunda Alttan alıp alıp, sürekli anlamaya dayanamayıp tekrar başa dönüyorsun ya, defalarca affedip' düzelir' diyorsun ya! Yapma! Çünkü insan almayı sever hele senin gibi madden ve manen bonkörleri çok severler. Ama sürekli senden alırken mutlu olsalarda, sana borçlu oldukları için sevmezler. Sen de sorarsın; ' bu kadar iyilikten sonra neden bunu bana yaptı' diye! Anla artık, Kimse borçlusunu sevmez... Kötü günlerinde yanında olanları iyi günlerinde de yanında istemek güçlü kişiliği olanların yapabileceği bir davranıştır. Sen yardım edersin, Hayatları düzelmeye başladığında senden kaçarlar; Sana bakıp geçmişteki hallerini hatırlamak zor gelir. Güçsüzlüklerini hatırlamayı taşıyamazlar. Kendini geliştirememiş insanlar, zor günlerinde yanlarında olanları iyi günlerinde görmek istemezler.
Aşkım Kapışmak
Aşkım Kapışmak
“Nereyi imzalıyoruz?” temalı
“Ömrünüzü sustuklarınızı duyan biriyle geçirin konuştuklarınızı duymayan biriyle değil”
Reklam
Olduğun Yerden Başla
MODERN DÜŞÜNCENİN giderilmez yanlışı hiç yanlış yapmamak isteğiyle kendine bir kalkış noktası, bir sıfır noktası aramasındadır. Oysa insana ilişkin hiç bir mesele başlangıcından itibaren ele alınamaz. Çünkü insan kendi eseri olmayan bir mekâna, seçimine katılmadığı bir zamanda konulmuştur. Bununla birlikte insan bulunduğu yerin ve çağın yükünü kaldıracak çapta yaratılmıştır. Yoksa hayatını idame ettirmesi imkânsız olurdu. Yani insan hangi zorluklar karşısındaysa, onları alt edebilecek kolaylıkları da elinin altında tutar. Bu anlamda insana dünya musahhar kılınmıştır. Ne var ki, olduğu yerden başlamayı akledemediği zaman insan zorunlu olarak zihninde keyfince türettiği geçmiş veya gelecek bir altın çağa kaçmak, sığınmak gereği duyar. Bunu yapar yapmaz da kendi çağının ve kendi yerinin ona bahşettiği imkânları, savaş araçlarını kullanamaz duruma düşer. Giderek, kendi özelliklerini çağıyla ve yeriyle uyumsuz hale sokar. Bu uyumsuzluğun sonucu yalnızca çağından kaçan, yerini inkâr eden insanın nereden geleceğini bilmediği darbelere karşı savunmasız kalışı değil, aynı zamanda dostunu tanıyamayıp, düşmanını ayırt edememesi demektir. Dolayısıyla sürekli olarak hayaletlerle dövüşmek, hayaletler tarafından taciz edilmek gibi bir duruma düşecektir. Kendi çağının ve yaratıldığı yerin verilmiş olduğunu bilmekle insan hem hayaletlerle kuşatılmaktan kurtulur, hem de varlığı hakkındaki vehimlerden. Sahteliğinden sıyrılır ve sahiciliğine sahip çıkar.
Adam Ol Ki, Sana Biri Kadın Olsun!
75 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.