göklerde süzülmeyi iyi bellemiş bir güvercinle, kelimelerimi haber salmışım da, muhtelif bir sebepten yolda ölmüş, canım güvercin, onun canının yasını tutuyorum. ölüsü yiten güvercine mi bu dile gelmeyen, yüreğimde kopan ağıt; göklerden nereye indiğini bilmediğim kelimelerime mi yazılıyor, kararmamış mürekkeple; yoksa kaybolan masumiyetin imgelerini, imbiklerden geçmez eden zihniyet mi, bu yasın efendisi. efendisini, sahip bellemiş bir yasın, dilsiz ağıtı; ah, süzülmeyi nasıl da sildi ölüm kanatlarından. kanatların nasıl da silindi göklerden.